Mesleğin statüsünü güçlendirmek için 8 hedef ve 35 eylemden oluşan "Öğretmen Strateji Belgesi"nin hükümet tarafından hazırlandığını biliyoruz. Öğretmenlerin hizmet öncesinde yetiştirilmesi, mesleğe girişi, mesleki gelişimi ve öğretmenlik mesleğinin algı ve statüsünün güçlendirilmesi konularına yönelik ve mevcut öğretmen yetiştirme sistemini bütünsel olarak ele alan bir anlayış ile sistem yeniden gözden geçiriliyor.
"Öğretmen Strateji Belgesi”nde yer alan eylemler doğrultusunda, eğitim ve öğretim alanında bilimsel, teknolojik gelişmeleri incelemek, araştırmak, danışmanlık hizmeti sunmak, MEB personeli için hayat boyu öğrenme fırsatları oluşturmak, öğretmenlerin hayat boyu öğrenme fırsatlarını arttırmak ve çeşitlendirmek için mesleki gelişim faaliyetlerinde örgün, açık ve uzaktan öğretim yoluyla hizmet sunan kurumlarla iş birliği sağlamak, gerektiğinde Bakanlıkça ya da öğretmenler tarafından bireysel olarak hizmet satın alınabilecek bir mesleki gelişim sistemi oluşturmak, öğretmen yetiştiren eğitim kurumlarına yönelik standartların belirlenmesi konusunda ilgili kuruluşlarla iş birliği yapmak, aday öğretmen yetiştirme programı, mesleki gelişim programları, pedagojik formasyon eğitimleri ile kariyer basamağında yükselmelerine dönük eğitimler düzenlemek ve benzeri nitelikte amaçları gerçekleştirmek için Öğretmen Akademisi sisteminin hayata geçirilmesine yönelik çalışmamız devam etmektedir. Eğitim fakültelerini, milli eğitim sistemindeki yeni yapılanmaya göre bölüm, anabilim dalı ve öğretmenlik genel ve alan yeterlilikleri ile ilişkilendirilmiş bir şekilde yeniden yapılandırma çalışmalarını YÖK ile birlikte yürütülmektedir. Mesleğe yeni başlayan aday öğretmenlerin, öğretmenlik mesleğine daha hazır hale gelmesi için çeşitli teorik ve uygulamalı eğitimlerin verildiği aday öğretmen yetiştirme programını güncelleştirerek devam ettiriliyor.
Millî Eğitim Bakanlığı Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürü Semih Aktekin "Sistem içerisindeki mevcut bir milyon öğretmenin niteliğini arttırmak bakanlığımızın öncelikli hedefidir. Fakat bu kaliteyi attırmak için somut, ölçülebilir, gözlenebilir evrensel ölçütler gerekiyor." "Öğretmenin performansını değerlendirmek için çoklu veri kaynağından görüş alınacak. İlk etapta bu veri kaynakları ´okul müdürü´, ´müdür yardımcısı´, ´müfettiş´, ´okuldaki diğer çalışanlar´, ´zümre öğretmenleri´, ´öz değerlendirme´, ´öğrenci´ ve ´veli´ değerlendirmesi olarak belirlendi. Bu değerlendirmeler, güvenilirlik testleri sahada yapılmış ölçekler dâhilinde yapılacak.´´ bilgisini paylaştı. Çoklu veri kaynaklarından gelen değerlendirmelerin her birinin ağırlık oranının ayrı olacağına işaret eden Aktekin, "Strateji Geliştirme Başkanlığımız buna bir formül geliştiriyor. 100 puanı ağırlıklara göre dağıtıyor. Çoklu veri kaynaklarından alınan ve ağırlıklandırılmış puanlarla, belirlenen yeterlilikler çerçevesinde öğretmenlerimizin performansını değerlendireceğiz." diye konuştu. Aktekin, performans sisteminde 3 yeterlilik alanı belirlediklerini de kaydetti. Bu kapsamda öğretmenlerin "mesleki bilgi", "mesleki beceri" ile "tutum ve değerler" olmak üzere üç alanda değerlendirileceğini açıkladı.
Ölçme ve değerlendirme bilimin olmazsa olmazlarındandır. Bakanlığımızın öğretmen söz konusu olunca gündeme sürekli öğretmeni performans değerlendirme ile birlikte taşınması bilinçaltında öğretmenlerin çalışmadığı veya az çalıştığı algısı üzerine oluşturulmuş bir kanaatin dışa yansıması gibi geliyor. Genel anlamda maaş karşılığı 15 saat ders görevinin olması,ikili okullarda çalışanlar yarım gün normal eğitimde saat 08 ila 15 saatleri arasındaki mesai ulusal gündemde tutularak öğretmen az çalışıyor demek doğru bir değerlendirme olmaz. Diğer mesleklerde eve iş götürülmezken öğretmen yazılı ve proje kağıdı hazırlama, okuma, derse hazırlanma, gezi düzenleme, e-okula bilgi ve not girme gibi çok fazla işi mesai saatleri dışında evde yapmaktadır. Sorun mesaide değil çalışma sürelerinin içinde geçen verimlilikte aranmalıdır. Bu verimin düşmesinde meslektaşlarımızın etkisi de mutlaka olmuştur. Ancak en büyük pay büyüklerimizin öğretmenlerin itibarına yaptıkları amansız saldırılardır.24 Kasımların samimiyetten uzak olması bu ikiyüzlülüğün bir göstergesidir.
Son olarak eğitimin aktörü öğretmendir. Öğretmeni toplumda ,kamuoyunda değerli hale getirmeden mesleğin etkinliğini ve verimliliğini arttıramayız. "Öğretmen Strateji Belgesi" ancak bu ana hedefi önceleyerek eğitimde istenen dönüşümü gerçekleştirebilir. Yiğit düştüğü yerden kaldırılmalı öncelikle öğretmenin mesleki itibarını artıracak adımlar atılmalıdır. ([email protected])