Çok acayip şeyler oluyor.
Şimdiye kadar, yaklaşık 2014 yılından bu yana FETÖ ile ilgili yazılarımın yüzde 80’inde en kapsamlı, içeriden, hedef odaklı bilgileri bana aktaran, darbe olduktan sonra meşhur olan yazılarımın haber kaynağı ÜMİT AKDEMİR’den dün, içinde olağanüstü gelişmelere dair bilgiler veren çarpıcı bir mektup aldım.
Ümit, FETÖ’nün çok farklı ve tehlikeli bir yapılanmanın adımlarını attığını, yeni modeli Fetullah Gülen’i artık iyice etkisiz eleman haline getirerek örgütte ipleri ele geçiren Mustafa Özcan’ın kurup hayata geçirmek üzere adımlar attığını, Türkiye’yi karıştırmaya, kaos çıkarmaya yönelik yapılan çalışmaları anlatıyordu.
PEKİ NEDEN?
CIA’in tasmalılarının bir “iş” e kalkıştıklarında bunu sahiplerinin iradesinden bağımsız yaptıklarını düşünemeyiz.
15 gün öncesinden bugüne küçük bir hatırlatma önce:
Dünya ABD’deki seçime kadar çok gergin.
Üçüncü Dünya Savaşı bile çıkarabilirler.
Bunu ben değil seçilmesine neredeyse kesin gözüyle bakılan Donald Trump itiraf etti “Seçimlere kadar 3. Dünya savaşı çıkarmazlarsa Başkan seçileceğim” diyerek.
Türkiye bu küresel projenin tam da merkezinde.
Suriye’de YPG eksenli terör devletinin kurulmasında Türkiye büyük bir engel.
Beşar Esad ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan cephesinden Suriye sorununun çözülmesiyle ilgili peş peşe olumlu açıklamaların yapılmasının ardından Suriye Milli Ordusu (SMO) içindeki devşirilmiş satılıkları kışkırtarak Türk bayrağına ve kamu kurumlarına yapılan saldırılarla paralel gelişen Kayseri’deki ırkçı kışkırtma sonucu Suriyeli sığınmacıların yaşadığı mahallenin yakılması, meseleye nasıl baktıklarının, neyin işaretini verip tehdit ettiklerinin ipuçlarını almış olduk.
Dün İçişleri Bakanlığı ve emniyet yetkililerinin bir açıklaması vardı. Kayseri’de Suriyeli sığınmacıların yaşadığı mahalleyi basarak evlerini, araçlarını yakan işyerlerini tahrip eden ırkçı barbarlar ve sosyal medyada ya da WhatsApp gruplarında kışkırtıcılık yapanlar arasında çok sayıda FETÖ’cü ve PKK’lı olduğu tespit edilmiş.
Evet, şimdi FETÖ’DEKİ BU YENİ YAPILANMANIN AYRINTILARINA geçelim.
Burada sözü Ümit Akdemir’e bırakıyorum:
FETÖ terör örgütünde; 7 Şubat MİT krizi, 17/25 Aralık kumpası, 15 Temmuz yenilgisinin ardından kendi içlerinde liderlik kavgaları başladı. Örgütün karanlık adamı Mustafa Özcan bir iki yıl önce örgüt liderliğini fiili olarak ele geçirdi.
ÖRGÜT 15 TEMMUZ’DA KALDIĞI YERDEN DEVAM ETMEK İSTİYOR
Örgüt darbe girişimlerinin ardından düştüğü bu çukurdan hızlı ve kestirme yoldan çıkmak için, darbeyle deviremediği siyasi partileri içten yıkarak, ittifakları bozarak 15 Temmuz'da kaldığı yerden devam etmek istiyor. Bunu Batılı ağababaları ivedilikle yerine getirmesini istiyor.
Çünkü yeni bir küresel kapışmada Batı’nın ana hedeflerinden biri Türk askeri ve gençlerini savaşta kullanmak.
Ama buna bir engel var; Tayyip Erdoğan.
Batı, Tayyip Erdoğan engelini bertaraf etmek için yine FETÖ terör örgütünü kullanmaya karar verdi. Diğer örgütleri de destek kuvvet olarak bekletiyor.
PLÂN BELLİ:
1-MHP’yi ele geçirmek.
2-Yapamazlarsa MHP’yi itibarsızlaştırıp etkisizleştirmek. Ülkü Ocaklarını terör örgütü ilan ettirme projesiyle karanlık Sinan Ateş cinayeti davasına muhalefetin neden kuvvetle sarıldığını buradan okuyun.
3-Her iki şıkta da amaç Tayyip Erdoğan ile AK Parti’yi yalnızlaştırmak. Kısaca Cumhur İttifakı’nı dağıtarak genel seçime gitmek.
