BİR TRUMP SUİKASTİ
YA DA NELER OLUYOR ORADA
John F Kennedy öldürüldü. Siyonizm ile anlaşamadığı için öldürüldü. İsrail’in menfaatlerini Amerika’nın menfaatlerinin önünde tutmadığı için öldürüldü. Usa derin devleti istemedi ve öldürüldü. Silah tüccarları istemediği için öldürüldü. Aristo mantığına göre ilerleyince sonuçta beyaz saray koridorlarında dolaşan temiz giyimli ama kirli niyetli MOSSAD mensuplarının Amerika başkanının danışmanlarından birisi olduğunu görseniz şaşırmayın diyeyim gerisini siz anlayın. Bu durum tarihte olduğu kadar günümüz için de geçerli.
Trump’ ın Kennedy den farkı sadece tüccar olması değil elbette. Bunun yanında kampanya yürüttüğü esnada Siyonizm’e göz kırptığını hatırlayalım. Yani Merkel ile görüşmeye Almanya ya kadar gelip el sıkmaması sadece basit şekliyle sıra dışı olma çabasından öte bir şey değil. Kendi ülkesinin basını ile olan kavgası da sadece oturduğu yerde rahatı bozulmaması için yaptığı bir orta oyunundan ibaret. Bu cümleler için çok iddialı derseniz evet bence de öyle; ama bana göre hakikat bundan ibaret.
Niye telaş ediliyor anlamış değilim. Trump tam da ülkesi Amerika gibi davranıyor. Yani Amerika şımarıklığının sonucu oluşturduğu ya da hedeflediği insan tipi ile yönetiliyor işte. Dünyaya istediğini yapan / yaptıran Amerika Merkel’in ya da dünyanın elini boş bırakır tipte bir yapıdır o kadar. Bence ne ülkesinde ne de dünyada bu şımarıklıkla çok ileri gidemez. Ama bu onun değişeceği ya da başkanlıktan ineceği anlamına gelir mi bilinmez. Bu sadece diğer başkanlara nazaran daha azgın bir boğa o kadar. Sermayesi güçlü olunca başkan yardımcısına işinde çalıştırdığı ve patronu olduğu bir adamı gibi davranıyor. Sadece sıradan bir kabalık.
Dünyaya büyük bir ülke olduğunu anlatmaya çalışır bir takım kararları ise komik derecede kaldı. Meksika; Amerika’nın kendi menfaati için yapacağı duvarın masrafını ödemeyeceğini açıkladı. Amerika ne karşılık verdi hatırlamıyorum ama galiba bu yeterli bir cevap oldu herkes için. Önemli olan sizin piyasaya ne söylediğinizden daha çok toplumun aklında kalandır. Yani hiçbir şer yapamadı Amerika. Yasa çıkardı göçmenlerle ilgili; mahkemeler patır patır iptaller gönderdi beyaz saraya.
Kuzum ne oluyor Allah aşkına. Amerika ya kendisiyle ya da bütün dünya ile kafa buluyor. Yahut da başka bir şeyler oluyor. Ne olduğu ile ilgili kafa yoralım biraz. Amerika olduğu günden seçilen başkanları kendi formuna / formatına sokmayı bilmiştir. Yani orada Cumhuriyetçi de olsa Demokrat ta olsa bir şey değişmiyor. Bir şekilde Amerika ve menfaatleri payidar olmaya devam ediyor; edecektir de. Çünkü başından itibaren işi kontrollü ya da seçimli saltanat (karar verme ve uygulama hızı bakımından) imajı oluşturan bir başkanlık sistemi üzerine bina etmişlerdi. Temsilciler meclisinin ise dinamizmini kaybetmiş bir sermaye arenası olduğunu düşündürecek bir çok sebep var.
