İlkokul öğretmenim Sabahattin E’ye soruyorum:

Bir keresinde gülmüştüm ve siz bana “inşallah hep böyle güzel gülersin” demiştiniz. Bütün arkadaşlarım bana bakmış ve hep beraber gülmüştük. O günden sonra topluluk içinde gülmeyi, konuşmayı çok seviyorum. Allah sizden razı olsun.

İkinci sınıftayken “dersi dinleyemeyecek kadar derdi olan lütfen benimle paylaşsın” demiştiniz. Benim de sıkıntılarım, korkularım vardı. Dersten sonra sizinle konuşmak, içimi dökmek çok iyi gelmişti. O güne kadar benim dertlerimle karşılıksız ilgilenen insanların varlığından beni niçin haberdar etmediniz? Allah sizden razı olsun.

Tenefüste nöbetçiydiniz. Ben de merdivenden koşarak iniyordum. Beni arkamdan yakalamasaydınız büyük ihtimalle düşecek ve bir yerlerimi kıracaktım. Beni hırkamdan tutarken parmağınızı incittiniz. Ertesi gün parmağınız alçıdaydı ama yine de bana gülümseyerek bakıyordunuz. Benim bir yerim kırılmasın diye kendinizi feda etmeniz kendimi okulumda büyük bir güven içinde hissetmeme sebep olmuş, size olan sevgim bir kat daha artmıştı. Bugün bir baba olarak sizi daha iyi anlayabiliyorum. Demek beni evladınız gibi seviyordunuz. Allah sizden razı olsun.

Hafta sonu bisikletten düşüp kolumu kırmıştım. Ameliyattan çıkıp kendime geldiğimde sizi yanımda görmüştüm. Ders arasında hastaneye gelip bana geçmiş olsun demeniz, arkadaşlarımın selamını getirmeniz bütün acılarımı unutturmuştu. Bana, hayatın her anında destek olan bir öğretmenim olduğunu fark ettirdiğiniz için Allah sizden razı olsun.

Anneme beni “notlarını, çocuğunuzla aranızda düşmanlık sebebi yapmayın. Onu karşılıksız sevin” demiştiniz. Ben o günden sonra ailemi de sizi de karşılıksız ve güvenle sevdim. Başarısızlıklarımın beni üzmesine izin vermedim. Şu an mutlu ve huzurlu olmamda payınız olduğunu bilmenizi istedim. Allah razı olsun.

Bir gün derste bir arkadaşım beni çok sinirlendirmişti. Ben de ayağa kalkıp ona çok kırıcı sözler söyledim. Sizse sadece omzuma dokunup beni yerime oturttunuz. Yumuşak bir sesle “otur” dediniz. Yıllar sonra bunu düşününce anlıyorum ki sevginin ve merhametin gücü, öfkenin ve şiddetinkinden çok daha etkiliydi. Çünkü beni o anda sadece sizin güven dolu kanatlarınız sakinleştirebilirdi. Daha kötü şeyler yapmama engel olduğunuz ve bana örnek olduğunuz için Allah sizden razı olsun.

Kitabımı evde unuttuğumda “kendini de unutsaydın” şeklindeki espirinize gerçekten çok gülmüştüm. Çünkü bunun sadece bir espiri olduğunu bilecek kadar sizi seviyor ve güveniyordum. Sonra eğitim hayatım boyunca bu şekilde espirilerle karşılaştım ve hepsine sadece güldüm. Meğer büyükler böyle nükteleri sırf çocukları sevdiklerinden yaparlarmış. İnsan kendine ve karşısındakine güvenmeyi öğrenince hayat ne kadar kolay oluyor. Bunu güveni bana kazandırdığınız için Allah sizden razı olsun. Şimdi eğitim fakültesindeki dersimde ben de öğrencilerime bunu öğretiyorum. Kendimi güvende hissetmekte haksız mıyım?

İmza: Kadir kıymet bilen bir eğitimci