Her türlü cefaya katlanan fedakâr öğretmenlerimiz, unutmayalım ki bu kutsal meslek saygınlığını asla yitirmeyecektir.
İstişare toplantılarında konuşma yapan Genel Başkan Yardımcısı Selahattin Dolgun, tüm öğretmenlerin 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutlayarak, sözlerine başladı. Dolgun, “Gelecek nesillerin sizlere emanet edilmesinin bilinci ve şuuru ile hareket ederek, sadece öğretim noktasında değil; vatana, millete ve topluma faydalı, ahlaklı, dürüst, çalışkan, üretken ve karakterli gençler yetiştirmek için de üstün çaba gösteriyorsunuz. Yüce milletimizi, ilim ve irfanda, bilim ve teknolojide en üst düzeye çıkaracak, küresel rekabette en ileri seviyeye getirecek gençleri yetiştirmek için her türlü cefaya katlanan fedakâr öğretmenlerimiz, unutmayalım ki bu kutsal meslek saygınlığını asla yitirmeyecektir. Bu vesileyle Devletimizin kurucusu ve Başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk ile tüm şehit öğretmenlerimizi rahmetle ve minnetle anıyorum.” dedi.
Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen yetkili olmalıdır.
Yetkili sendika olmanın önemine değinen Dolgun, Türkiye Kamu-Sen’in ve Türkiye Kamu-Sen’e bağlı sendikaların 2024 yılında yetkili olması gerektiğini kaydetti. Toplu sözleşmede yaşanan hezimetlerin kamu çalışanlarına 7 dönemdir kaybettirdiğini söyleyen Dolgun, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kamu çalışanları toplu pazarlık masasında her talebine karşılık bulamayabilir ancak yetkili konfederasyondan beklenen çalışanlardan aldığı yetkiyi dört dörtlük temsil etmektir. Türkiye Kamu-Sen’in yetkili olduğu dönemlerde de belki her talebimiz kabul görmedi ama hiçbir zaman çalışanların güvenini sarsmadık. Masada cesaretle mücadele verdik, kararlılıkla kamu çalışanlarının sesi olduk. Bugün ise durum çok farklı. İşverenin her dediğini kabul eden, kamu çalışanlarını temsil etme kabiliyeti olmayan, memurlarımıza kaybettiren bir sözde yetkili sendika toplu sözleşme masasına oturmakta ve ne yazık ki kamu çalışanlarının hak ve kazanımlarını geriye götürmektedir. Bu noktada kamu çalışanlarının artık bu döngüden çıkması gerekmektedir. Bu esarete son verme zamanı gelmiştir” dedi.
Her durum ve şartta amasız, fakatsız üyelerimizin yanındayız.
Türk Eğitim-Sen’in üye sayısının kasım ayı itibariyle 246 bin 663’e ulaştığını belirten Dolgun, hormonsuz büyümeye devam edeceklerini söyledi. Dolgun, “Kimseyi pazarlamadık, kimseye ulufe dağıtır gibi makam, mevki dağıtmadık. Şantaj da yapmadık. Kalbi Türkiye için çarpanların, eğitimin beka meselesi olduğuna inananların, eğitimin meselelerine kafa yoranların, çıkara dayalı değil, eğitim çalışanlarının hak ve menfaatleri doğrultusunda hareket edenlerin sendikası Türk Eğitim-Sen hormonsuz büyüyor. Ne mutlu bize ki; üyelerimiz ahlaklı, erdem sahibi, cesur, ilkelerinden taviz vermeyen bir sendikal mücadeleye omuz veriyor. Bizler de her durum ve şartta amasız, fakatsız üyelerimizin yanındayız. Müsterih olun, 2024 yılında yetkili sendika olacağız ve kamu çalışanlarını içinde bulunduğu bu açmazdan kurtaracağız. Örgütlü mücadelenin zaafa uğratılmasına izin vermeyeceğiz!” dedi.
“Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır” sözünün gereğini yerine getirerek, liyakatsizlik, adaletsizlik, haksızlık ve kadrolaşmayla mücadele ediyoruz.
Toplantılarda bir konuşma yapan Genel Başkan Yardımcımız Erhan Bayram da; tüm öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Gününü kutladı. Bayram, “Başöğretmenimiz Atatürk’ün izinden giden Türk eğitimcileri olarak Büyük Önder’imizi rahmet ve minnetle anıyoruz. Şehit öğretmenlerimizi de unutmadık, unutmayacağız. Hain terör saldırılarında şehit olan tüm öğretmenlerimizi özlemle anıyoruz” dedi.
Atatürk’ün Millet Mektepleri Başöğretmenliğini kabul ettiği gün olan 24 Kasım’da sadece sözler değil, öğretmenleri mutlu ve huzurlu kılacak uygulamalara imza atılmasını beklediklerini de bildiren Bayram, “Eğitim çalışanlarının ekonomik ve sosyal kaygılarının olmadığı, özlük haklarının teslim edildiği, sosyal adaletin ve refahın en üst düzeye çıktığı bir Türkiye için, eğitimcilerin mesleki gelişimlerinin ve yükselmelerinin önündeki engelleri kaldırmak için, çalışma barışını sağlamak için, fikri hür, vicdanı hür katılımcı bireylerin yetiştirildiği, çağdaş, bilimsel ve milli bir eğitim ortamı oluşturmak için, kamu çalışanlarının iradelerini toplu sözleşme masalarında pazarlamamak için mücadele ediyoruz. ‘Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır’ sözünün gereğini yerine getirerek, liyakatsizlik, adaletsizlik, haksızlık ve kadrolaşmaya karşı duruyoruz” dedi.
Öğretmenler sadece kadrolu ve KPSS puan üstünlüğüne göre atanmalıdır.
Öğretmen istihdamı ile ilgili önemli açıklamalar yapan Bayram, geleceğimiz olan çocuklarımızı yetiştiren öğretmenlerin öğretmen odalarında kadrolu, sözleşmeli, ücretli şeklinde üçe ayrılarak, bölük pörçük edildiğini söyledi. Öğretmenlerin sadece kadrolu istihdam edilmesini ve KPSS puan üstünlüğüne dayalı olarak atamalarının yapılmasını isteyen Bayram, “Şayet nitelikli, kaliteli, uluslararası alanda rekabet edebilir bir eğitim sistemi hedefliyorsak, o halde tüm öğretmenlerimiz sadece kadrolu olarak atanmalı ve öğretmen atamalarında kesinlikle mülakat uygulanmamalıdır” dedi.
Mobbing İzleme Kurulları oluşturulmalıdır.
Eğitim çalışanlarına yönelik şiddetin tamamen ortadan kaldırılmasının önemine dikkat çeken Erhan Bayram, caydırıcı cezalar verilmeden bu olayların son bulmayacağını belirtti. Türk Eğitim-Sen’in 2019 yılında eğitim çalışanlarına yönelik şiddet ile ilgili bir kanun teklifi hazırladığını, milletvekillerine ilettiğini kaydeden Bayram, bu teklife tüm siyasi partilerin destek vermesi gerektiğini kaydetti. Şikâyete bağlı kalmaksızın fail hakkında kamu davası açılmasını istediklerini de bildiren Bayram, mobbing de cezai yaptırım gerektiren bir suç olarak kabul edilmesini ve illerde Mobbing İzleme Kurulları oluşturulmasını istedi.
Bayram ayrıca her yıl eğitim-öğretim yılı başında ödenen Eğitime-Öğretime Hazırlık Ödeneğinin asgari ücret tutarında olacak şekilde ve hizmet ayrımı yapılmadan MEB ve Yükseköğretim personelinin tamamına ödenmesi gerektiğini kaydetti.