Sendika

"İşçiye Hayırlı Olan Bize Sır Olmamalı"

Abone Ol

Bizim medeniyetimizin temel şiarı, çalışanın alın teri kurumadan ücretinin verilmesidir. Çalışanın işçi ya da memur olması durumu değiştirmez.  Ne zaman ki, “Adalet mülkün temelidir.”  sözü, duvara asılı bir klişe olmak yerine hakkı tutup kaldıran bir iradenin tecellisi olursa işte o vakit, geniş tabanlı toplumsal memnuniyet  oluşturur.

Türkiye Yüzyılı vizyonu ile kendi imkanları üzerinden yeni bir gelecek vaad eden Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, 21 yıllık tecrübe ile verdiği her sözün arkasında durduğunu biliyoruz. Ancak, bazı vakitler verilen söz üzerinden işlem tesis edilen vakitler olmaz.  Muaccel olarak verilmesi gerektiği durumlarda müeccel  usulün işletilmesi sadra şifa olmaz. İslâm hukunda,  nikâh merasiminde, tasarruf yetkisini kadına verilen,  adına mehir dediğimiz  meseleyi bilirsiniz. Orada geçen bir kavramdır muaccel ve müeccel ifadeleri. Anında, “Hemen, şimdi“  (muaccel olarak) verilmesi gerekenin, sonraya tecili (müeccel olarak verilmesi taahhüd edilen) makul olmayan durumda  yapılacak bellidir.

Ne demek istiyoruz?

Lafa dünya turu mu attırıyoruz ?

Elbette hayır.

Önce bir durum tespiti yapalım:

Memurlar ile işçiler arasında makas -son zam açıklamasıyla daha kalın çizgilerle- yılbaşı itibariyle açılmış, kurumlarda çalışma barışı bozulmuş, kamu personeli arasında memnuniyetsizlik ve güven sarsılmıştır.

Bu ahval ve şerait içerisinde, memurun talebine müeccelen, işçinin talebine muaccelen  yaklaşmak sadece çalışanlar arasındaki çalışma barışını  tehdit etmez, mülkün temeli olan adaleti inciten bir durum olduğu için memurun devletine olan inancını da zayıflatır.

Sanatçı Uğur Işılak’ın bestelediği -çok da hoşuma giden-  “Doğruyu Doğru”   şarkısında geçen

“Yanlışa yanlış de

MEMUR-SEN’DEN ERDOĞAN’IN MEMUR MAAŞI AÇIKLAMASINA İLK YORUM
Doğruya doğru

Neyse onu söyle

Doğruya doğru”

 dizeleri bize bir gerçeğin altını tekrar çizmeye mecbur ediyor:

İnsanları tercihleri ile cüzdanları arasında imtihan etmenin âlemi yoktur.  Evet biz inanıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı söylediğini yapan, yaptıkları yapacaklarının göstergesi olan bir liderdir. İşçilere verdiği zam açıklamasında

“Milletimiz şundan müsterih olsun….. Kimseyi gördüğünden geri koymayacağız..”  diyerek her ne kadar  bize bir tarih gösteriyorsa da bu tarih bugünün ve dünün kayıplarını telafisi olmayacağı ortadadır. İkinci 6 ay için anlamlı olan bu taahhüdü inancımız tamdır. Ancak  işçiye hayırlı olan bize sır olmamalıdır.

 Anın vacibi, en düşük işçi maaşının 15 bin- 21 bin TL olduğu bir gerçeğini dikkate alarak,  en düşük devlet memurunun 11 bin TL, en düşük öğretmen maaşının 13 bin TL olduğu bir demde, “hemen şimdi”  koduyla memurun memnuniyetini artıracak açıklama yapılmalıdır. 

Muaccel olan budur vesselam!..

İdris Şekerci

EBS İstanbul 6 No.lu Şube Başkanı