Yağmurlu bir tatil gününün sabah saatlerinde yapılabilecek en güzel iş oturup bir şeyler karalamak olsa gerek. Ben de bunu yapıyorum. Sağlık sorunlarımdan dolayı uzun süre uzak kaldığım yazılarıma yeniden başlamak istiyorum.
Yazma tutkusunun beni bu kadar esir alacağını elbette bilemezdim. Bir de işten-güçten uzak kalmanın oluşturduğu sıkıntı yok mu ? İşte en kötüsü o! İtiraf ediyorum insan kendinin bir şeye yaramadğını hissediyor.
Rahatsız edici bir sıkıntı bu. İşin manevi boyutu da var. Aleyhillane işsize meşgale buluyor. Kendine hayrı olmayanın bulduğu işten kime ne hayır gelir ki?
Hal böyle olunca "ne yazabilirim?" sorusu geliyor usuma. Doğal olarak gelişen bu suale münekkid tabiatımla uyuşmayan bir mevzu bularak cevap vermeye çalıştım.
Mevcut iktdara muhalif ya da müteffik cenahlarda genellikle kabul gören yaygın bir kanaat var. Ak Parti iktidarlarının en başarısız olduğu konuların başında eğitim ve kültür politikaları geliyor.
Bu kanaate siz de iştirak edebilir ya da benim gibi tabiatınıza ters gelse de biraz düşünerek farklı bir kanaat tebellür edebilirsiniz.
Evet, ben Ak Parti hükümetlerinin hassaten eğitim politikalarının başarısız olduğunu düşünmüyorum. Kültür ve eğitimi aynı potada değil farklı potalarda değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Ak Parti hükümetleri eğitim alanında niçin başarısız değiller?
1- Eğitim, öznesi insan olan bir süreçtir. Bir boyacı küpü değildir. Doğası gereği insan eğitimi evrendeki en zor işlerden biridir. Zaman, mekan ve imkanlar ister.
Her biri ayrı bir süreç ve imkan meselesi olan bu alanlarda gelişme sağlanmadan eğitimde istenilen başarıdan söz edilemez.
2- Vatandaştan ve özellikle camianin mensuplarından yeterli desteği görmeyen bir programın başarılı olması mümkün mü?
En olağanüstü şartlarda bile ihtiram görmesi gereken bir alanın mekanları, hakettikleri saygıyı görmemişse hangi başarıdan söz edeceğiz?
(Milli Eğitim Bakanı Prof. Nabi Avcı'nın açıklamalarına göre 400 okul teröristlerin saldırılarına uğramış, yakılıp harap edilmiştir.)
Bu satırların meslektaşlarımızın bir kısmının pek hoşuna gitmeyeceğinden eminim. Sevgili meslektaşım! Biraz da insanımızı, vatanımızı düşünelim. İktidarın eğitim politikaları "başarısız" demek inanın ki sorumsuzluğun, kolaycılığın ta kendisi. Önemli olan bir eğitim neferinin "ben eğitime şu katkıları yaptım" diyebilmesidir. İşte siz o zaman "muhterem öğretmen" olursunuz. Kimse sizin cinsiyetinize, ideolojinize veya herhangi bir aidiyetinize bakmaz. Milletimizden saygı görürsünüz. Ancak saygın öğretmenler hükümetlerin eğitim politikalarını başarılı kılabilirler. Kendi halkından saygı ve sevgi görmeyen öğretmenlerin hükümetleri de eğitim politikalarında başarısız olurlar.