Milli Eğitim Bakanlığı, müfredat yenileme çalışmaları kapsamında 1.,5. ve 9. sınıfların ders muhtevasını değiştirmek üzere yoğun bir çalışma başlattı, halen devam ediyor. Yenilenen müfredat, yeni öğretim yılıyla birlikte ders kitaplarına yansıtılacak. Nihayet kademeli olarak müfredat konusunda gerekli düzenlemeler yapılacak.

Bu meyanda Darwinist ve pozivitist yaklaşımları ders müfredatlarından arındırmak suretiyle,

İdeolojik dayatmalardan ve safsatalardan uzak,

Eğitimin temel yaklaşımlarını esas alarak gençlerimizi eğitmek zorundayız.

Zira, ideolojilerin / izmlerin saplantılarına terk edilemeyecek kadar önemli genç dimağlar. Cemil MERİÇ’in ifadesiyle gençlerimize deli gömlekleri giydirilmesine müsaade etmemeliyiz: "İzm’ler idrakimize giydirilen deli gömlekleri. İtibarları menşe’lerinden geliyor. Hepsi de Avrupalı.”

Yıllarca sırf dini / İslami öğretilere karşı olma adına bu tür bilimsellikten uzak sapkın fikirlerle gençlerimizi  yönlendirme gayreti  herkesçe bilinen bir hakikatti maalesef. Çok şükür son yıllarda bu tür ideolojilerin modası geçti, alıcısı falan yok artık.

Üstad N.Fazıl Kısakürek’in veciz ifadesiyle;

"Her fikir, her inanış, tek mevsimlik vesselam;
Zaman ve mekan üstü biricik rejim, İslam...”

Akıl ve bilimin kabul etmediği, vahyin ise değer vermediği yaklaşımlar rağbet görmüyor.

Rağbet görmüyor ama, bu kez bir başka bir tehlike hemen kapımızı çalıyor. Şeytan misali bir an boş durmuyorlar ideolojik saplantı içerisinde olanlar.

Bu yazımda, gençliğimizi bekleyen bir başka sapkın ideolojiye  dikkatlerinizi çekmek istiyorum. En az Marksizm, Sosyalizm, Darwinizm veya Pozitivizm masalları kadar tehlikeli ve etkili olabilecek İslam dışı / akıl dışı bir ideoloji. Özellikle de lise ve üniversite çağında olan gençler üzerinde…

Deizm…

“Deizm; tüm dinleri, peygamberleri ve kutsal kitapları reddeden, tanrının varlığının akılla kavranabildiğini savunan, kaynağını mantık ve doğadan alan (sözümona) tek tanrı inancıdır. Deizme göre tanrı evreni yaratmıştır ama sonrasına karışmaz ve evren kendi yasalarına göre işler. Deistler dine akılcı yaklaşırlar, onlara göre peygamber, kutsal kitap, melek, şeytan, günah, sevap gibi dinle ilgili kavramlar yoktur. 

Deistler neye inanıyorlar? 

Deistler evrene bakınca bir düzen görür ve bu düzenden bir tanrı, yaradan fikrine varır. Onlara göre evren tanrı tarafından tasarlanan, hareketi başlatılan ama dışarıdan müdahale olmadan doğa kanunlarına uygun şekilde işleyen bir bütünlüğe sahiptir. Deizme göre tanrı vardır ve kâinatı yaratmıştır. Bazı deistler ölümden sonra yaşama veya reenkarnasyona / ruh göçüne inanabilir.” (Alıntı)

İşte, genç ve körpe dimağları bekleyen yeni sinsi tehlike, bir çeşit şirk. Kur’an-ı Kerim’de zikredilen Ad, Semud, Nuh ve Lut kavimleri, Medyen ve Eyke’liler, Firavun ve avanesi ile Mekke müşriklerinin ilahi mesaja karşı geliştirdikleri argumanın aynısı.

Gençlerimiz arasında revaç bulup tıpkı bir virüs gibi yayılmasından endişe ediyorum. Dikkat çekerek sağlam bir inanç temelinde onların vahyin yol gösterici ışığı ve akl-ı selimin doğruları üzerinde yetişmelerini arzu ediyorum.

Zira, Rabbimizin uyarı ve mesajları açık, hem de yoruma ihtiyaç hissettirmeyecek şekilde açık. Gerçek din İslam, gerisi yalan...

 "Allah nezdinde hak din İslâm'dır.” A.İmran Suresi / 19

"Kim, İslâm'dan başka bir din ararsa, bilsin ki kendisinden (böyle bir din) asla kabul edilmeyecek ve o, ahirette ziyan edenlerden (kaybedenlerden) olacaktır.” A.İmran Suresi / 85

Özellikle eğitimcilerin, öğretmenlerin, ilahiyatçıların gündeminde olmalı bu konu. Müfredat çalışmalarında kanaatime göre bu konuyu atlamamalı, sağlam bir inanç temeli atılmalıdır.

Eğitim iş kolunda faaliyet gösteren sendika yöneticilerimizi ve sivil toplum kuruluşlarımızı bu gibi konularda daha duyarlı olmaya ve gündem oluşturmaya davet ediyorum.

Allah, neslimizi her türlü fitne / fesat odaklarının, sahte ideolojilerin ve ham hayalden öte hiçbir şey vaad etmeyen izmlerin şerlerinden / kötülüklerinden korusun.

Sözün en doğrusunu mutlak hakimiyeti yed-i kudretinde bulunduran Allah söyler:

"Göklerin ve yerin mülkü (hakimiyeti, hükümranlığı, yönetimi) Allah'ındır; dönüş de ancak O'nadır.” Nur Suresi / 42