Evet, evet hepsini gömün de rahatlayın sayın basınımız.
Hem de diri diri, gözlerinin yaşına bakmadan...
Yoksa içiniz soğumayacak sizin.
Bir milyona yakın öğretmenin görev yaptığı ülkemizde kendini bilmezin biri bir suç işlesin, siz de, bütün öğretmenler yapmış gibi, hatta öğretmen olmak suç işlemek içinmiş gibi kabara kabara, köpüre köpüre, dilinizin şişini ala ala saldırın.
“O var ya o, öğretmendi ooooo!” diye diye zevkten dört köşe olun.
Her gün ülkenin ve dünyanın dört bir köşesinde suçlar işlenir. Keşke hiç olmasa, kimse kimseye zarar vermese, kimse kimsenin ekmeğine, canına, malına saldırmasa.
Ama oluyor işte. Maalesef oluyor. İnsanın tabiatında var hem kötülük hem de iyilik meyli. İlk insan ve ilk peygamberin çocuklarından beri var. Hatta Âdem Aleyhiselam’ın yasağı çiğnemesini de alırsak, varın siz hesap edin.
İlk insan ve ilk peygamber demişken;
Bütün peygamberler aynı zamanda insanlığın öğretmenleridir. Öğretmenlik mesleği onlarla başlar. İnsana iyiyi ve doğruyu yol eylemenin adıdır öğretmenlik.
Bu kadar önemli ve bu kadar hayati bir mesleği kadük hale getirmenin kime yararı var bilmiyorum. Bu mesleğe olan toplumsal saygınlığı bitirmek nasıl olur, sonunu siz hesap edin.
Densizin ve ahlaksızın biri taciz girişiminde bulunmuş. Her gün onlarcası oluyor maalesef çarşıda, pazarda, sokakta…
Ne zaman ki bu ahlaksızlığı yapan kişi es kaza öğretmen çıkar, işte o zaman bütün ajanslarımız, ana haberlerimiz, her konunun uzmanı “uzman”larımız kıyameti koparırlar; öğretmen bunu yaptı, öğretmen şunu yaptı diye...
O kadar çok tekrar eder, “öğretmen” i o kadar çok vurgularlar ki, insanlar sokakta öğretmen gördüklerinde yollarını değiştirecek seviyeye gelirler.
Ve o gün sınıfa giren bütün öğretmenler o haberleri izlemiş öğrencilerin şüpheli bakışlarına ister istemez maruz kalırlar.
Özellikle belirtiyorum; yapılan ahlaksızlık cezasız bırakılmamalı, hatta bana kalırsa ilgilisi asılmalı.
Ama o işi yapan kişi öğretmen olduğu için mi yapmış bunu Allah aşkına?
Öyleyse neden durmadan “Öğretmen” vurgusu yapılır. Hem de suçlunun adını unutturacak kadar?
Mesela geçen gün haberlerde denk geldim. Bir öğretmenin öğrencilerine akrep ve benzeri hayvanları yedirdiğini anlatıyordu. Ailelerle görüşülmüş, velilerle röportaj yapılmış vesaire…
Veliler zaten şikâyet etmişler, Milli Eğitim Müdürlüğü soruşturma başlatmış. Elbette yapılan şey, eğer yapılmışsa, tasvip edilemez.
Peki, bu konu haberlerde nasıl veriliyor biliyor musunuz?
Akrep resimleri, tencere tava resimleri, akrebin temsili kızarmış resimleri, onu öğrencilere zorla yedirmeye çalışan öğretmen ve korkunç bir müzik.
O sırada ailecek kahvaltı yapıyorduk ve kahvaltı zehir oldu. Çocukların psikolojisi bozuldu. Bu haberi bu şekilde hazırlayanların nasıl bir ruh hali var, bir de o açıdan bakmak lazım.
Bu konuda çok sayıda örnek verebilirim ama siz anladınız meseleyi.
Fakat sayın basınımız anladı mı, onu bilmiyorum.