TECZİYE ve TALTİF

Abone Ol

TECZİYE ve TALTİF  

             Eğitim Öğretim kadrosunda yer alan dostlar, 1943 yılında yapılmış bir kanun  ile  bir kesim öğretmenimizi, 1930 yılında kabul edilmiş bir kanun  ile de bir kesim öğretmenimizi 2013 yılında tecziye ediyoruz. Kanunların adına bakalım isterseniz:

HUSUSİ İDARELERDEN MAAŞ ALAN İLKOKUL ÖĞRETMENLERİNİN KADROLARINA, TERFİ, TALTİF VE CEZALANDIRILMALARINA VE BU ÖĞRETMENLER İÇİN TEŞKİL EDİLECEK SAĞLIK VE İÇTİMAİ YARDIM SANDIĞI İLE YAPI SANDIĞINA VE ÖĞRETMENLERİN ALACAKLARINA DAİR KANUN

  

Kanun Numarası 

: 4357

Kabul Tarihi  

: 13/1/1943

Yayımlandığı R. Gazete

:Tarih: 19/1/1943 Sayı: 5308

Yayımlandığı Düstur

: Tertip: 3 Cilt: 24 Sayfa: 148

Madde 1 – (Mülga: 30/1/1948 - 5166/6 md.)

Hususi idare? İçtimai Yardım? Yapı Sandığı ne bunlar Allah aşkına. Bu ifadeler 1943 te anlaşılabilir ifadeler olabilir. Yıl 2013. Kanun metninde geçen Maarif Vekaleti neresidir bugün? Maarif Müdürü, Maarif Memuru nerde otururlar, e mail adresleri var mıdır? Twitter hesapları var mıdır acep?

Bakın bir kanun daha;

İLK VE ORTA TEDRİSAT MUALLİMLERİNİN
TERFİ VE TECZİYELERİ HAKKINDA KANUN(1)

 

Kanun Numarası 

: 1702

Kabul Tarihi  

: 10/6/1930

Resmî Gazete

: 29.6.1930 /1532

Yayımlandığı R. Gazete

: Tarih: 29/6/1930 Sayı: 1532

Yayımlandığı Düstur

: Tertip: 3 Cilt: 11 Sayfa: 646

         
 

 

            Tedrisat? Muallim? İlk ve Orta Tedrisat? Hele bu yasada bir madde var ki anlayan beri gelsin. İşte o madde:

Madde 25 – Bir orta tedrisat mualliminin, orta derecede mekteplerde ders vermekten aciz olduğu iki talim sicilli ile sabit olduğu takdirde muallim ilk mektep muallimliğine nakledilir.

            Yani demek istiyorki Ey A Lisesinin Felsefe Öğretmeni, ders vermekten aciz olursan, bu da iki talim sicili( ne demekse) ile sabit olursa seni ilk mektep muallimi yaparız ona göre. Peki İlk mektepteki öğrencilerin günahı ne?  İlk mektepte okuma yazma mı öğretecek? Ders veremiyorsa niye Orta Mektepte kalmıyor da İlk mektebe gidiyor?

            Bu ironik girizgahtan sonra; 2013 yılı bahse konu bu iki kanun ve bunların genel yasası hüviyetinde olan 657 sayılı Devlet Memurları Kanunları ile,  Eğitim Öğretim Sınıfı Personelinin mesleğini icra ederken işledikleri kimi fiillerini tecziye etmek mümkün gözükmemektedir.

            1930’lu 40’lı yılların Eğitimci görev tanımları ile 2000’li yılların görev tanımları oldukça değişmiş, farklılaşmış ve çeşitlenmiştir.

            Tüm devlet memurları için ortak kanun olarak çağın gereklerine uygun olarak yeniden düzenlenecek  657 sayılı Kanun ile,  tüm devlet memurları aynı kanun kapsamına alınarak, 4357  ve 1702 sayılı kanunlar   lağvedilmelidir. Yapılacak yeni düzenlemede öğretmen tecziyesinin çağdaş hukuk normlarına uygun, tamamen idari ve adli hak aramaya, itirazlara  açık hükümler  içermesi  sağlanmalıdır.  

            Eğitim Öğretim sınıfının beyin takımını oluşturan öğretmenlerimizi çağın gerektirdiği, hesap verebilirlik anlayışı içinde tecziyeleri ile ilgili hükümler düzenlenirken, taltifleri ile ilgili çalışmalarda yapılmalı, sınıfına ev sahibinin kulağından silinmeyen sesi, önünden geçtiği mahalle bakkalının ezer gibi bakışını düşünmeden girebilmesini sağlayacak bir ücret düzenlemesi yapılmalıdır. Çalışan her devlet memuruna ve öğretmene mesleki kıdemi dikkate alınarak maaş verilmeli, teğmen ile generalin maaşı  arasındaki oran/ maaş yapılanması  ne ise, stajyer öğretmenle 30 yıllık öğretmen arasında da benzeri yapılanma olmalıdır. Emsallerine göre farkındalık yaratan, genelde tüm devlet memurlarına, özelde öğretmenlerimize maddi ve manevi taltiflerin arttırılmasına özen gösterilmeli, en az bir net maaş karşılığı maddi ödül ve beraberinde mesleki yükselmede emsallerine fark atacak, yüksek puan kıymetine haiz,  manevi değere sahip belge niteliğinde ödüller verilmelidir. 

Unutulmamalı, öğretmeninin mutlu olmadığı toplumların yarını da mutlu olmayacaktır.   

 

Seyfettin CEVVAL/ Eğitimci