YALÇIN değerlendirmesinde şu ifadelere yer verdi:
Bugün TÜİK tarafından Ekim ayı enflasyon rakamı%3,43 olarak açıklandı. Ocak-Ekim enflasyonu%55, yıllık enflasyon%61,36 ve enflasyon farkı ise%22,08 olarak gerçekleşti.
TCMB Başkanı tarafından dün gerçekleştirilen basın açıklamasında 2023 yılsonu enflasyon tahmininin%58’den%65’e, 2024 yılı enflasyon tahminin ise%33’den%36’ya yükseltildiği ifade edildi. Ekim ayı Piyasa Katılımcılar Anketinde ise yılsonu enflasyonun%68,01 seviyelerinde gerçekleşeceği kayıtlara geçmişti.
Özellikle coğrafyamız üzerinde yaşanan gelişmeler, ekonominin enflasyon beklenti ve tahminlerini sürekli yukarı yönlü güncelleme zorunluluğunu artırıyor.
Pandemi, Ukrayna-Rusya savaşı ve ardından işgalci İsrail’in Filistin halkına zulmü ve soykırımı; her ne kadar ülkemiz sınırları içerisinde olmasa da coğrafyamız üzerinde ve her bir bireyimizi ekonomik, sosyal ve siyasi olarak olumsuz etkiliyor.
Hem bölgesel hem de küresel emperyalistler tarafından ortaya konulan bütün zorluklar ve engellemelere rağmen Devletimizin; Ukrayna-Rusya savaşında çözüm aracı, 6 Şubat depremlerinin etkisini en aza indirme hassasiyeti ve işgalci İsrail’in Filistin mazlumlarına yönelik vahşetini bitirme noktasında önemli mücadelesini görüyor, Türkiye’nin sadece sınırları içerisinde değil yer kürenin tamamında çözümün anahtarı olduğunu biliyoruz.
Dayatılmak istenen sistemin ve bu savaşın en çok kazananı her zamanki gibi emperyalist ve sömürü üzerine düzeni kurulmuş devletler olduğu gerçeği açıkça görülmelidir.
Son dönemlerde yaşanan bu gelişmelerden en çok etkilenen kesim ise başta kamu görevlilerimiz olmak üzere sabit gelirliler olduğu unutulmamalıdır.
Kamu İşvereni tarafından gerçekleştirilen söylem ve verilerle haklılığı tespit edilen Memur-Sen’in 7. Dönem Toplu Sözleşme’de masaya sunduğu teklifler, “Memur-Sen’in tespitleri doğru, teklifleri haklıydı” gerçeğini bir kez daha teyit etmiştir.
Bu veriler ve tespitler çerçevesinde; Ocak ayında kamu görevlilerinin maaş/ücret artışı enflasyon farkıyla birlikte toplamda%50-52 seviyelerinde gerçekleşeceği beklenmektedir.
2024 yılı içerisinde de benzer tablo ile karşılaşmamak, “kamu görevlileri kayıp yaşıyor” söylemini tekrarlamamak için Ocak ayında yapılacak düzenlemede, hem kamu görevlileri hem de kamu görevlisi emeklileri yönüyle kayıpların telafi edilmesi gerekmektedir.
Mevcut durum itibariyle; “kamu görevlilerinin enflasyon farkı alacağı artıyor” söylemini değil, “kamu görevlilerinin ekonomik kayıpları artıyor” gerçeğini görmek gerekiyor.
Özellikle önümüzdeki 2 aylık süreç; mevsimsel etkilerin, enerji tüketiminin ve giderlerin büyük oranda artacağı, gelirin giderler arasında ucu ucuna paylaştırılacağı bir döneme giriyoruz.
Özellikle savaşın etkisiyle enerji ve hammadde tarafında gerçekleşen olağanüstü artış, piyasalara yansıdığında gelir ve giderlerin denkleştirilmesi güçleşecektir.
Enflasyon farkının “dönem içerisinde yaşanan kayıp” ve “kamu görevlilerinin geçmişe değil geleceğe yönelik kayıpları telafi ediliyor” gerçekliği unutulmamalıdır.