Süper liseler, Anadolu Liseleri derken, proje okullar da eğitim hayatımıza girdi.
Hani iyi de oldu aslında. Bir açığı doldurdu, bir beklentiyi giderdi denebilir. Ya da öyle olmasını temenni ediyoruz. Çünkü Fen Liseleri, Sosyal Bilimler Liseleri bir nev’i rakipsizdi, belki onlara bir alternatif olabilir. Ve bir başka temennim, sayıları sınırlı tutulur da kalıcı olur inşaallah.
Özellikle Anadolu İmam Hatip Liseleri’nde çocuklarını okutmak isteyen ama akademik başarı anlamında bu okulları belki de yeterli görmeyen, bir arayış ve beklenti içerisinde olan öğrenci velileri açısından heyecanla beklenen ve istenen bir alternatif olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Proje okul uygulaması, imam hatip liseleri ile sınırlı değil tabi ki. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından ilk olarak 2014 yılında uygulanmaya başlayan proje okul uygulamasına geçirilen okullar arasında İstanbul, Ankara, İzmir başta olmak üzere diğer illerimizde başarılarıyla kendilerini ispatlamış önemli Anadolu Liseleri de var. Amaç akademik başarıyı daha da artırmak ama nedense "proje olmayı istemezuk” tepkisini verenler de bunlar. Tabi farklı nedenlerle. Yıllardır bu köklü okullarda görev yapan öğretmenler bundan rahatsızlar. Okullarından ayrılmak istemiyorlar, rahatları bozulsun istemiyorlar anlaşılan. İyi de bu okullarda çalışmak herkesin hakkı değil mi?
Bir başka sebep ise artık gerek başarıları gerekse yetiştirdiği bilgili, donanımlı, ülke meselelerine duyarlı pırıl pırıl imam hatip gençliğinin varlığı. Bazılarını adeta çileden çıkarıyor bu durum. Ne yapsalar boş, zira millet gözünü çoktan açtı, firasetiyle her şeyin farkına vardı. Siyasette, eğitim ve kültürde velhasıl her alanda, milli irade neyi istiyorsa o olacak. Milletimizin iradesinden başka irade etkili olamayacak. Allah'ın dediği, bir de milletimizin istediği olacak.
Proje okullar ile ilgili kamuoyunda beklenti oldukça fazla. Akademik başarı anlamında hedef yüksek. 2016 TEOG yerleştirme sonuçlarına göre öğrenci kabul eden proje okullara kayıtlı öğrencilerin puanlarına bakıldığında bu durum rahatlıkla görülecektir. Yüksek puanlarla bu okullara yerleşen öğrencinin de, velisinin de, okul yöneticileri ve eğitimcilerin de beklentileri zaman içerisinde daha da artacağa benziyor doğal olarak. Elbette bunu zaman gösterecek.
Şu var ki, temennimiz önemli bir boşluğu dolduracağına inandığımız bu tür okulların kalıcı bir başarı ile birlikte insanımızın beklediği istikbalin Büyük Türkiye’sini inşa ve ihya edecek donanımlı, bilgili, bilinçli, memleket meselerine duyarlı, dik duruşlu, şahsiyetli nesiller yetiştirmesidir. Hedef kesinlikle sadece akademik başarı olmamalıdır. Proje okullar, sadece akademik başarı hedefine indirgenmeyip, ahlak ve maneviyyat eğitimi ile meczedildiği takdirde gerçek anlamda bir “proje” olacaktır.
Hele hele proje imam hatip liseleri kaçırılmaması gereken fırsatlar olarak görülmelidir. 28 şubat sürecinde köküne kibrit suyu dökülmek istenen bu güzide kurumlarımız ülkemizin en başarılı okulları olarak adından söz ettirecektir. Yeter ki doğrular yapılsın, isabetli adımlar atılsın, Allah’ın rızasından başka bir gaye ve beklenti içerisine girilmesin. Buna yürekten inanıyorum.
Bununla birlikte proje okullara öğretmen istihdamı sağlama konusunda sıkıntılar yaşandığı da bir gerçektir. Kamuoyuna da yansıdığı üzere Milli Eğitim Bakanlığı proje okul olarak belirlediği okullarda kadrolu olarak sekiz yılını dolduran öğretmenlerden bir çoğunu görevlendirmediğinden bu öğretmenler başka okullara gitmek zorunda kalmışlardır. Elbette bu durumda olan öğretmenlerimiz de mağdur edilmemelidir.
Bu okullara ise bakanlık tarafından seçilmek üzere öğretmen görevlendirilmesi yapılmaktadır. Ancak bunun için belli kriterler yoktur. Sorun da burada başlamaktadır. Görevlendirilen öğretmenlerin alanında ne kadar yeterli olduğu, bu okullarda ne kadar verimli olabilecekleri zamanla anlaşılacaktır elbette. Ama ülkemizde maalesef mülakat veya görevlendirme söz konusu olduğunda insanların aklına gelen şey hep aynı oluyor açıkçası. O da açık açık söylemek gerekirse keyfilik ve hak etmeyenlerin bir şekilde bu güzide okullarda görevlendirilmesi. Bunun çözümü bir zamanlar Anadolu Liselerine sınavla öğretmen alındığı hatırlanırsa sınavla birlikte objektif kriterleri içeren mülakat, lisans, yüksek lisans gibi belirli, kimsenin itiraz edemeyeceği, içine sineceği açık ve somut kriterler olmalıdır. Büyük amaçlarla açılan bu okullar öğretmen istihdamında yaşanan sıkıntılara feda edilmemelidir.
Sonuç hayr olur inşallah, müspet netice elde edilir, beklentiler karşılanır.
Hep birlikte takip edip göreceğiz neticeyi.
Selam hidayete tabi olanlara olsun.