YAVUZ açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

Ülkemizde toplum nezdinde kıymet görmeyen siyasi ve sendikal yapılar genellikle marjinal söylemlere ve hayatın doğal akışına aykırı verilen mahkeme kararlarına sığınırlar. Yakın tarihimize bakıldığında bunun birçok örneğini görebiliriz.

Refah Partisi’nin, 1997 yılında, üstelik iktidardayken AYM tarafından kapatıldığı ve mahkeme başkanı Ahmet Necdet Sezer’in son derece ciddi bir yüz ifadesi ile açıkladığı karardan sonra Erbakan hocanın;

“Bu alınmış olan karar, tarihin akışı içinde basit bir noktadır. Böyle bir kararın yürürlüğe girmesiyle Türkiye’de halkımızın muazzam bir bölümünün partisi olan Refah Partisi ve onun davası bu kararlardan zerre kadar etkilenmez.” açıklaması ve devamında ne kadar da haklı olduğunun görülmesi bugünlere ışık tutacak niteliktedir.

Dünyada sendikal mücadelenin temel kaideleri yerleşmiş ve literatürü oluşmuş durumdadır. Ülkemizde ise işçi sendikaları, ilgili yasası ve uygulamaları ile bu alanda cehalet içindeki siyasilere, marjinal küçük sendikalara ve en önemlisi ise üstünden on yıl bile geçmeden gülünç duruma düşecek kararları veren yargıçlara ders verecek aşamaya gelmiştir.

AYM benzer bir karar daha verdi ve sendikalı memurlar adına adalet sağlayacağım derken, toplu sözleşme pirimini yok ederek adeta mülkü ortadan kaldırdı. Sadece bir hakim üye, internet ortamında yarım saatini ayırıp dünya örneklerine bakarak diğer üyeleri uyarsaydı böylesine isabetsiz bir karar ortaya çıkmayacaktı.

Mahkemeye başvuran ana muhalefet partisi neye dava açtığını, karar veren AYM ise verdiği kararla neye sebep olacağını bilmiyor. Ana muhalefet partisinin sicili aslında daha kabarık.

Yıllarca kamuda başörtüsüne karşı çıkıp, yapılan bütün düzenlemeleri mahkemeye taşıyan ve sivil toplumun önderliğinde milletimizin yasağı fiilen çöpe atması üzerine çaresizce, “başörtüsü problemini biz çözdük.” diyebilen bir ana muhalefetimiz var.

EĞİTİMCİLERDEN İKTİDARA TEPKİ! EĞİTİMCİLERDEN İKTİDARA TEPKİ!

Vereceğimiz mücadele ile sizi yine yola getiredeğiz ve bir gün; “Yetkili sendikaya dayanışma aidatını biz getirdik.” diyecesiniz, tıpkı başörtüsünü biz çözdük dediğiniz gibi. Sadece zaman kaybettiriyorsunuz. Dünyayı, değişen şartları ve içinde yaşadığı toplumu tanımayanların kaderi bu olsa gerek.

Ferman AYM’ninse dayanışma aidatı bizimdir. İptal edilen toplu sözleşme pirimi de ara çözümdü, bir aşamaydı. Nihai hedefi grev hakkı ve standardı en yüksek toplu sözleşme düzeni ile dayanışma aidatı olan bir yasal güvenceydi. Bu hadef şimdi daha yakın.

Toplumsal hareketler eğer karşılık bulduysa önünde durulmaz. Su akar yatağını bulur. Kararla kimsenin kafası karışmasın, sebep olanların kendilerini ifade edebilmek için nasıl çaresizlik içinde kıvrandıklarını ibretle izleyelim ve unutmayalım. Öğrenecekler, başka çareleri yok. Biraz geç de olsa öğrenecekler. Sadece itiraf etmeyecekler.

Bugün ramazan ayının ilk günü. Geceniz, sahurunuz, iftarınız, mübarek olsun. Dualarınız kabul olsun. Amin.