SANAL PARAYA GEÇEN İLK DEVLET NEDEN TÜRKİYE OLMASIN

Abone Ol

Para, para, para!!! Kimileri için hayatın amacı. Her şeyi satın alabilecek güç. Kimileri için ekonominin can veren kan. Alın, verin ekonomiye can verin. Kimilerine göre ise bunlardan çok daha fazlası.
Türk Dil Kurumu “Devletçe bastırılan, üzerinde değeri yazılı kâğıt veya metalden ödeme aracı, nakit.” diye tarif ediliyor parayı. Kâğıt para ilk kez 7. Yüzyılda Tang Hanedanının hükümranlığı sırasında Çin’de kullanılmış. Bakmışlar ki tüccarlar, madeni parayı taşımak zor ve riskli, güvenilir kişilerden, paraları karşılığı yazılı senetler almaya başlamışlar. Bu senetleri madeni para gibi kullanmışlar. Sonra devletler işe el altmış. Maden karşılığı para basmaya başlamışlar. Madeni parayla ilişkisi koparılmış kâğıt parayı basan ilk kamu bankası 1609 yılında kurulmuş. Para, metalden kağıda dönüşmüş. Birinci Dünya Savaşı öncesinde hemen her yerde hükümetler kâğıt para basımını tekel haline getirmiş ve çoğu bu yetkiyi merkez bankalarına vermiş.
Basılan kâğıt paraların değerli maden (çoğunlukla altın) olarak karşılığı varmış önceleri. Bunun anlamı, ne kadar değerli madenin varsa o kadar kağıt para basabilirsin demek. Birinci Dünya Savaşıyla birlikte bu durum değişmiş ve kâğıt para yalnızca yasal bir zorunluluğa dayalı olarak kullanılır olmuş.
ABD, 1971 yılında doların altın karşılığını kaldırınca dünyadaki bütün kâğıt paralar karşılıksız kalmış oldu. Kullandığımız kâğıt paranın üzerindeki değer, yalnızca hükümet veya yasalar öyle söylediği için var olan bir değerdir, başka bir karşılığı yoktur. Bugün kâğıt paraların karşılığı yalnızca devletin itibarıdır. Yani ne kadar itibarlıysan paran o kadar değerli.
Medyada, elektronik para, sanal para, dijital para gibi ifadeleri sık sık duyar olduk. Bu değişim aracı, yeni bir şekil değiştirme döneminin arifesinde. Para basmada devlet tekellerini yerle bir eden, hiçbir merkezi otoriteye bağlı olmayan, elektronik ortamda transfer edilebilen, daha hızlı aktarılabilen ve işlem ücreti oldukça düşük, bağımsız bir para birimleri doğdu ve hızla gelişiyor. Değerini günlük hayattaki kullanım oranı ve piyasadaki miktarından alan bir para birimi bu.
Sanal paraların ortaya çıkışı, şimdilik kimse ciddiye almasa da devlet otoritelerini derinden sarsacak gibi gözüküyor. Bu alanda önce davranan devletler tekrar para basma tekellerini sanal para basımında da ele alabilirler.
Kayıt dışı ekonominin ve rüşvetin en yaygın olduğu ülkelerden biri olan güzel ülkemiz (Bunu ben değil OECD raporları söylüyor.), tedavülde olan TL’nin tümünü sanal hale getirebilir. Bu sanal paranın karşılığı kağıt para olacaktır elbette. Ülke içindeki tüm alışverişler sanal para ile yapılacak, gerçek ve tüzel kişilerin hesapları kartlara yüklenecek ve oradan harcanacaktır. Bunu gerçekleşmesine imkan verecek elektronik ve teknik alt yapı zaten mevcut.
Elektronik ortamda para hareketleri rahatlıkla görebileceği için ekonominin de tamamını kayıt altına alınmış olacaktır.Böyece yasa dışı ticaret bile kayda girmiş, kaçakçılık ve rüşvet tamamen önlenmiş olur. Paranın izini takip etmek ve yolsuzluklar ile mücadele etmek de mümkün hale gelir. Kağıt paradan kaynaklı basım ve saklama derdinden, çalınma riskinden kurtulmuş olunur. En önemlisi vergi adaleti tamamı ile tekâmül eder.
Benimkisi de haya işte.