Öz Sağlık-İş Sendikası Genel Başkanı ve HAK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Devlet Sert, özellikle tayin yasağı bulunan, meslek kodları belli olmayan, ev tipi çalışma sistemi mağduriyeti yaşayan işçilerin sorunlarının çözülmesi için acil kanuni düzenleme ihtiyacına dikkat çekti. Kadın işçilerin doğum öncesi, doğum ve doğum sonrasına dair haklarının kadın memurlarla eşitlenmesini, çalışma sürelerinin 40 saate çekilmesini, güvenlik görevlilerinin kimlik belgesi kaynaklı mağduriyetlerinin de yapılacak düzenleme ile sona erdirilmesi istedi.
Sert, konuya ilişkin olarak yaptığı yazılı açıklamada şunları söyledi:
“Taşerondan kadroya geçişi düzenleyen 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin meydana getirdiği pek çok sorun, özellikle bizim iş kolumuz olan sağlık ve sosyal hizmet işkolunda çalışan on binlerce işçiyi doğrudan ilgilendirmekte ve mağduriyet oluşturmaktadır.
Bugünlerde Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından da açıklanan, Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu tarafından yürütülen iş kanunlarında değişiklik çalışmalarının yoğun şekilde devam ettiğini görüyoruz.
Aralarında 1952 tarihli Basın İş Kanunu, 1967 tarihli Deniz İş Kanunu gibi bütün çalışanları kapsayan 2003 tarihli İş Kanunu’nu da, değişiklik yapılacak kanunlar arasında yer alıyor.
Çalışma hayatı mevzuatındaki dağınıklığın giderilmesi için yapılan bu çalışmalara mutlaka ve mutlaka 696 Sayılı KHK’nın ürettiği sorunlar dahil edilmeli ve kanuni düzenlemeler daha fazla geciktirilmeden yapılmalıdır.
Özellikle KHK’nın içinde bulunan ve işçilerimizin kadrolarını Çakılı hale getiren Geçici 23. Maddenin halen yürürlükte olması sorunlarımızın temelini oluşturmaktadır.
“TAYİN HAKLARI YOK, AİLE BÜTÜNLÜĞÜ KALMADI”
696 Sayılı KHK ile taşerondan kadroya geçen işçilerin tayin hakları bulunmuyor. Anne, baba, çocuklar bu yasak nedeniyle farklı farklı illerde yaşıyorlar. Yetkili sendika olarak konunun çözümü adına çalıştaylar ve bir çok görüşmeler yapılsa da, ülkemizin en büyük toplu iş sözleşmelerinde tayin konusunu çözüme kavuştursak da, taşerondan kadroya geçiş yapan işçiler 696 Sayılı KHK’nın Geçici 23 üncü maddesine takılmaktadır. Söz konusu kanunla düzenlenmesi gereken tayin yasağı konusunda bu zamana kadar bir ilerleme sağlanamadı. Aile bütünlüğünü yok eden tayin yasağı konusunun hazırlıkları devam eden İş Kanunu düzenlemeleri arasına alınması mutlak çözüm olacaktır.
“ÇALIŞMA SAATLERİ 40 SAATE İNDİRİLMELİDİR”
Yaklaşık yüz yıldır dünyanın pek çok ülkesinde haftalık 40 saat olarak uygulanan çalışma süreleri bizde haftalık 45 saat olarak devam ediyor. Memurlarda ise bu süre dünya uygulamaları ile aynı yani 40 saattir. Özellikle kamuda görev yapan memurların 40 saat, işçilerin ise 45 saat çalışması ayrışmalara neden olmakta, uygulanabilirliği zorlaştırmaktadır. Çalışan kesim arasında adaletsizliği sona erdirecek bir konu olan çalışma sürelerinin eşitlenmesi de kanuni düzenlemenin bir başka konusu olmalıdır.
