MADEM SİVİLLEŞİYORUZ…

Okullarda öğrencilerimiz için kıyafet serbest bırakıldı. 14 senedir eğitim öğretimin içinde olan bir öğretmen olarak merak ediyorum doğrusu “toplumda böyle bir talep var mıydı?” Ceket, kravat, gömlek, pantolon renginin okul idaresinde belirlenmesinden kaç kişi rahatsızdı acaba?

Memleketteki tüm öğrencilere ulaşıp sorma imkânı yok. Ama kendi görev yaptığım çevredeki okullara ve ulaşabildiğim arkadaşlara fırsat buldukça bu konuyu soruyor öğrencilerimizin, serbest kıyafet uygulamasından memnun olup olmadıklarını öğrenmeye çalışıyorum.  Kahir ekseriyet bu uygulamadan memnun değil. Oysa serbest kıyafet uygulamasına geçilirken iki temel çıkış noktası vardı aslında:

Birincisi son dönemin sihirli kelimesi olan “sivilleşme” diğeri de “bireysel özgürlük”.

Bunlar toplumun geniş kesimlerinin talepleri olsa da, ikinci dönemle birlikte pek çok okulumuzun yumuşak bir geçiş yaptığı serbest kıyafet uygulamasının beklenen memnuniyeti uyandırdığını söyleyemeyiz. Öğrencilerimden biri aynen şöyle demişti : “Hocam vallaha akşamdan başlıyorum sabah ne giysem diye düşünmeye. Eskiden kıyafet hiç sıkıntı değildi. Nasıl olsa herkes aynı şeyleri giyiyordu. ” Eminim pek çok meslektaşım da kendi öğrencilerden buna benze şeyler duyuyordur.

Bence bu serbestlik en çok da idarecilerimizin başın ağrıtıyor. Çünkü mevcut yönetmeliğe göre kıyafetlerin vücut hatların belli edecek kadar dar olmaması gerekiyor. Sabah öğrencilerimizi okula alırken idarecilerle öğrenciler arsındaki diyaloglar kelimenin tam anlamıyla trajikomik.

_ Kızım bu pantolon dar, üstelik de bazı yerlerinde yırtıklar var. Bununla okula giremezsin.

_ Ne darı hocam, bakın işte bol bile.

_ Dar diyorum kızım ben kör müyüm?

_ Leyla… Arkadaşım, sen söyle, dar mı bu pantolon?

_ Değil… Kesinlikle dar değil hocam.

_....

 

Öğrenci bir yolunu buldu, derse girdi diyelim.  Ve derste öğretmenin gözüne, öğrencimizin giydiği yırtık ve dar pantolon ilişti.

_Evladım bununla okula gelmen yasak, kim aldı seni içeri?

_Sabah kimse bir şey demedi öğretmenim.

_Çık dışarı, müdür yardımcısının yanına git, gereğini yapsın.

Öğrenci az sonra gelir ve öğretmene şöyle der:

_ Öğretmenim, idareyle görüştüm, bu kadar yırtıktan bir şey olmazmış?

 

Evet, şu sıralar pek çok okulumuzda öğrencilerle yaşanan bu türden diyaloglara rastlamak mümkün. Oysa eğitimciler ve öğrencilerin eğitim ve öğretim üzerine yoğunlaşması gerekirken -hiç lüzumu yokken-  yırtıklar, darlıklar, kısa kollular üzerine yoğunlaşmaları enerji israfından başka bir şey değil.

 

Madem sivilleşiyoruz, madem bireysel özgürlük alanlarını genişletiyoruz; o zaman neden sivilleştirmeye çalıştığınız öğrencilerin, bir ölçüde rol modelleri olan öğretmenlere kıyafet serbestliği getirmiyorsunuz?

Muhabbetle kalınız