Son birkaç yıldır siyasetçilerin, özellikle de iktidar partisine mensup siyasetçilerin öğretmenlerle ilgili söylemleri, öğretmenlerin, ekonomik açıdan genel memur skalasındaki en alt düzeyde yer alan konumu, her dönem norm kadro açığı olmasına rağmen kadrolu atama yapılmayarak ücretli öğretmen çalıştırılması, kadrolu öğretmenlerin yaşadığı yer değiştirme sorunları, görevde yükselme konusunda “kariye ve liyakat” sistemine önem verilmemesi gibi sorunlar nedeniyle öğretmenler, genel olarak moralsiz bir şekilde görev yapmak, yaşamlarını sürdürmek durumunda kalıyorlar. Bu tür sorunların yanında, genelde öğretmenlerin moralini etkileyen, özelde de okulda moral konusunda etkili olan konuları gün yüzüne çıkarmak gerekiyor. Unruh ve Turner (1970, s.46 akt; M.Aydın) morali; “bireyin amaçları ile içinde bulunduğu durum arasındaki farka ilişkin algılarının oluşturduğu zihinsel bir durum ya da tutum” olarak tanımlamaktadır. Bu tanımda iki etkenin etkili olduğu görülmektedir. Bu etkenlerden birisi, grup ya da örgüt tarafından gerçekleştirilen başarıya ilişkin bireysel algı, diğeri ise bireyin kendi gerçekleştirdiği başarıdır. Düşük ve yüksek öğretmen moralinin belirtilerini tespit ettiğimizde, bu belirtilere neden olan sorunları da ortaya çıkarmak mümkün. Bu noktada öğretmenlerde düşük ve yüksek morale neden olan belirtileri şöylece sıralayabiliriz; Düşük moralin belirtileri; -Öğretmenler tarafından verilen notların ya çok yüksek ya da çok düşük olması, -Yakınmaların çok sık olması, -Öğretmen ve öğrencilerde gevşeklik, -Sık sık izin alma girişimleri, -Etkinliklere ve toplantılara katılmama, -Görev almada isteksizlik, -Değişiklik ve yeniliğe karşı direnme, -Dedikodu, başkalarını çekiştirme, tartışma ve atışmalar, -İstifalar ve başka okula nakiller, -Zamanın iyi kullanılmaması ve gerekli hazırlıkların yapılmaması, -Düşmanca davranışlar, gruplaşmalar, olumsuz tepkiler, -Yılgınlık belirtileri, -Şikâyet mekanizmasının çok fazla kullanılması, -Meslektaşların ve denetmenlerin eleştirilmeleri, -Okul ve çevre hakkında olumsuz yorumlarda bulunma, -Gizli toplantılar yapma, -Bireysel olumsuzlukların artması, Unruh ve Turner (1970, s.58 akt; M.Aydın) Yüksek moralin belirtileri ise; -İşbirliği yapmaya isteklilik, -Toplantı ve etkinliklere katılmada isteklilik, -Başkalarına yardım etmeye hazır olma, -Kendini geliştirme girişimlerinde bulunma, -Öğretimi coşku ile yapma, -Öğretimi coşku verici bir serüven olarak görme ve anlama, -Öğrenciler için özgün öğrenme amaçları yaratma, -Sorunların çözümü konusunda denemelere girişme, -Meslektaşları ile olumlu ilişkiler içinde olma, olumlu düşünme, -Yargılarda nesnel olmaya çaba harcama, -Grupla bütünleşme, -Sorunlara olumlu, yapıcı ve yardım edici bir tutumla yaklaşma, -Başkalarının başarılarından ve ödüllendirilmelerinden haz ve mutluluk duyma, -Gruptaki bireylerin birbirlerini hem özel olarak, hem de toplum içinde övmeleri ve savunmaları, -Görüşlerini başkaları ile paylaşma, -Okulu her fırsatta övme, -Yardımcı hizmetlerin etkin bir biçimde kullanılması, -Rehberlik için denetmene başvurulmasıdır. Unruh ve Turner (1970, s.57 akt; M.Aydın) Özel okullarda görev yapan öğretmenler hariç olmak üzere; MEB’e bağlı ilk ve ortaöğretim okullarında görev yapan öğretmenlerimizin moral durumunu bu belirtiler ışığında değerlendirecek olursak, düşük moral göstergelerinin daha baskın olduğu görülecektir. Öğretmen moralinin, eğitim-öğretim süreci içinde hayati bir yere sahip olduğu göz önüne alınırsa; bu profilin, yüksel moral göstergelerine dönüşmesi için bir an önce önlemler alınması gerekmektedir. Bu konuda başta MEB yetkilileri olmak üzere her kademedeki eğitim yöneticilerini büyük sorumluluklar ve görevler beklemektedir. -Aydın, M. Çaşdaş Eğitim Denetimi, Hatipoğlu Yayınevi-2011