“MESLEK KODLARI BELLİ DEĞİL, EV TİPİ ÇALIŞMADAKİ KARMAŞA MAĞDUR EDİYOR”
696 sayılı KHK ile kadro alan sağlık ve sosyal hizmet işçilerinin bir başka büyük sorunu da meslek kodlarındaki belirsizliktir. Yıllarca farklı görev yapmasına rağmen, kadrosunda çalıştırılma kaygısı taşıyan ve tehditlere maruz kalan işçilerin kanayan yarasına değişecek yasa ile çare bulunmalıdır.
Ayrıca ev tipi çalışma modeli dediğimiz sistemin uluslararası kanunlarla uyumsuzluğu söz konusudur. Bu sistemin boşluğundan yararlanan işverenlerin, çalışma koşullarını kendine münhasır sözleşmelerle içini doldurması işçilerin mağduriyetine ve devlete külfet oluşturan binlerce dava açılmasına sebep olmaktadır. Bu konuların acil bir şekilde çözüme kavuşturulması ancak kanunla olabilecektir.
“696’DA İHALE DÖNEMİ ÖNE SÜRÜLEREK KONULAN ZORLAYICI MADDE KALDIRILMALIDIR”
696 sayılı KHK da yer alan ve taşeron dönemine ait ihale şartları ve iş tanımları kullanılarak oluşturulan zorlayıcı maddenin kaldırılması gerekmektedir. Bu maddeye göre idare işçileri geçmiş ihale döneminden devraldığı şekli ile ve istediği işte çalıştırabiliyor. Bu konuda kamuoyuna da yansıyan istenmeyen olaylar yaşanmış, kusur ise idare tarafından verilen işi yapmak zorunda kalan işçide bulunmuştur. Bu konu da acil kanuni düzenlemeye muhtaçtır.
“KADIN İŞÇİLERİN DOĞUM ÖNCESİ-SONRASI HAKLARI KADIN MEMURLARLA EŞİTLENMELİDİR”
İşçi ile memur arasında yine analık müessesesi ve hakları konusunda eşitsizlik yaşanmaktadır. Doğum öncesi, doğum ve doğum sonrası durumun tıpkı kadın memur çalışanlarda olduğu şekliyle eşitlenmesi, yarı zamanlı ve kısmi süreli çalışmaların da yapılacak düzenleme ile uyarlanması gerekmektedir.
“AMBULANS ŞOFÖRLERİ İÇİN 24 SAAT ÇALIŞMANIN ÖNÜ AÇILMALIDIR”
Her ne kadar tarafı olduğumuz uluslararası sözleşmeler buna engel teşkil etse de, hizmetin 24 saat kesintisiz bir şekilde süreklilik arz ettiği acil sağlık hizmetlerinde görev yapan personelin 24 saat tek vardiya/posta çalışabilmelerine yönelik düzenlemelerin yapılması da büyük önem arz etmektedir.
“GÜVENLİK GÖREVLİLERİNİN MAĞDURİYETİ ACİLEN GİDERİLMELİDİR”
Ülke genelinde Sağlık Bakanlığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile üniversiteler ve bağlı kurum-kuruluşlarda hizmet veren güvenlik görevlilerinin kanundan kaynaklanan sıkıntıları giderek büyüyor. Bu arkadaşlarımızın kimlik kartı yenilenmesi, kimlik ücretlerinin kurum tarafından karşılanması, kimlikleri askıya alınan güvenlik görevlilerinin iş akitlerinin feshi yerine, yeni kimlik alıncaya kadar ücretsiz izne ayrılmalarının sağlanması gibi çözülemeyen problemleri vardır. Bunların sağlanabilmesi için de Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun ve Güvenlik Görevlilerinin tabi oldukları mevzuatlarda yeknesaklık sağlayacak ve sıkıntıları çözecek değişikliklerin de, hazırlıkları devam eden İş Kanunu düzenlemesinde yer alması gerekmektedir”.