Milli Eğitim yıllardır iyi yönetilemedi, sorunlara yama çözümler üretilmeye çalışıldı. Kimi yaralara pansuman yapıldı ama doğru dürüst bir netice alınamadı.
Hangi parti başa geçerse geçsin yapılan reformlar da başarılı olmadı bulunan ara çözümler de.
Daha iş başına gelmeden bir bakanın “köklü reform yapacağım” demesine bile müsaade edilmedi.
Aslında kimin ne istediği de belli değildi.
Ne iş başına gelen partilerin ne istediği belliydi ne de muhaliflerin.
Ne sivil toplum kuruluşları ne istediğini biliyordu ne de sendikalar.
Öğretmenlere soruyor bakanlık…
Eğitimde neyin değişmesini istiyorsunuz? Birkaç derdi olan öğretmen hariç kimse doğru dürüst ilgilenmiyor bile.
İlgilenecek olanlar da dikkate alınmaz endişesiyle oralı olmuyorlar, haksız da değiller.
Kafalar öyle karışık ki…
Bir yetkili çıksa dese ki…
Her STK, sendika, öğretmen, partiler vs. uygulanabilir müfredat hazırlasın.
İnanın adam akıllı dört başı mamur bir müfredat hazırlanmaz.
Sorunlar öyle fazla ve öyle içinden çıkılamaz halde ki…
Liselerde çoktan seçmeli sorularla sınavları kaldırsan ÖSS çoktan seçmeli.
Değerler eğitimini derslerin içine dağıtalım desen çocukların aklı sınavda.
Adab-ı muaşeret dersini koysan ilkokul öğrencisi bile çoktan seçmeli sınavlarla boğuşuyor.
Öğretmen eğitimi desen zaten içler acısı.
Kapağı devlete atan maaş ve ek ders ücreti hesaplama derdinde, atanamayan gençler de mağdur psikolojisi ile yerle yeksan olmuş durumda.
Veliler desen çocuklarının ödevlerinde bile çocuklarına nasıl yardımcı olacaklarını bilemez haldeler.
Varsa yoksa özel ders aldırma derdinde çoğu.
Haklı da diyemiyorsun haksız da diyemiyorsun.
Herkesin kafası gerçekten karışık.
Müfredat değişikliği yapılacak denildiği günden beri birkaç gönüllü insan hariç kaç tane sivil toplum kuruluşu bu işi dert edinip de öne çıktı?
Sendikalardan beklerdik en çok da.
İşi gücü bırakıp harıl harıl bakanlığa uygulanabilir müfredat örneği sunmalıydı sendikalar.
Öğretmenlerin, velilerin diğer STK’ların görüşlerini almalıydılar.
Yarın yeni müfredat açıklanınca her yerden kafalar çıkmaya başlar.
Eleştiri yaparken her birimiz eleştiri yapma hakkımızı sonuna kadar kullanıyoruz. Herkes kötü gidişattan dem vuruyor.
Hükümet eğitimde de kültürde de başarılı olamadı deniliyor.
Şimdi soralım yetkin kimselere…
Tamam, başarılı olamadı da sen ne önerdin?
Su alan geminin deliklerini ayaklarımızı basarak kapatamayız. Ya gemiyi değiştireceğiz ya gemiyi bu hale getirenleri.
Bunun için de sağlam bir irade gerekiyor.
Oy kaygısı olmadan kökten bir değişiklik yapabilecek irade!
Milli Eğitimde her gelişmeye yokuş yapan ne kadar mevzuat varsa hepsini yakmak ve yenisini yazmak.
İşleri yokuşa süren ne kadar bürokrat varsa hepsini yenileri ile değiştirmek…
Sonra da Milli ve Manevi Değerlerimize uygun adam akıllı bir sistem kurup tıkır tıkır işlemesini sağlamak…