Her toplumun bireyleri arasında “keşke olmasaydınız” dedirten bireyler var. Ve her toplumda kendi insanına ihanet eden fertler var. Tarih “ halkın kendinden olan ve halka karşı olan” kişilerle doludur. İki grubun da liderlerini tarih yazar. Fakat kimini “rahmani kimini şeytani” listeye yazar.
Evet “ihanet” demiştik. Tarih sayfalarında bolca yer kaplayan “ihanet” ehli. Yıldırım Bayezıd’a ihanet edenler… Genç Osman’a(II) ihanet edenler… III. Selime’e ihanet edenler… Asrının Dünya Siyasi Dahisi Sultan II. Abdulhamid Han Hazretlerine ihanet edenler… Milli Mücadele sonunda “ne istedilerse yaptık” diyen ve cephede kazanılan zaferi masada peşkeş çekip Milli Mücadele şehit ve gazilerine ihanet edenler… Musul’a gidip tek kelime etmeden Musul’u İngiliz’e peşkeş çekerek bu vatana ihanet edenler… Halkının gönlüne taht kuran ve Tarihin gördüğü en nezaketli başbakanına idamla ihanet edenler… Bu vatanın maddi kaynaklarının yine bu vatan evlatlarına harcanması ve terörün bitirilmesi için gayret eden Cumhurbaşkanına ihanet edenler… Ve Halkın seçtiği, halkına hizmet eden Cumhurbaşkanına nice suikastlar düzenleyen fakat muvaffak olamayınca “darbe” kalkışması gerçekleştirerek “ihanet” edenler…
Evet, öyle bir ihanet ki, tarihte görülmemiş… tarihin neredeyse hiçbir döneminde, gerçekleşen darbelerde “darbe ruhlular” kendi halkına silah sıkmamış, uçaktan bomba atmamış, kendi yönetim sarayını havadan bombardımanla yıkmamış, ve hele ki kendi Millet Meclisine Uçaklardan bomba yağdırmamıştır.
Peki, nasıl bu ruh bunalımına sahip insanlar yetişti. Daha öğle saatlerinde emir aldığı, birlikte yemek yediği, aynı odayı paylaştığı meslektaşına akşama nasıl kurşun sıkacak kadar cani olabilir?
Aralarında kendi akrabalarının dahi olduğu masum halka kurşun sıkarken zerre kadar vicdan azabı duymayan bu darbe ruhlu çocuklar nasıl yetişti? Evet, sorular içinde sorular… ve bazı gerçekler…
En başta başarılı çocukları FEM, IŞIK dershanelerine ücretsiz aldılar. Masum yavruları harçlıkla, yemek seanslarıyla, ücretsiz kitap hediyeleriyle kandırdılar.
Din dediler, Allah dediler, Peygamber dediler, Kur’an dediler, Anne-babaya saygı dediler… garibim Anadolu insanı da onlara teslim oldu. Ne de olsa ahir zaman… Çocuklarını muhafaza etmek zordu. Ve bu münafık yapı o çocukları ahir zamanın cazibedar fitnelerinden koruyacaktı.
Başarılı çocuklara FETÖ’nün kasetleri dinletildi, videoları izletildi, kitapları okutuldu… göstermelik, Kur’an-ı Kerim okutuldu. Kısa sureler okutuldu ötesine geçirilmedi… Ola ki Allah’ın kitabı anlaşılırsa FETÖ’nün dini safsataları anlaşılacaktı…
Yalan rüyalarla gençler aldatıldı. Önce Mehdi sonra Mesih makamına çıkarıldı. Daha sonra ise ayetlere muhalefet fikirleri ortaya çıkınca “biz Kur’anı onun kadar anlayacak değiliz ya” mantığı geçerli kılındı…
Ve başarılı aynı zamanda sadık olanlara sınav soruları verildi. Sesleri çıksa “bana bak…” dendi… Eeee ne de olsa artık gebe idiler. Sonları hapis olabilirdi.
En çok gazete, dergi üyesi toplayan, deri kurban bulan en aktif ehli hizmet kabul edildi. İslama hizmeti “para toplamak” zannettiler. En çok para veren “Mütevelli heyetine” girdi. Hizmet diyerek Öyle çalıştırdılar ki “okumaya, düşünmeye, araştırmaya, sorgulamaya… zaman bulamadılar. Kendini yenileyemeyince, Ayet, Hadis okumayınca dini FETÖ’nün kitaplarından ibaret sandılar. Sonuç: FETÖ vur dedi vurdular. Öl dedi öldüler. Hapse gir dedi girdiler. Kendi Milletine kurşun sıktılar… Aile, vatan, millet, ümmet kaygısı olmayan, bir şarlatana tapan Avukat, Mühendis, Doktor, Öğretmen… oldular. Fakat ne beynini ve aklını, ne ruhunu fıtrata uygun dinlemediler. Ruhunu, aklını, kalbini FETÖ’ye Şeytana sattılar.
Velhasılı kelam; bir daha böyle bir ihanet çetesi yetişmemesi için;
- Çocuklarınıza Allah’ın kitabı Kur’an-ı Kerim okutun.
- Efendimiz ASM’nin Hadisi Şerifleri bolca okutulmalı.
- Aile, Vatan, Millet, Ümmet şuuru kazandırılmalı.
- Ehlisünnet çizgisinden uzak yapılar ve eserlerden uzak durulmalı…
NOT: Başta 15 Temmuz Şehitleri olmak üzere Vatan ve İslam için şahadet şerbeti içen tüm şehitlere Allah’dan rahmet diler, vatan, millet, bayrak ve dinimizi muhafaza da bizleri muvaffak etmesini dilerim.
Adnan Kalkan
Psikoterapist
Aile ve Eğitim Danışmanı