~~2015-2016 eğitim öğretim yılı, geçmiş yıllardan biriken sorunların daha da ağırlaşmasının yanı sıra, Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı bölgede yaşanan çatışmaların ve ölümlerin gölgesinde bu yıl iki hafta gecikmeli olarak 28 Eylül günü açılıyor.
Eğitim Sen (2015)’in yaptığı araştırmaya göre, çatışmaların artarak sürmesi nedeniyle milyonlarca kişiyi ilgilendiren eğitim-öğretim hizmetlerinin öğrenciler, öğretmenler ve diğer eğitim emekçileri açısından sağlıklı bir şekilde yapılıp, yapılamayacağı da belli değildir.
Araştırmaya göre; Türkiye’nin içine itildiği çatışma ortamında eğitim öğretimin sağlıklı yapılabileceğini düşünüyor musunuz sorusuna verilen yanıtlara bakıldığında araştırmaya katılan eğitim emekçilerinin sadece yüzde 11’i ‘Evet’ yanıtı vermekte, katılımcıların yüzde 89’u ‘Hayır’ diyerek, bu koşullarda eğitim öğretimin sağlıklı bir şekilde yapılamayacağını belirtmektedir.
 “Halen çalışmakta olduğunuz ilin dışında başka bir ilde çalışmak ister misiniz? Tayin istemeyi düşünüyor musunuz?” sorusuna katılımcıların yüzde 59’u ‘Hayır’ yanıtını verirken, tayin istemeyi düşünenlerin oranının yüzde 41 gibi yüksek bir oranda çıkması dikkat çekicidir.
“Ülkede yaşanan çatışma ortamı nedeniyle mesleği bırakmayı düşünüyor musunuz?” sorusuna katılımcıların yüzde 68’i ‘Hayır’, yüzde 32’si ‘Evet’ yanıtını vermiştir. Verilen yanıtlar, bölgedeki koşulların, görev yapan her 10 öğretmenden 3’ünün mesleği bırakmasını düşündürecek kadar kötü ve olumsuz olduğunu göstermektedir.
Araştırmada “sizce eğitim öğretimi engelleyen en önemli üç sorun nedir” diye sorduğumuzda, katılımcıların yüzde 38’sı can güvenliğinin olmaması, yüzde 24’ü okulların fiziki koşullarının uygun olmaması, yüzde 16’sı ise öğretmen açıklarını ilk üç neden olarak belirtmiştir. Okula ulaşım koşullarının yüzde 14 gibi bir oranda çıkmış olması dikkat çekicidir.
Bu soruda bu nedenler dışında belirtmek istediğiniz diğer nedenler nelerdir diye sorulan açık uçlu soruya verilen yanıtları grupladığımızda en çok şu ifadelere yer verilmiştir; “Çatışmalı ortamın öğretmenler ve öğrenciler üzerindeki olumsuz etkileri”, “anadilinde eğitimin olmaması”, “eğitimin bilimsel olmaması”, “siyasi kadrolaşma ve baskılar”, “sınıfların kalabalık olması”, “kaynak ve bütçe yetersizliği”, “MEB’in eğitim değil, siyaset yapması”, “idarecilerin taraflı yönetimi ve hukuksuz atamaları”, “eğitim sisteminin sürekli değişmesi”, “verilen eğitimin içeriğinin öğrencilere uygun olmaması”, “velilerin sosyo-ekonomik durumu”, “tekçi, milliyetçi, anti-demokratik eğitim sistemi”, “öğretmene değer verilmemesi ve mesleğin itibarsızlaştırılması”, “öğretmen sirkülasyonunun fazla olması”, “yöneticilerin siyaseten atanmış olması”, “bölgeler arası eşitsizlik”.
Her ne kadar, 7 Haziran seçimleri sonrasında Hükümet kurulamayarak, çatışmalı sürece başlanması ve yeniden seçimlere gidilmesinin nedenleri konusunda her kesimden farklı gerekçeler ileri sürülse de, kamuoyunda paylaşılan ağırlıklı görüş, AKP’nin tek parti iktidarını kaybetmesi, ekonomik göstergelerin bozulması, Suriye politikasının çöküşü gibi faktörler sıralanabilir.
Bu noktada, sağlıklı bir eğitim ve öğretim yapabilmesi için silahların derhal susması, öğrencilerin, öğretmenlerin ve halkın günlük yaşamını alt üst eden tüm şiddet eylemlerine derhal son verilmesi, fiilen uygulanan sıkıyönetim politikalarınaa, antidemokratik ve baskıcı yöntemlere derhal son verilmesi ve  yaşamın normale dönmesi için bir an önce barış ortamına geçilmesi gerekmektedir.
Kaynaklar
Eğitim Sen, (2015) Çatışmaların Eğitime ve Öğretmenlere Etkileri Araştırması. http://egitimsen.org.tr/catismalarin-egitime-ve-ogretmenlere-etkileri-arastirmasi/ Erişim Tarihi: 26.09.2015