SEN ÖĞRET ÖĞRETMENİM

Abone Ol

SEN ÖĞRET ÖĞRETMENİM, AMA GEÇ KALMA, HEMEN BAŞLA

Gelir miydim sanıyorsun kapına, inanmasaydım, umudum dağlar kadar olmasaydı sana. Senin başlat(a)madığın aydınlığın hemen söneceğini bilmeseydim hiç “haydi, başla artık” der miydim sanıyorsun.

Öğret ki öğrensin; sana fabrika ayarları ile, tertemiz teslim edilen, fıtratında zerre kadar kötülük olmayan evlatlarımıza sevmeyi, saymayı ve en önemlisi hoşgörüyü. Öyle bir başla ki işe, sermuallimin olan peygamberlerin hâl dili, kâl dili önce sen de temsil bulsun. Sen yaşa, sen yaşat. Öğret onlara toprağın her rengini ve her renkten dercedilmiş insanoğlunun her renginin yaradandan kıymetli olduğunu. Bir ayağı yerin merkezinde bir ayağı ile pergel misali kainatta sema dururken, yaradılan her rengin, her varlığın, her canlının ne kadar kıymetli olduğunu öğret. Kâinat adını verdiğimiz muazzam düzenin, dünya olarak bildiğimiz bu küçük parçasında, her canlının da bizim kadar söz sahibi olduğunu, refahımız adına onların yaşam alanlarına müdahale etmemizin gayretullaha dokunacağını öğret.

Onlara sadece bizimkileri öğretme, onları da öğret, diğerlerini de, öteki dediklerimizi de. Hikmet adına kim ne koymuşsa, dağarcıklarında onların da olmasını sağla. Sadece dindaşlarının, ırkdaşlarının, renktaşlarının değerli olduğunu öğretme ona. Zerdüştlüğü, Budizm’i, Hinduizm’i, Tao’yu, Yahudiliği, Hıristiyanlığı ve İslam’ı öğret ona ki tartsın, ölçsün, biçsin ve doğruyu bulsun. Marks’ı da tanısın, veda ilahilerini, Upanişadları, ying ve yangı da öğrensin.  

Dünyaya gözlerini açtığında, annesinin Türkçe, Kürtçe, Lazca, Arapça  konuşmasından utanmamasını öğret. Mensubu olmada dahlinin olmadığı ırkıyla övünmemesi gerektiğini öğret. Başardıkları güzel şeylerle, tercihleriyle övünmesini öğret. Erdem binasına koyduğu tuğlası ile övünmeyi öğret. İnsan damarlarında asil kanın  ya da beasil kanın dolaşmadığını öğret. Yaratıcının  ırklara torpil yapmayacak kadar yüce olduğunu öğret onlara. Yine de anlatamazsan karaderili köle Hacer’i, Habeşli zenci Bilal’i hatırlat.  

İnsanları kategorize etmemeyi, dinlerin, mezheplerin, cemaatlerin, partilerin insan tercihi olduğunu, esas olanın “adam olmak”  olduğunu öğret.  Ölüden şeytanın vazgeçtiğini, artık ölüye şeytanın bile dokunamadığını, şeytandan rol çalıp ölülere söverek şeytanlaşmamasını öğret. Erdemi öğret, insanlığın ortak erdemini. Onlara “Ölmüş kardeşin etini yeme” olarak ifade edilen gıybet etmemeyi,  arkadan konuşmamayı, kovuculuk yapmamayı öğret.

Sokakta gördüğü her canlıya merhamet etmesi gerektiğini öğret. Onların yaşam alanlarını ellerinden alarak ne kadar zalim olduğumuzu öğret.

Başörtülünün de başı açığında, namaz kılanın da , kılmayanın da, Müslümanın da, Hristiyan’ın da, inananın da inanmayanın da iyi bir insan olabileceğini öğret. Onların yaşam tercihlerine, inançlarına saygıyı öğret.

Öğret onlara, beş vakit namaza beş vakit namaz katıp, her yıl birkaç kez umreye giden ama yanında çalıştırdığı işçisinin sigortasını yatırmayan Müslüman olabildiğini, bunun yanında zina yaptığı için çöllere sürülen  kadının sadece susuz bir köpeğe su verdiği için cennetle müjdelendiğini öğret. Kul hakkının affının mağdur olana bırakıldığını, devletin malının deniz olmadığını, hakkedilmeyen zerrenin hesabının sorulacağını öğret.

