Söz konusu kararda belediye kanunundaki “Okul öncesi eğitim kurumları açabilir” hükmü iptal edilmişti.

Diken com.tr’nin haberine göre;

AYM, 2007’deki ilgili kararı CHP’li Haluk Koç ve Oya Araslı ile dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve 112 vekilin başvurusu üzerine alındı.

Resmi Gazete‘deki kararda başvurucular hükmün ‘anayasaya aykırı’ olduğu belirterek, özetle şöyle demiş:

Yasa koyucu kişiler yönünden hak, devlet yönünden ödev olan eğitim ve öğrenim hakkını düzenlerken, toplumun gereksinim duyduğu insan gücünün yetiştirilmesi, böylece toplumsal, ekonomik ve kültürel kalkınmanın sağlanması gibi hususları gözetmek zorundadır. Bunun merkezi planlama, programlama ve uygulamayı gerektireceği açıktır. Eğitimde planlama ve program kadar belki ondan da fazla önemli olan uygulamadır. Uygulamada okul öncesi eğitimde belediyelere göre yaşanacak sapmalar, laik eğitim ve ulusal birlik yönünden aykırılıklara neden olacaktır.

Kuşkusuz okul öncesi eğitim için bina sağlamak eğitim kurumu açmak belediyenin görevi olabilir. Ancak burada verilecek eğitim tamamen merkezi idarenin görev ve sorumluluğunda olmalıdır.

‘Açık ve net değil’

Ancak iptali istenen hükümde belediyelere verilen görevin okul öncesi eğitim kurumlarının binalarını yapmaktan veya yalnız kurum açmaktan ibaret olduğu, okul öncesi eğitimin yönetimini kapsamadığı ileri sürülemez. Çünkü ‘okul öncesi eğitim kurumları açabilme’ ibaresi net ve açık olmayan bir ibaredir. Kurum açmanın yanında burada verilecek eğitimi de kapsayacak niteliktedir. Bu bakımdan kanunların açık ve anlaşılabilir olma ilkesiyle de uyumlu değildir.

AYM’nin gerekçesi: ‘Milli eğitim ulusal nitelikte, mahalli müşterek bir ihtiyaç olarak görülemez’

Yüksek mahkeme hükmü ‘anayasaya aykırı’ bularak iptal etmiş.

Milli Eğitime Kurs tepkisi! Milli Eğitime Kurs tepkisi!

Oy çokluğuyla alınan karara AYM üyeleri Sacit  Adalı ve A. Necmi Özler muhalif kalmış.

AYM gerekçe olarak şunları ifade etmiş:

Kuraldan belediyeye okul öncesi eğitim kurumu açma görevi verilmiş olduğu ve bu görevin de zorunlu olmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre mahalli müşterek nitelikte bir gereksinimi karşılamaya yönelik olmak kaydıyla belediyenin mali durumu ve hizmetin ivediliğini dikkate alarak okul öncesi eğitim kurumu açabilme olanağı tanınmaktadır.

Okul öncesi eğitim kurumu kavramı 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu, 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu ve 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun birlikte yorumlanmasından hareketle, belediyelerin 657 sayılı Yasanın 191’inci maddesine göre açabilecekleri kreş ve benzeri çocuk bakım ve koruma mekânlarını kapsamamakta yalnızca ‘anasınıfı’ ve ‘anaokulu’ olarak somutlaştırılabilmektedir. Nitekim 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Yasası’nın 19. maddesine göre okul öncesi eğitim kurumu,

Bağımsız anaokulları

İlkokula bağlı anasınıfları ya da

Diğer okullara bağlı uygulama sınıfları olarak açılabilir.

Anasınıfları ve uygulama sınıfları, belediyelerin görev ve yetki alanı dışında kalan mevcut ilköğretim okulları bünyesinde ya da diğer okullara bağlı olarak açılabildiğinden, iptali istenen ibarenin, yalnızca ‘anaokulu’ biçiminde anlaşılması gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır.

Anayasanın 127’inci maddesinin birinci fıkrasındaki ‘mahalli müşterek ihtiyaç’ ölçütü, yerel yönetimlerin görev ve yetkilerinin sınırını çizmektedir. Yasa koyucu, yerel yönetimlerin görevlerine ilişkin bir düzenleme yaparken bu ölçütü gözetecektir.

Mahalli müşterek ihtiyaç herhangi bir yerel yönetim biriminin sınırları içinde yaşayan kişi, aile, zümre ya da sınıfın özel çıkarlarını değil, aynı yörede birlikte yaşamaktan doğan eylemli durumların yarattığı, yoğunlaştırdığı ve sürekli güncelleştirdiği, özünde etkinlik, ölçek ve sağladığı yarar bakımından yerel sınırları aşmayan, bölünebilir ve rekabet konusu olabilen yerel ve kamusal hizmet karakterinin ağır bastığı ortak beklentileri ifade etmektedir.

Okul öncesi eğitim 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanununun 19’uncu ve 20’nci maddelerine göre mecburi ilköğrenim çağına gelmemiş çocukların ulusal öğretime hazırlanmasını sağlayıcı bir eğitimdir.

Milli eğitim program ve yöntem itibariyle ulusal nitelikte olduğundan mahalli müşterek nitelikte bir ihtiyaç olarak görülemez. Açıklanan nedenlerle kural Anayasanın 127’inci maddesine aykırıdır, iptali gerekir.

Kaynak: diken.com.tr