"TEOG ya da YGS-LYS, ortada değişen bir şey yok. Tartışmanın özü üç soru mu beş soru mu sorulacak, bu ay mı gelecek ay mı yapılacak? TEOG'da bütün okullara sınavla gitmek diye bir şey zaten yoktu. Yani Üniversite girişteki gibi sınava giremeyenin liseye gidememesi gibi bir durum söz konusu değildi. Bu bir vakıa olduğu için sınavın etki alanı daraltılabilir. Üniversite giriş sınavındaki değişikliğe gelince daha fazla genel yetenek ağırlıklı bir sınava doğru evriliyor. Belki yakın zamanda ABD'de olduğu gibi SAT gibi bir sınava da dönebiliriz. Esasen bunu yapmak istiyoruz ancak liselerde bütün dersler boş geçer diye cesaret edemediğimizden neredeyse her dersten soru sorarak liseyi kurtarmaya çalışıyoruz. Oysa lise, üniversiteye gidebilmekten başka yetkinlikler de kazandırsa bu kadar korkuyla hareket etmeyeceğiz.
Biz de kişisel kararlarımızda zaman zaman hata yaptığımızı kabul eder ve sonra düzeltiriz. Bu normal. Sorun tartışmanın sosyo-ekonomik ve demografik gerçeklikler ile çağın gerekleri doğrultusunda analiz edilip edilmediği ile ilgili. Kalkınma sürecini tamamlayarak refah toplumu statüsüne geçememiş bütün sistemlerde bu tip gelgitler olur.
Fakat şunu da söyleyeyim: Dünya 20 yy. kalkınma mitinden sonra yeni bir evreye doğru ilerlerken kalkınmayı tamamlama misyonuyla yeni evrenin taleplerini birlikte karşılama zorunluluğu arasında toplum olarak bir zihinsel dağınıklık içindeyiz. Bu ister istemez yönetsel kararlarımıza da yansıyabiliyor.
Yani TEOG sadece TEOG değil.