Türkiye seçimini yaptı, milletimize hayırlı olsun. Gelecek vizyonu olan, lider bir ülke olmak istiyoruz. Bunu yapmak için geleceğimiz olan çocuklarımızı iyi yetiştirmeliyiz. Bunun yolu güçlü ailelerden, güçlü okullardan ve iyi modellerden geçiyor. Aileyi güçlendirme amaçlı kurulan aile ve sosyal politikalar bakanlığımız var. Bu bakanlığımızın güzel çalışmalar yaptığını biliyoruz ve daha fazla çalışmasının toplumu güçlendireceğine inanıyoruz. Evlenme öncesi gençlerimizin hazırlanması, aile hayatı ve birlikte yaşama becerilerinin kazandırılması ve çocuk bakımı ve yetiştirilmesi konusunda çok çalışmamız gerekiyor. İyi ailelerden okullara gelen öğrencilerin eğitimi daha kolay olacaktır. İyi eğitim alan gençler iyi modellerle desteklendiğinde geleceğin güzel olması mümkün olacaktır.
Günümüzde çocukluğunu ve gençliğini yaşayamadan büyüyen nesiller değişik bağımlılık etkenlerinin tesiri altında kalmaktadırlar. Eskiden Tv bağımlılığından söz eden büyükler şimdilerde internet, tablet, cep telefonu bağımlılığının etkilerinde söz ediyorlar. Sokaklarımızın, parklarımızın güvenilir olmaması çocukları evlere hapsetmemize neden oldu. Evde tek başına kalan çocukların yaptığı şey kendini sanal dünyanın kucağına atmak olmuştur. Aslında sanal dünyada pek tekin değildir. Ayrıca gelişimi olumsuz etkileyen radyasyon teknoloji ile birlikte hayatımızı tehdit etmektedir. Okullarda ise kalabalık ortamlarda ve gelişime uygun olmayan sınıflarda günde 6, 7 ,8 saat ders yapmak öğrencilerin beden ve ruh sağlığını olumsuz etkilemektedir. Evde ve okulda yeterince enerjisini atamayan çocuklar birde sınav baskısı altında ya obezleşmekte ya da iştahı kaçarak yetersiz beslenmektedirler. Okullardaki teneffüs saatlerinin kısa olması da gerek erken açılan okullarda kahvaltı yapılmasına mani olmakta gerekse sabah kahvaltısını geç yapan öğrencilerin öğle saatlerinde okula gitmeleri ve akşam 6, 6,5 ta dersten çıktıklarını düşündüğümüzde ikindi vaktinde acıkmaları doğaldır. Kantinlerdeki değişik sorunları da eklediğimizde sağlıklı nesillerin yetişmeleri pekte mümkün görünmemektedir.
Anne babası çalışan çocukların öksüz ve yetim yetiştiği bir toplumda bakıcılarımızın insafına bırakılmış öğrencilerin madden doysa da manen aç yetiştiğine şahit oluyoruz. Anne sıcaklığını ve şefkatini görmeden yetişen bireyin mutlu ve huzurlu olması çok mümkün görünmemektedir. En kısa zamanda çalışan annelerin çocuklarıyla daha fazla zaman geçirmelerini sağlayacak yasal düzenlemelerin yapılması elzemdir. Yine sosyal imkânların artırılması belediyelerin çalışanların çocuklarına kreş, bakım yuvaları açmalarının önü açılmalıdır. Ayrıca annelerin çalışma hayatlarında esnek çalışma modelleri geliştirilmelidir. Ailedeki çocuk sayılarının artırılması için gerek mali gerekse sosyal hakların artırılması isabetli olacaktır. Çocuk bakımı, kişisel bakım kursları ve evdeki işlerin becerilerinin artırıldığı kurslarda mutlaka verilmelidir.
Çocuklar ve gençlerin en çok etkilendiği kesimler kendilerine örnek aldığı rol modellerinde düzenlenmesi gerekmektedir. Başta medyamız olmak üzere, Tv ’lerde oynayan dizilerimizin, filmlerimizin, reklamlarımızın, kısaca yayınlarımızın RTÜK ve diğer kuruluşlarca iyi denetlenmesi sağlanmalıdır. Basın özgürlüğü altında yeni neslin müstehcen yayınlarla bozulmasına fırsat verilmemelidir. Meşru olmayan ilişkilerin, kültürel dokumuza uymayan senaryoların, hayat bulmayacağı bir ortamın kurulması için milli bir politikanın tahsis edilmesi gerekmektedir. Kendi tarihine yabancı kuşakların yetişmemesi için gerçekten milli bir tarih bilincinin verilmesi ve geçmişi ile geleceğinin birlikte kurgulandığı yeni bir insan yetiştirme modelinin oluşmasına ihtiyacımız vardır. Gelin yeni dönemde ülkemizin en önemli zenginliği çocuklarımız ve gençliğimizi yetiştirecek yeni sistemler geliştirelim. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın anlayışını hâkim kılalım. ([email protected])