ÖĞRETMEN OLABİLMEK İÇİN

‘’İĞNENİN DELİĞİNDEN GEÇİRİLMEK’’

TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu, eğitimciler tarafından merakla beklenen yasa tasarısını kabul etti. Milli Eğitim Temel Kanunu ile Bazı Kanun ve KHK'larda Değişiklik Yapan Tasarı'ya göre, kanun çerçevesinde; Öğretmen olabilmek için öncelikle aday öğretmenliğe hak kazanılması gerekiyor. Aday öğretmenliğe atanabilmek için Şu şartları taşımak gerekiyor.

1. Mevcut Devlet Memurları Kanunu'ndaki şartları taşımak,

2. Yönetmelikle belirlenen yükseköğretim kurumlarından mezun olmak,

3. Bakanlıkça ve ÖSYM tarafından yapılacak sınavlarda başarılı olmak,

Bu üç şartı yerine getiren adaylar aday öğretmen ünvanına kavuşacaklar. Aday öğretmenler öğretmen olabilmek için öncelikle 2 şartı yerine getirecekler;

1 .Aday öğretmen olarak fiilen en az 1 yıl çalışmak

2. Performans değerlendirmesine göre başarılı olmak

Bu aşamaları da  tamamlayan adaylar 2 değişik sınava girmeye hak kazanacaklar.

1. Yazılı Sınav

2. Sözlü sınav

3. Bu iki sınavdan sonra bakanlıkça oluşturulacak komisyonda aday öğretmenin durumu değerlendirilecek. Değerlendirmeye göre başarılı olanlar, öğretmen olarak atanacaklar.

 

Bütün bu süreçler sonucunda herhangi bir aşamada başarısız olanlar bir başka il veya ilçede aday öğretmen olarak görevlendirilecekler, Bu adaylar yukarıdaki seçme sürecine 2. Kez tekrar tabi tutulacaklar. Sınava girmeye hak kazanamayanlar ve ikinci defada da yazılı ve sözlü sınavlarda başarılı olamayanlar aday öğretmen unvanını kaybedecekler ve memuriyetle ilişikleri kesilecek.

Üniversiteyi yeni bitiren bir öğretmen adayının karşısına sonu memuriyetle ilişiğin kesilme olasılığının olduğu karmaşık bir süreci koymak son derece sakıncalıdır. Bu uygulama adeta öğretmen adayını iğnenin deliğinden geçirmek gibi bir şeydir. Hiç bir meslek için bu kriterler uygulanmazken sadece öğretmen adaylarına uygulanması eleştirilmesi gerekli bir durumdur. Bu uygulama ile aday öğretmenlerin çalıştıkları kurumda ezilmemesi, her işin üzerine yıkılmaması, haksızlık karşısında hakkını savunabilmesi nasıl sağlanacak çok merak ediyorum. Daha mesleğin ilk yıllarında öğretmen adaylarının başında adeta Demoklesin Kılıcı gibi duran bu kriterler korkuya dayalı bir yılgınlık psikolojisini de beraberinde getirecek, mesleğin ilk yıllarında her öğretmende var olan meslekle ilgili idealist duygular törpülenecektir.

Tasarıda yer alan ilk üç madde mevcut öğretmen seçme sürecinde zaten vardı. Bu üç maddeye  yeni eklenen seçme süreçleri yerine göreve yeni başlayan öğretmenlerin 1 yıllık stajerlik süreleri içerisinde bilimsel ve etkili bir intibak, uyum, hizmetiçi eğitim adına ne denilirse denilsin bir eğitime tabi tutulması çok daha yararlı olurdu.

Ergül SIRKINTI

EKSEN EĞİTİM-SEN

Eğitimci Kamu Çalışanları Sendikası

Kayseri İl Temsilcisi