Eğitim-Bir-Sen İstanbul 6 Nolu Şube Başkanı İdris Şekerci ''Artık günlere sıkıştırılmış hatırlamanın kader olmadığı, öğretmenin merkeze alındığı bir eğitim anlayışına ve maarif yönetimine ihtiyaç var. Öğretmenler odası hatırlanmak istemiyor. Zira, hatırlamak unutmanın katilidir. Öyleyse bugünü değerli kılmak için kuru demeçlerden, süslü sözlerden ziyade kalıcı adımlara ihtiyaç var.'' dedi.
ŞEKERCİ açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
24 KASIM ÖĞRETMENLERİN NESİ OLUR?
Sosyal medyada dolaşırken bir paylaşım dikkatimi çekti.“Bir 24 Kasım’da daha bize ayrılan sürenin sonuna geldik, bir sonraki 24 Kasım’da görüşebilmek ümidiyle hoşçakalın…” Ne zaman ve hangi ideolojik gerekçeyle bugünün öğretmenler günü ilan edildiği tartışmasına girmeden net olarak bir hususun altını çizelim:
Artık günlere sıkıştırılmış hatırlamanın kader olmadığı, öğretmenin merkeze alındığı bir eğitim anlayışına ve maarif yönetimine ihtiyaç var. Öğretmenler odası hatırlanmak istemiyor. Zira, hatırlamak unutmanın katilidir. Öyleyse bugünü değerli kılmak için kuru demeçlerden, süslü sözlerden ziyade kalıcı adımlara ihtiyaç var.
Öğretmeni unutmamanın bir ifadesi olarak bugüne has bir ikramiye ile başlangıç yapılabilir mesela. 24 Kasım’a yeni araç alacak öğretmenler için ÖTV indirimi ya da o aya mahsus maaş ödemelerinde vergi kaleminden bir gelir kalemi de üretilebilir.
Disiplin affı, sözleşmeli istihdamdan vazgeçilerek kadrolu atama ile öğretmen alımı çözüm bekleyen diğer sorunlar olarak zikredilebilir elbette. Ek ders ücretlerinde bir artış veya sabit vergi uygulaması gibi farklı seçenekler de masaya yatırılabilir.
Öğretmenin elbette sadece maddi doyuma ihtiyacı yok. Manevi doyum ya da yaptığı işten keyif alabilmesi için ÖMK ile yürürlüğe giren öğretmene şiddet suçuna ilişkin kanunun uygulanmasını bakanlığın takip ettiğini bilmek kötü mü olur?
Öğretmenin görevi başında karşılaştığı şiddet vakasında adli takip ve gerektiğinde hukukî destek öğretmenin saygınlığını artıracak bir başka yoldur.
Artık sözün anlamını yitirdiğini, 23 Nisan‘da ilkokul öğrencilerinin bazı makam koltuklarına oturtularak mutlu edildiği gibi bir usulü çağrıştıran anmalardan uzak, sahici değer verilmeye ihtiyacı var öğretmenin. Atanmak için türlü sınavlardan geçirilerek bezdirilen değil, mezun olduğu okuldan kaynaklanan müktesebatı ile kıymet bulacağı bir değer görmek istiyor.
Özel sektörde asgari ücret ile çalışmak zorunda bırakılmak ya da daha azına razı olup ırgat öğretmenlik (ücretli öğretmenlik mi demeliyim) marifetiyle değersizlik hissi yaşamak istemiyor. Özel sektör tercihi yaptığında devlet güvencesini hisssetmek istiyor öğretmen.
Hasılı kelam, öğreten madden ve manen kıymet gördüğü günlerin hasreti ile her öğretmenler gününde- sözün başında ifade ettiğimiz gibi- “Bir 24 Kasım’da daha bize ayrılan sürenin sonuna geldik, bir sonraki 24 Kasım’da görüşebilmek ümidiyle hoşçakalın” hissiyatına son verilmesini istiyor.
İdris Şekerci
EBS İstanbul 6 Nolu Şube Başkanı