Son  günlerde  çok konuşulan bir konu var; halk  arasındaki adıyla  öğretmenlere  not verilmesi ! Milli Eğitim Bakanlığı cephesinde ki adı ise: Performans Değerlendirme Sistemi…            

Aslına bakarsanız ortada  konuşulan durumun adının ne  olduğundan ziyade  içeriği anlamlı...Amaçlanan; yıllardır  gerçek eğitim sevdalısı  her  öğretmenin dile getirdiği bir realitedir..            

Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Yetiştirme ve Genel Müdürü Sayın Semih Aktekin’e göre ; “ Sistem içerisindeki  mevcut bir milyon öğretmenin niteliğini arttırmak bakanlığımızın  öncelikli hedefidir.Fakat bu kaliteyi arttırmak  için somut , ölçülebilir, gözlenebilir ölçütler gerekiyor”…            

Yine sayın Semih Aktekin ‘e göre ; “ Performans değerlendirme  süreci bir cezalandırma aracı olarak değil , ödüllendirme ve  teşvik mekanizması olarak işleyecek”…            

Buraya kadar her şey gayet güzel, söylenen sözlerin altına ben de imzamı atar  her türlü desteği veririm…Çünkü kadrolu  öğretmenlerimizin  kendilerini güncel tutup ,geliştirmeleri konusunda ne  yazık ki büyük bir sıkıntı var..

Peki   hal böyleyken unutulan bir durum var…Mevcut kadrolu  öğretmenlerimizin durumu nedir, nereden mezun olmuş, hangi eğitimi almış, kendilerini ne  şekilde geliştirmişlerdir ? Bunu sorgulamadan , bunun  tespitini  yapmadan  yol almamız güç..

Şöyle ki yakın tarihten  örnek vereyim 2012 yılında YAN ALAN uygulaması adı altında yaklaşık 15-20 yıllık kadrolu öğretmenlere ,yine  15-20 yıl önce  üniversite okurken aldıkları yan alan dersleri ( bir dönem alınmış formalite dersler,YÖK yönetmeliğine göre de hiçbir şekilde  diploma yerine geçemez )  bahane edilerek alan değiştirme hakkı verildi.Sonuç ne mi oldu ? Binde birini ayırmak  şartıyla FELAKET oldu…Her anlamda  mağduriyet doğurdu..Detaylarını bir çok yazımda dile getirdim.

Her şeyi geçtim, Bakanlığımız bir yandan  öğretmenlerin gelişimi  için çabalarken bir yandan da  kendini geliştiren  öğretmenlerimizin  önünü  açması gerekmektedir.

Kadrolu  öğretmenlerin bir kısmı ; maddi manevi bin bir zorluğa katlanarak , kendilerini geliştirebilmek, daha  mutlu ve verimli olabilmek  adına  ; eski adıyla ÖSS yeni adıyla YGS ve LYS sınavlarına girip hatta bu öğretmenlerin  bir kısmı  üniversitelerin YETENEK SINAVLARINA da girerek İKİNCİ ÜNİVERSİTELERİNİ okudu.

Anlayacağınız  4 yıl daha okuyarak hem kendilerini güncel tuttular  hem de aktif  olarak  eğitim sistemimizin  içerisinde  aynı anda hem öğretmen  hem öğrenci olarak yer aldılar.

Ama Mili Eğitim Bakanlığımız ;Yönetmelikte yer almasına rağmen ,dahası eğitim sistemimizin durumuna bakılınca bir gereklilik hatta öğretmenlerin kendilerini geliştirebilmeleri  için bir fırsat olarak görülmesi gereken ALAN DEĞİŞİKLİĞİ ‘ni yapmıyor üç yıldır… İkinci  üniversite okuyan kadrolu  öğretmenlerin en doğal haklarını  bakanlığımız görmezden mi gelecek , yoksa bin bir zorluğa katlanarak kendini geliştirip  ikinci bir  üniversite diplomasına sahip olan personelini  ödüllendirip , ilgili yönetmelik maddesini  uygulayacak mı ?  Hep birlikte göreceğiz…                                                             

MURAT MEHMET  GÜLER                                                                  

Eğitimci  Yazar