EĞİTİM ÜZERİNE – 2
Ülkemizin ana gündemi eğitim bu günlerde. Aslında her zaman öyle olması gerekiyor ya…
Cumhurbaşkanımız dertli bir insan. Sadece bizim değil, tüm dünyanın derdini çeken bir lider. Asırlardır kurdukları düzenle bütün dünyayı sömüren, devletler üstü, hatta devletleri de kullanan küresel kalpazan güçlere açıktan açığa ses çıkarabilen tek devlet başkanı.
Büyük resmi çok iyi görebiliyor. Haliyle kalıcı yükselmenin ancak eğitim ile olacağını da en çok o biliyor. Zaman zaman eğitim ile ilgili eleştiriler yapması ve yetiştirmemiz gereken erdemli insan modelini ortaya koyması bu konuda daha da dertli olduğunu gösteriyor.
Haksız da sayılmaz. Her alanda çağ atlayan ülkemizde eğitime yıllardır dev bütçeler ayrılıyor. Büyük, modern okullar yapılıyor, ders kitapları ücretsiz dağıtılıyor, sınıflar son teknoloji ile donatılıyor ama istenen seviye bir türlü yakalanamıyor.
Evet, eğitim alt yapısı dünya standartlarının çok üstünde. Peki, bununla bitiyor mu?
Bitmiyor işte!
Bizim eğitim felsefemiz ne?
Nasıl bir insan modeli yetiştirmek istiyoruz?
Okula geldiği ilk gün ile okuldan çıktığı son gün arasında nasıl bir değişim gözlemlemek istiyoruz çocuklarımızda?
Sürekli konuşuyoruz. En üstten en alt kademeye kadar bütün görevliler bu sıkıntının farkında ama bir türlü asıl adımlar atılamıyor.
Çünkü o adımı atacak çark görevindeki zihniyet işi sürüncemede tutarak doğru adımların atılmasını engelliyor. Bir takım ideolojik takıntılar ve dünya görüşleri çatışması varmış süsü veriliyor.
Mesele şu; batı medebniyeti(!) devletimizin kuruşundan itibaren bizim eğitim sistemimizi yavaş yavaş kendi istediği şekilde düzenledi, kurguladı. Görüntüde batılılaşma, modernleşme, çağdaşlaşma dedi ama asıl amacı kendi düzenine köle bir nesil yetiştirmekti.
Nitekim on yıllarca süren modern eğitim çabalarımız sonucunda düşünemeyen, üretemeyen, işsiz güçsüz, yorulmadan para, kestirmeden ün kazanma hayali bir nesil çıktı. Tam da batının istediği gibi. Onlar üretecek, biz gündüz çalışıp gece tüketeceğiz.
Onların bu planını sadece “Anadolu İrfanı” dediğimiz, binlerce yıllık kadim değerler üzerine oturtulmuş kültürel bilincimiz bozdu.
Onların yetiştirmek istedikleri insan modeli, bizim insanımızın yüksek feraseti ile bozuldu.
Siz bir Recep Tayyip Erdoğan’ın bu eğitim sistemiyle yetişebileceğine inanıyor musunuz?
Ben inanmıyorum.
Onu yetiştiren Anadolu İrfanı, kadim medeniyet değerlerimiz ve milletimizin yüksek ferasetidir.
(yarına devam...)