Son yıllarda okul müdürlüğü ateşten gömlek oldu. Bu gömleği bir giyen pişman, bir giyemeyen. Lidersiniz dediler, yaparsınız dediler kurtlar sofrasına gönderdiler. Günümüzde bir taraftan okullarda maddi, manevi sıkıntılar, bir taraftan iş sağlığı ve güvenliği tehdidi, bir taraftan yetkisi az sorumluluğu çok dengesiz bir sistem, diğer taraftan devlet ile millet arasında dayak yemekten “MAZLUM” olmuş binlerce müdür var. Yetkililerin canı sıkılıyor gönderiyor bir genelge aman ha şunları, bunları yapmayın yakalarsam mucuk mucuk. Vatandaş zaten son günlerde iyice paranoyaklaşmış, depresyona girmiş olur olmaz, BİMER, ALO 147 ye bol bol her şeyi şikayet ediyor. Yetkililerde okullardan rapor istiyor, olmadı inceleme ya da soruşturma başlatıyor. Geçenlerde sosyal medyada paylaştım. Bu şikayet hatlarını paralı yapsak acaba bu kadar fazla şikayetler devam eder mi? Örneğin bir kişi bir kurumdaki birini şikayet edecekse o kurumun hesabına 10 tl yatırsa ve sonra şikayetinde bulunsa acaba nasıl olur? Eğer iddiaları sübuta ererse parasını geri iade edelim. Yok eğer ispatlayamazsa en az 200 tl den başlayan tazminat ödesin. Mahkemelerde mahkeme masrafı diyorlar ya diğer devlet kurumlarında da devletin memurunu, kurumlarını boş yere meşgul etme cezası olsun. Okullarda böylece şikayetler böyle sürerse iyi bir gelir seçeneğine kavuşabilir.
İstikbal mücadelesinin saha komutanı okul müdürleridir. Devletinin öğrenci,öğretmen ve veli karşısındaki en yakın temsilcisidir.Yukarıdan aşağıya olumlu olumsuz bütün her şeyin uygulayıcısı ve aynı zamanda olumsuz tepkilerin ilk göğüsleyicisidir.Her yeniliği anlatır,tanıtır, uygular,etkilenir, etkiler.Bazen acımasız taarruzların hedefi olur. Devletinin yapamadığını, vermediğini bağışlar yoluyla velilerden, hayırseverlerden karşılamaya çalışır. Okulun her şeyidir o,ancak kadri kıymeti bilinmez. Bazen bir yasanın, bazen bir yönetmeliğin, bazen bir genelgenin kurbanı seçilir. Günah keçisi gibi basına, konjüktüre, vatandaşa, siyasetçiye, kısaca ona buna kurban edilir.Devletteki bütün kurumların müdürlerinin devlet tarafından harcamalarda kullanacağı bir ödeneği varken okul müdürü ödeneği olmadığı gibi, statüsü de, milli eğitimde değeri de kalmayan bir pozisyona düşürülmüştür.
Öğretmenler ve müdür yardımcıları 2016 yılında haftada 2 saat , 2017 yılında haftada 3 saat nöbet ücretini alacaklar. Bir ortaokulda normal eğitim yapıyorsa okul müdür haftalık 20 saat ücret alırken müdür yardımcısı 2017 yılında nöbet ücreti ile birlikte 21 saat ücret alacak. Gözümüz yok Allah daha versin. Öğretmenler müdür yardımcılarından bile fazla ücret alabilecekler. Hafta sonu kurslarıyla birlikte öğretmen ek derslerdeki geliriyle müdür yardımcılarını da , müdürleri de geride bırakacak.Allah daha fazlasını versin.Ancak böyle bir sistem dünyanın hiç bir yerinde yok.Amir emrinde çalıştırdığı memurundan her zaman daha fazla gelir sahibidir. Maalesef sendikalarda, yetkililerde bu çarpıklığa bir çözüm getiremediler.
4+4+4 sistemiyle birlikte siyasetçiler gibi 4 yıl bir okulda çalıştıktan sonra mülakatlı bir değerlendirme sistemi ile yeniden müdür olma mücadelesi verilir. Son yıllarda müdürlük iyiden iyiye zorlaşmıştır. Devletin vermediği hizmetliyi okul-aile marifetiyle işçi statüsünde tutup çalıştırmak işveren olmak için yeterlidir.Hizmet satın alma yolu hiçbir müdürü sorumluluktan kurtaramaz.Şikayet eden kişi Milli Eğitim Bakanlığını şikayet etse de fatura dönüp dolaşıp artık okul müdürlerine çıkarılmaktadır.Mevcut sistemde okul müdürü devletinin bir eksiğini kişisel gayretiyle velilerinden aldığı bağışlarla karşılamış olmasına rağmen AB yasalarına göre tazminat ve ceza ödemeye mahkum edilmeye başlamıştır.Böyle giderse yakın bir gelecekte okul müdürleri emeklilik tazminatını bile bu tür cezalara ödemek zorunda kalabilecektir.Öyle bir tehdit var ki emekliliği bile zehir olabilecektir.Milli Eğitim Bakanlığı böyle çarpık uygulamalarla müdürleri değersizleştirmeye devam ederse okullarda görev yapacak müdür bulamayacak.Bizden hatırlatması! ([email protected])