Hak etmediği, kendisine tevdi edilmesi için çırpındığı ancak ehli olmadığı makamın bedelinin   ağır olacağını öğret. Hak etmeden verilen makamın karşılığının, makam veren karşısında rükû ve secde pozisyonu olacağını öğret. Mevki makam adına kişiliğini satmamasını öğret. Mazlumun ahının yaradan nezdindeki kıymetini öğret. Mağdurken yaşadıkları haksızlıkları  muktedir olduğunda sergilememesini öğret.  Bir topluluğa olan kin ve düşmanlığının onlara haksızlık yapmasına yol açmaması gerektiğini öğreten ilahi mesajı da öğret onlara. 

Holokost’u anlat Gazze , sabra ve şatilla ile birlikte. Mazlumun nasıl zalime dönebileceğini öğrensin.  Gore adasını anlat onlara, özgür insanların nasıl yeryüzünün lanetlileri olarak ölüme götürüldüklerini,  sonra da  Batı medeniyetini anlat.

Onlara komşusu açken tok olmanın ne olacağını öğret. Yetimin, öksüzün yaradanın bize emaneti  olduğunu öğret.

Onlara matematikten önce ahlaklı olmayı öğret ki eksik tartıp, eksik ölçmesin.  Anatomiden önce canlıların yaşam hakkını,  bir arada yaşamanın erdemini, her dilden hikayeleri, şarkıları, ağıtları öğret ki anlasın insanlığın ortak değerlerini.

Evliya Çelebi’nin yanına kat onu. Yunus’a uğrasın, Mevlana’da sema dönerken, uzansın Ahmedi Hani’nin divanına, okurken divandan iki beyit , Fegiye Teyrandan bir yuduma,  Pir Sultan’dan bir yudum aşk şerbeti katıp, eline, diline ve beline sahip çıkarak  makalat okuyup ruhunu arındırmayı öğret. Tut kolundan uçur Dostoyevski’nin bağına bir gül ordan der, İnsanın ne ile yaşayacağını öğrensin Tolstoy’dan, İbrahim Hakkı Hazretleri’nden vefayı öğret, Sokrat’tan adaleti,

Gömleği önden yırtılanlardan olmasını iste Hz. Yusuf misali,  narın niye  gülistana döndüğünü Hz. İbrahim’den, sabrı Hz. Eyüp’ ten, adanmışlığı Hz. İsmail’den öğrensin. Hz. Meryem’den de iffeti. Karaderili köle bir kadının/Hacer’in, evladı ile su arayışı arasındaki git- gellerini ebediyen insanlığa say kılan buyruğun, neyin ödülü olduğunu öğret. Adanmış, inanmış, güvenmiş birine ne ödüller verildiğini de bellet ona. Pasif iyi değil, aktif iyi olmanın lezzetini tattır.

İktidarın kimini müktedir yaparken kimini iktidarsız yaptığını, cennetle müjdelenen Sa’d Bin Ebu Vakkas’ın oğlu Ömer Bin Sad’ın dünyalık uğruna Kerbela’da aşkın şehidi Hz. Hüseyin’in katilleri arasında olabildiğini,  “İlim sizde, pilavın yağlısı Muaviye’dedir” diyerek Hz.Hasan’ın ölüme terk edildiğini, Aşura Günü Kerbela’da Hz.Hüseyin’in kıldırdığı Cuma namazında Yezid’in askerlerinin de cemaate katıldığını, namazdan sonra da evladı Resul’un katili olmalarının hangi saiklerle olabileceğini de öğret. 

İdeolojinin deli gömleğini sırtına takmamasını, zihninin berrak, dimağının açık olmasını, hodgam değil diğergâm olmasını iste. Velhasıl kelamın hası sona kalandır derler. Ona “Eşref-i Mahlukat olmasını” yoksa bu cephede olmasa da öte de “Esfel-i Safilin”e düşeceğini de öğret.   

 

                                                                                                     Seyfettin CEVVAL/Eğitimci