Milli Eğitim Bakanı Sayın Yusuf TEKİN; Eskişehir’de 2023 yılının Eylül ayında gerçekleşen öğretmen buluşmalarında açıklamada bulunmuş ve “yönetici görevlendirme yönetmeliğinin değişeceğini, yeni yönetici görevlendirme yönetmeliği ile 2024-2025 öğretim yılı başlamadan, yaz dönemine kalmadan yönetici görevlendirme sürecinin bitirileceğini” belirtmişti. İşte Sayın Bakanın bu açıklamasının takvimde etkili olduğunu ve yeni yönetmeliğinde çok kısa süre içinde yayımlanacağını söyleyebiliriz. Kısacası bu sene gerçekleştirilecek yönetici görevlendirmeler yeni yönetmelikle yapılacak.
Mevcut yönetmelik beklentileri karşılamadığı gibi gereksiz birçok puanlamaya sahip. Yeni yönetmeliğin sadeleştirileceği kamuoyuna yansımış durumda.
Antalya’da gerçekleştirilen toplantıda Eğitim Bir Sen Genel Başkanı Sayın Ali YALÇIN on ilin yöneticileriyle genel toplantı haricinde görüşme yaparak sorunlarını dinlemek istiyor. Bu toplantıda özellikle yönetici görevlendirmelerde uygulanan rotasyon süresinin çok kısa olduğu, bugün hiçbir bakanlığın yöneticisinin dört yıllık bir sürede rotasyona uğramadığı gerçeği hatırlatılarak dört yıllık rotasyon süresinin uzatılması gerektiği Sayın Ali YALÇIN’a belirtiliyor. Hatta çok büyük bir ilimizin başkanı kendi okuluna tekrar görevlendirilmek isteyen idareciler için tercih sistemine bir buton açılmasını kendi okuluna tekrar görevlendirilmek isteyen idarecilerin süresinin otomatikman uzatılması yönünde öneride bulunuyor ve o an masada olanlarca bu öneri beğeniliyor. Uygulamada bu önerinin karşılığı olur mu bilinmez. Fakat çok kısa süre içinde bu durumu göreceğimizi belirtmek isteriz.
Okul idarecilerine 4 yılda bir rotasyon uygulaması yanlıştır ve örneği bulunmamaktadır. 4 yıl içinde okul idarecilerinin okula, çevreye, velilere tam olarak adapte olduklarını söylemek mümkün değildir. 4 yıllık bir süre çok ama çok kısa bir süredir. Bizim önerimiz rotasyonun yalnızca müdürlere ve sekiz yılda bir yapılması düzenlenmelidir. Müdür başyardımcılarına/yardımcılarına rotasyon kaldırılmalıdır. Kaldırılmasının sebebi ise yönetimde asıl belirleyici olanın okul müdürü olması, çok fazla personel sirkülâsyonunun okullardaki işlerin sürekliliğine zarar vermesi, kurum hafızalarını silmesi ve aile kurumunun bu uygulamadan zarar görmesi gerçeğidir. Okul idareciliği rotasyonu çokta zorunlu kılacak bir görev değildir ki karşılaştırma yapılınca bu durum tüm çıplaklığıyla ortaya çıkmaktadır. Örneğin; Milli Eğitim Bakanlığında il müdür yardımcılarına, ilçe müdürlerine bile rotasyon uygulanmamaktadır. Yine MEB müfettişlerine rotasyon 8 yılda bir uygulanmaktadır ki birçok ilde bu arkadaşlarımızın yaş ortalaması 60-65 arası olduğundan fiili anlamda rotasyonun onlar içinde hiçbir anlamı bulunmamaktadır. Okul idareciliği bürokrasi kademesinde bu görevlerden öncelikli midir ki 4 yıl gibi bir sürede zorunlu olarak yer değiştirme uygulanmaktadır?
Yönetici Görevlendirme eki formda sadece başarı belgelerine değil ödül yönetmeliğindeki değişiklikten önceki takdir, teşekkür ve ödüllere de puan verilmelidir. Daha önce de belirttiğimiz gibi bu belgeler puanla değerlendirilecekse ayrım yapılmamalı, süre sınırı bulunmamalıdır. Kaldı ki devlette süreklilik esastır. Başarı belgesine puan verilirken teşekkür belgesine puan verilmemesi abesle iştigaldir ve hukuki de değildir. Yine başarı belgelerinde de 4 yıllık süre sınırı bulunmasının yanlışlığı ortadadır.
Yine bizim önerimiz; "önlisans, lisans, yüksek lisans ve doktora da geçen her bir yıla 1 puan" verilmelidir. Böylelikle kendini yenileme çabasında olan eğitimcilerimiz teşvik edilecektir. İkinci bir lisans eğitimi almanın, başarılı olmanın hem maddi hem manevi ağırlığının pozitif anlamda bir karşılığı olmalıdır.
Tezsiz yüksek lisanslara verilen ek puanlar azaltılmalı tezli yüksek lisansla aradaki puan farkı artırılmalıdır. Böylelikle gerçek anlamda bilimsel olarak yapılan tezli yüksek lisans özendirilmiş olacaktır. Yayınlanmış olan makalelerde 4 yıllık süre sınırının bulunması ise çok komiktir ki bu durum bilime olan saygıyı azaltmakta öğretmenlerin azmini baltalamaktadır. Önerimiz; makalelere verilen puanlarda aranan 4 yıllık süre sınırının değişmesi ve sınır olmaması gerektiği yönündedir ki bu durumu en iyi kendisi de Profesör olan Sayın Yusuf TEKİN anlayabilir. Bilimsel bir makalede süre sınırı olması kadar haksız bir durum bulunmamaktadır.
Bekleyip görelim. Hadi kalın sağlıcakla…
Kaynak: memurdavalari/ÖZEL
