Program konuşan Genel Başkan Arslan, 6 Şubat’ta meydana gelen depremin, bölgede, Türklerin Anadolu’ya geldiği zamandan bu yana yaşanan en büyük ve ardışık deprem felâketi olduğunu vurgulayarak, deprem ve benzeri felaketlerin bir daha yaşanmamasını temenni etti.
HAK-İŞ Konfederasyonumuzun HAK Arama-Kurtarma Umut Timi ile HİZMET-İŞ Afet İşleri Komite’mizin depremin hemen ardından bölgeye sevk edildiğini ve timlerimizin pek çok can’ı enkazdan sağ kurtardığını aktaran Arslan, “Bir taraftan AB Karma İstişare Komitesi (KİK) olarak, diğer taraftan da AFAD’ ile koordineli bir şekilde HAK-İŞ olarak ayrıca deprem bölgesine yardım paketleri ulaştırmaya devam ettik. HAK-İŞ olarak 15 milyon TL’lik bir yardım yaptık. HİZMET-İŞ Sendikamız ayrıca bölgedeki üyelerimiz için 2 bin 500 TL’lik bir bağışta bulundu” ifadelerine yer verdi.
“6 Şubat depremini unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız”
Enkazdan çıkarılan bir vatandaşımızın ‘Çok şükür ben şu an ölmedim, kurtuldum. Ama biz asıl unutulursak ölürüz’ şeklindeki sözlerini hatırlatan Arslan, “Bölgenin unutulmaması gerekiyor. Biz, ‘6 Şubat depremini unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız’ mottomuzla hareket ediyoruz” dedi.
Arslan, depremin ardından aylar geçmesine rağmen HAK-İŞ ve HİZMET’in yardım faaliyetlerini aralıksız sürdürdüğünü kaydetti.
“Psiko-Sosyal Destek Platformu’muz ile Türkiye’de bir ilki gerçekleştiriyoruz”
Arslan şunları söyledi: “Depremden dolayı travma yaşayanlara yardımcı olmak amacıyla oluşturduğumuz Hizmet-İş Psiko-Sosyal Destek Platformu’muz, 9 aylık faaliyet sürecindeki terapi seanslarını yüz yüze de gerçekleştirilmek için bölgede programlar gerçekleştiriyor. Geçtiğimiz haftalarda İskenderun’daydık, bugün Gaziantep’teyiz, yarın Kahramanmaraş’ta olacağız. Bu çalışmalar, bizim sendikal mücadelenin dışında insani duyarlılık ve hassasiyetle yürüttüğümüz çalışmalardır. Bu açıdan Türkiye’de bir ilki gerçekleştirdiğimizi görüyoruz.”
“Filistin’deki Katliamlara Duyarsız Davranamayız”
Arslan, konuşmasında Filistin’de yaşanan drama da dikkat çekerek, şöyle konuştu: “Dün Bosna Hersek’te yapılan katliamlara karşı nasıl direnmişsek, Suriye’deki savaş sonucunda o savaştan kaçan insanlara, Irak’taki Amerikan saldırılarından sonra ülkemize sığınanlara nasıl kucak açmışsak; Arakan’da, Afganistan’da, Somali’de yine Afrika’nın değişik bölgelerinde katliamlara karşı direnmişsek bugün Filistin’deki katliamlara karşı duyarsız davranamayız.”
“Filistin için yoğun çaba harcıyoruz”
Filistinlilere yönelik devlet destekli katliamlara karşı kamuoyu oluşturmak için yoğun bir diplomasi yürüttüklerini kaydeden Arslan, “Hem uluslararası sendikal hareketi bilgilendirmek, hem Türkiye’deki sivil toplum örgütlerini bir araya getirmek, hem de yeni inisiyatifler geliştirmek için yoğun bir çaba harcıyoruz” dedi.
Filistin’e yardım ulaştırabilmek için HAK-İŞ Olağanüstü Yönetim Kurulu Toplantısı gerçekleştirdiklerini de aktaran Arslan; “Toplantıda sendikalarımızın destekleriyle Gazze’ye ve Filistin’e yaklaşık 15 milyon TL’lik bir maddi destek sağladık. Konfederasyonumuza bağlı sendikalarımızın bütün üyelerinden başlattığımız bağış kampanyasına katkı ve destek vermelerini talep ediyoruz” dedi.
Arslan, sözlerine şu cümlelerle devam etti: “Eğer biz bu Siyonist anlayışa ‘dur’ diyemezsek, biliniz ki bizim topraklarımız için de bunların hedefleri ve gelecekle ilgili planları var. O nedenle bu mücadele, aynı zamanda kendi ülkemizin güvenliğini ve toprak bütünlüğünü savunma mücadelesidir. O nedenle Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, en net şekilde katliamlara ‘dur’ demek için mücadele ediyor. Biz de bu çabalarımızı sürdüreceğiz.”
“Dünya’nın Nasıl Bir Çifte Standart İçinde Olduğunu Hepiniz Görüyorsunuz”
İsveç’te PKK vb. terörist örgütlerin her gün Türkiye ve İslam aleyhine Kuran-ı Kerim’lerin yakılmasına ve İslam’a her türlü küfürlerin yapılmasına, teröristlerin desteklenmesine sesini çıkarmayanlar, Almanya’da, Fransa’da Filistin bayrağını taşımayı bile suç sayıyorlar” diyerek dünyadaki İslâmofobi konusuna da değinen Arslan; şu ifadeleri kullandı: “Dünya’nın nasıl bir çifte standart içinde olduğunu hepiniz görüyorsunuz. Bu, ikiyüzlü ve sahtekâr Batı’nın bize gösterdiği gerçek yüzüdür. Bunlar demokrasiyi de, insan haklarını da, hukuku da sadece kendileri için istiyorlar. Hâlâ Filistin de olup bitenlere sessiz kalanlara ve Filistin’de olanları İsrail’in kendi güvenliğini sağlama hakkı olarak görenlere yazıklar olsun. Onlar sussa biz susmayacağız. Biz susmadığımız sürece de inşallah insanlık vicdanı susmayacak ve o kan gölünde terörist, Siyonist devlet boğulacak.”
