Maarif Müfettişleri de Tasfiye Ediliyor!

Yönetimin alt süreçlerinden biri olan denetim, evrenseldir. Başaran’a göre (1996); türüne, amacına, kuruluşuna bakılmaksızın tüm örgütler denetimsiz çalışamaz ve tıpkı insan gibi kendini denetleyemeden işlerini yapıp, amacını gerçekleştiremez. Denetim, planlanan örgütsel amaçlardan sapmayı önlemek için örgütün işlemesini izlemek, düzeltmek süreci; Aydın’a göre ise (2011) denetim, örgütsel eylemlerin kabul edilen amaçlar doğrultusunda, saptanan ilke ve kurallara uygun olup olmadığının anlaşılması sürecidir.

AKP hükümetleriyle birlikte eğitim sisteminin bütün bileşenlerinde/boyutlarında olduğu gibi denetim sisteminde de oldukça fazla ve tutarsız değişiklikler yapıldı. Burada, bu tarihsel sürece girmeyeceğiz ancak son olarak yapılması düşünülen değişikliklere değineceğiz.

64.Hükümet tarafından, 16.05.2016 tarihinde kararlaştırılan, “Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik  Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” ile MEB Rehberlik ve Denetim Başkanlığı yeniden yapılandırılarak, Maarif Müfettişi ve Maarif Müfettiş Yardımcısı kadrolarında bulunanlar Eğitim Uzmanı kadrolarına atanıyor (TBMM, 2016).

Atanma yöntemi ise şu şekilde;

Yasanın yürürlüğe girdiği tarihten  itibaren bir yıl içinde; Bakanlık Maarif Müfettişi unvanlı ve sayısı 781 olarak belirlenen toplam serbest kadro adedini geçmemek üzere, müfettiş ve denetçiler ile Maarif Müfettişi, Eğitim Müfettişi, Milli Eğitim Denetçisi ve İl Eğitim Denetmeni unvanlarını ihraz etmiş olanlar arasından yapılacak mülakatta başarılı olanlar, Bakan Onayı ile Bakanlık Maarif Müfettişi olarak atanabilecek. Yapılacak mülakatta, adayın;

  1. a) Bir konuyu kavrayıp özetleme, ifade yeteneği ve muhakeme gücü,
  2. b) Temsil kabiliyeti, davranış ve tepkilerinin mesleğe uygunluğu, liyakati ile genel ve fiziki görünümü,
  3. c) Özgüveni, ikna kabiliyeti ve inandırıcılığı,

ç) Genel yetenek ve genel kültürü,

  1. d) Çağdaş, bilimsel ve teknolojik gelişmelere açıklığı, değerlendirilecektir.

Mülakat komisyonunun oluşturulması ile komisyonun çalışma usul ve esasları Bakanlıkça belirlenecektir.

İlk olarak, kariyer meslek olarak bilinen, yarışma sınavıyla girilen ve kazanılmış hak sayılan müfettişlik mesleğinin, ilgililerin isteği dışında ellerinden alınması Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırı olacaktır.

İkincisi, yaklaşık 2500 civarında olan maarif müfettişlerinden sadece 500’ünün mülakatla Bakanlık Maarif Müfettişi olarak alınacak olması, 2000 civarındaki maarif müfettişinin tasfiyesi anlamına gelmektedir.

Üçüncüsü, mülakat komisyonunun Bakanlık tarafından belirlenecek olması, Bakanlığın daha önceki mülakat uygulamaları göz önüne alındığında şimdiden tarafsızlık konusunda tartışmaların yapılmasına neden olacaktır.

Dördüncüsü, bu düzenleme zaten okullarda sağlıklı yürümeyen denetim sisteminin tamamen çökmesi anlamına gelecek; ayrıca illerde maarif müfettişlerince yürütülen inceleme ve soruşturma işlemlerinin, taraflı olacağı gün gibi ortada olan eğitim yöneticileri tarafından yürütüleceği anlamına gelecektir.

Bu noktada akıllara, KESK ve Eğitim Sen’in 29 Aralık grevi ile ilgili olarak kamuoyuna yansıyan, Bakanlığın, maarif müfettişlerine konu ile ilgili olarak ceza verilmesi yolunda baskı yaptığı ve maarif müfettişlerinin bu baskılara karşı koyduğu iddiaları nedeniyle bu düzenlemenin yapılmak istenmesi, geliyor.

Bu anlamda, bu düzenleme her yönüyle haksız ve hukuka aykırıdır. Bu nedenle ilgililerin kazanılmış haklarının, hukuksuz bir şekilde ellerinden alınması ve tasfiyeleri anlamına gelen düzenlemenin ya geri çekilmesi ya da bütün maarif müfettişlerinin, Bakanlık Maarif Müfettişi olarak atanması gereklidir.

Kaynaklar

Aydın, Mustafa. (2011). Çağdaş Eğitim Denetimi. Hatipoğlu Yayınevi. Ankara.

Başaran, İ.Ethem (1996). Eğitim Yönetimi. Yargıcı Matbaası. Ankara.

TBMM (2016). https://komisyon.tbmm.gov.tr/tasari_teklif.php?pKomKod=16&pDonem=26&pIslem=99 Erişim Tarihi: 30.05.2016