Bu gün ekrana yansıyan iki foto önemli idi. İkisi de darbeci Sisi’nin ziyaretine ilişkin fotoğraf. Birincisinde aşağılanmış ve varlığını borçlu olduğu efendisinin karşısında el pençe duran kapı kulu. Diğerinde ise beklenmedik bir biçimde abartılı ilişkiler ve iltifatlı cümlelerin takdim edildiği karşılıklı görüşme fotoğrafı. İki an arasında ne kadar zaman geçti ya da neler oldu tahmini zor olsa da bir şeyeler düşündürüyor. Birinci foto doğal Trump tavrı. Hayır hayır Trump tavır (Tower) değil. O sadece devasa bina ismi. Burada kastımız davranış ile ilgili olan. Merkel’e de aynısı Hergeleye de aynısı.
İkinci; samimi, (!) pudralı, sazlı - sözlü hava ise Obama ne yaptı ise tersini yapma refleksi ve İsrail’ in menfaatlerinin gereğinin yapılması ile ilgili refleksin çakışması ile ortaya çıkan ruhsuz bir Trump tavrı. Kendisi üzerinde birkaç gömlek küçük kalan bu tavır canını sıksa da yapabileceği bir şey olamaması bu neticeyi ortaya çıkarmış gibi duruyor. Hiçbir büyük zalim kendi oyuncaklarını gereğinden fazla şımartmaz. Az bir sırt sıvazlama ile salar ama bu abartılı iltifat Mısır halkına ve ülkesine nasıl yansıyacağı merak konusu. Çünkü bizim coğrafyamızın uşakları bazen fazla gaza gelip beklenene den fazla zulme kaptırabiliyorlar kendilerini.
Trump tüm dünya kendisine karşı yürütülen kampanyayı konuşurken bu konudan bihaber olmayacağına göre gerekli tedbirleri alıyordur zannımca. Ve yakında bir şekilde derin devletiyle anlaşır sular durulur orası kesin. Çünkü Trump bir siyasetçi değil Kennedy gibi. Kennedy siyasetçi olduğu için cesur davrandı ve beklemediği bir müdahale ile karşılaştı. Trump bu zamanın insanı ve tacir olarak canı tatlı olması dışında koruması gereken bir serveti de var. Gerekirse uyum yolunu seçer hatta en olmadık tavizleri de verir. Yeter ki risk fazla yüksek olmasın.
Amerika'da bir Trump suikastı beklemiyoruz ama bu sadece bizim bir tahminimiz. Fakat itibar suikastı vb. girişimler yapılacak olsa da sadce kontrol amaçlı olacaktır diye düşünüyorum. Sağı solu belli olmayan yeni başkanın tutumu ve yaşananları yorumlama biçimi de önem arz ediyor tabi ki. Amerika aslında bir miktar madara olmuyor da değil. Fakat bu durumların bile güçlüden yana kazanıma dönüşme gibi bir kötü huyu var. Güçlü olanın mazur görülme ve yanlışının bile bir sevimliliği alt psikoloji de gizil bir yolculuk içerir. Dünya gündemi açısından popülerliği kısa süreli olan bu tür durumların; kalıcı olan politikalara ne kadar tesir edeceği de tartışılır.
Her halükarda kazanmayı hedefleyen bir kapitalist dev ve onun şımarık başkanı. Öz güven patlaması ile bunalımı arasında ergen tavırlı bir başkan. Bir miktar komik bile sayılabilir. Ama koca Amerika ve geldiği nokta. Bunların hesapsız olabileceği ihtimali ise varlığından daha korkunç. Çünkü 2000’li yılların başında 15 yıl sonrasında başkanın bir siyahi olduğu Hollywood filmi izledik. On ya da on beş yıl sonrada gerçeğini beyaz sarayda izledik. Dolayısıyla Amerika çıkıp dünyaya şunu söylemeli.
Endişe etmeyin her şey kontrolümüz altında.
İşte asıl ‘kontrollü’ yönetimin ve seçilmişlerin kontrolünün en çok nerede olduğunu bilmek isteyenlere duyurulur.
Vesselam
Selehattin DUMAN
Eğitim Bir Sen İst. Bir. Nl.Şb. Bşk.Yrd.
04.04:2017 23:46