4-İlk üç maddeyi hayata geçirebilmek için kaos yaratacak ve toplumsal olaylara sebebiyet verecek provokasyonlar yapmak, suikastlar düzenlemek.
FETÖ’NÜN KARANLIKLAR PRENSİ MUSTAFA ÖZCAN’A GÖREV VERİLDİ
Örgütte lider değişikliğine gitmelerinin sebebi bu. Karanlıklar Prensi, Fetullah Gülen’in katliam ortağı Mustafa Özcan önceden de örgütün bütün kirli işlerini idare ediyordu.
Mustafa Özcan şimdi mahrem imamları yeniden idari konuma getirdi.
Yeni yapılanmanın adını da MENFİ HİZMETLER olarak kurdu.
Menfi hizmetler aslında ESKİ TÜRKİYE’NİN DERİN DEVLETİ gibi.
Başındaki KARANLIK KURUL üç kesimden oluşmakta:
Hususi mahrem imamlar; Üst düzey görev yapmış eski polis, asker, yargıç, gazeteciler ve örgütün sevk ve idaresinde görev yapan CIA elemanları.
MENFİ HİZMETLER’in çalışması, aslında içindeki CIA elemanlarından ve FETÖ’nün faaliyetlerinden de anlaşılacağı üzere kaos çıkarmak isteyen bir istihbarat örgütünkiyle neredeyse aynı.
1)Toplumsal olaylar çıkarmak veya çıkan toplumsal olayı kullanmak
2) Siyasi suikastlar tertiplemek veya bir suikastı kullanmak
3) Örgüte ve işbirlikçilerine para kazandırmak amacıyla kirli ilişkiler kurmak (uyuşturucu vb.)
4) Manipülasyon yapmak
5) Algı oyunları hazırlamak (Meral’i gıdıkla gibi)
6) Örgütün faaliyetlerini deşifre edenleri siyasi işbirlikçileriyle atıl hale getirmek, itibarsızlaştırmak
7) Bu birimin en önemli sacayağı ise siyaset ve kripto uzantıları, işbirlikçileri. Dolayısıyla onlarla ilişkileri sıcak ve canlı tutmak
Bu son maddeye, yani YEDİNCİ MADDEYE ÇOK DİKKAT edin.
Çünkü Özcan ve ekibi, yine Batı’nın desteğinin yanı sıra, kaçırdıkları paralarla önceden kumpas kurduğu siyasetçi ve iş adamlarıyla ortaklıklara giderek para transferini sağlıyor. Yine bu isimleri kullanarak örgütün devlet içindeki kriptolarını önemli noktalara getiriyor ve yine bu isimleri kullanarak devlete yeni eleman yerleştiriyor.
ÖRGÜTÜN SADIK ADAMLARINI ZENGİNLEŞTİRİP SİYASİ PARTİLERE SOKMA
Örgütün bir başka çalışması da kendilerini satmayacak örgüt elemanlarını zenginleştirip iş adamı yaptıktan sonra partilere ve derneklere sokarak siyasete girmeleri için basamak olarak kullanıyor. Böylelikle siyasi parti teşkilatlarına yön verebiliyor.
Seçilmiş bu örgüt elemanlarının verilen tüm emirlere harfiyen riayet ettiklerini söylemeye gerek yok sanırım.
FETÖ ile mücadele eden insanları gizli hedeflerine koyarak, onları yıpratarak faaliyetlerinin deşifre edilmesini önlüyorlar.
GÜZ AYLARI VE DEVLETİN YAPMASI GEREKEN
Burada devlet tüm parti merkezlerinin eylemlerini izlemeli ve kripto şahısları açığa çıkarak örgütle mücadele edenlere destek çıkmalıdır. Eğer bunlar yapılmaz ise örgüt adım adım ilerleyerek kirli emellerinde başarılı olacaktır.
Örgütün güz aylarını işaret ederek bir eylem planı yaptığı duyumları alıyorum.
Kripto örgüt elemanları dikkat ederseniz tabanlarına ve etkiledikleri yayın organları aracılığıyla sürekli olarak yeni bir eylem olursa toplumun direnç psikolojisinin kırıldığını, karşı durmayacakları fikrine inandırmaya çalışıyor.
Kayseri bunun bir örneğiydi, test ettiler.
Geçen aylardaki Ankara Emniyeti’ndeki skandal da deşifre olan bir pilot olaydı.
Ümit Akdemir bence yeterince açık yazmış.
15 Temmuz’un 8. Yılını idrak ederken ve 252 şehidimizi, binlerce gazimizi anarken nasıl teyakkuzda, alarmda olmamız gerektiğinin açık delilleri.
Evvelden de aynı şeyi yapmıştık.
Daha ne kadar açık yazalım, bilemiyorum.
Fuat UĞUR/ TV100