Milli Eğitim Bakanlığı sınıfta kaldı EĞİTİM-Sen Trabzon Şubesi, eğitim öğretim döneminin ilk yarıyılını değerlendirmek ve Milli Eğitim Bakanlığının karnesini vermek için basın açıklaması düzenledi.
Eğitim sistemini ve eğitimde yapılan uygulamaları ele alan Eğitim-Sen, Türk eğitim sisteminin laiklikten ve bilimden uzaklaştırıldığını vurguladı. Eğitim-Sen Trabzon adına açıklamalarda bulunan Şube Başkanı Muhammet İkinci, eğitim sisteminin liyakat ve yeterlilikten uzak olduğunu dile getirerek,"2023-24 Eğitim Öğretim yılı birinci dönemi Cuma günü itibari ile tamamlıyoruz. Eğitim alanı, AKP'nin İktidara geldiği 2002 yılından bugüne, üzerinde en çok durularak adeta yapboz tahtasına dönüştürülen bir icraat alanı ola geldi. AKP iktidarında 22 yılda 9 eğitim bakanı değiştirildi. Değişmeyen tek gerçek ise görev verilen her yeni bakanın AKP'nin siyasi ve ideolojik ihtiyaçları doğrultusunda uygun adım hareket etmesi oldu. Reform diye sunulan her yeni değişim ile eğitimin bilimsel, laik ve kamusal niteliği biraz daha aşındırıldı. Eğitim yönetiminde liyakat ve yeterlilik ilkesi terk edilerek yandaşlık, partizanlık ilkeleri benimsendi, siyasi kadrolaşma esas kılındı. Eğitimde güvencesiz istihdam adım adım derinleştirildi. Vekil, ücretli, sözleşmeli öğretmen ayrımı ÖMK ile birlikte yeni bir aşamaya evirildi. Çalışma barışı ve mesleki dayanışma büyük ölçüde zedelendi. Kamu okullarında neden olunan nitelik kaybına paralel olarak; çeşitli teşvik, destek ve vergi kolaylıkları ile özel okullaşma oranı yüzde 9'lar düzeyine çıkarıldı. Yarışmacı, elemeci, rekabet esaslı eğitim sistemi değiştirilen sınav sistemleri ile mutlaklaştırıldı. Okullara merkezi bütçeden yeterli kaynak aktarılmayarak eğitim harcamalarında yurttaşların sırtına binen yük arttırıldı. Okullar arasındaki eşitsizlikler belli okullarda öğrencinin yığılmasına neden olurken bazı okullarda derslikler boş kaldı. Öğrencilerin örgün eğitimin dışına kayışını durduracak önlemlerde yetersiz kalındı. MEŞEM ile çocuk işçiliği ve çocuk emeği sömürüsü eğitim ve yaşam hakkı ihlaline dönüştü. Eğitim ve bilim emekçilerinin ekonomik, özlük, sosyal ve demokratik haklarında talep edilen iyileştirmelerin yapılması bir yana ekonomik kriz ile birlikte çalışma ve yaşama koşulları daha da ağırlaştırıldı. İktidarın 2012 yılında ifade ettiği 'kindar ve dindar nesil' projesine uygun biçimde, ders programlarında din derslerinin ağırlığının sistemli bir şekilde arttırılması ile her adımda yeni bir eşik atlanarak neredeyse tüm okullar imam hatipleştirildi." ifadelerini kullandı.
MİLLİ EĞİTİM VE TARİKAT CEMAATLERE TESLİM EDİLDİ
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in Milli Eğitimi tarikat ve cemaatlere teslim ettiğini belirten Başkan Muhammet İkinci, çocukların pedagojik formasyonu olmayan kişiler tarafından eğitildiğini vurgulayarak,"4 Haziran 2023 tarihinde MEB'e Yusuf Tekin'in atanması ile eğitim sistemindeki dinci ve piyasacı dönüşüm hızlandırıldı. Sayın bakanın 6 aylık icraat dönemine tarikat ve cemaat ilişkileri ve ÇEDES projesi damgasını vurdu. Tarikat ve cemaatler ile yapılan hukuk dışı protokollerin yargı kararlarına rağmen sürdürüleceği açık bir şekilde Meclis kürsüsünden dile getirildi. Tarikat ve cemaatler 'STK' olarak nitelendirildi. Diyanet işleri Başkanlığı eğitimde bir aktör haline getirilerek herhangi bir pedagojik formasyonu olmayan şahısların öğrenciler ile bir araya getirilmesinin önü açıldı. Ekonomik kriz koşullarına rağmen yapılan tüm çağrılara kulak tıkanarak öğrencilere bir öğün sıcak yemek talebinin karşılanması konusunda gerekli adımlar atılmadı. Merkezi bütçeden gönderilmeyen yeterli kaynak ve ataması yapılmayan yardımcı hizmetler sınıfı mensup personel ihtiyacı okul-aile birlikleri aracılığıyla temin edilerek okullar adeta işletme haline getirildi. Gerçek şu ki öğretmenler mutsuz, öğrenciler huzursuz, anne-babalar endişeli! Tüm bu olumsuzlukların üstünün örtülmesine, öğretmenlere gönderilen beyaz önlüğün yeteceği, yanılgısına düşüldü. Oysa öğretmenlerin ve eğitim alanının sorunları ancak grevli-toplu sözleşmeli sendikal haklar, örgütlenme ve ifade özgürlüğünün geliştirilmesi ve çalışma yaşamının demokratikleşmesi ile mümkün olabilir. Eğitim ve bilim emekçilerini bu vesile ile sorunlarına sahip çıkmaya Eğitim Sen çatısı altında birleşerek çözüm üretmek üzere özneleşmeye davet ediyoruz." dedi.
"OKULLARINIZI SAHİPLENİN"
Öğrencilere ve velilere seslenen Başkan İkinci, okullara ve çocuklara sahip çıkılması gerektiğinin altını çizerek, "Değerli Anne-Babalar, Eğitim hizmeti devlet tarafından MEB eliyle sunulan bir kamusal hizmettir, asla başka bir kuruluşa devredilemez. Çocukların laik, bilimsel, nitelikli eğitim hakkını yurttaş olarak talep etmek, sizin hakkınız olduğu gibi aynı zamanda anne baba olarak görev ve sorumluluğunuzdur. Okullarınızı sahiplenin, öğretmenleriniz ile kurduğunuz sağlıklı iletişim ve işbirliği çocuklarımızın gelişimini destekleyecektir. Şimdi çocuklarımız güzel bir tatili, dinlenmeyi, sosyal, kültürel ve sportif etkinliklere katılarak güzel vakit geçirmeyi; bolca kitap okuyarak düşler kurmayı fazlasıyla hak etti. Biz onlarla kıvanç duyuyoruz, sizler de duyun. Sevgili Öğrenciler, pırıl pırıl ışıldayan gözlerinizle hayatta kattığınız enerji için sizlere minnettarız. Asla merak etmekten, sormaktan, denemekten, öğrenmekten vazgeçmeyin. Hayallerinizin peşinden gidin. İnanın çocuklar, güzel günler göreceğiz. Işıklı günler. Motorları maviliklere süreceğiz çocuklar. Işıklı maviliklere süreceğiz." açıklamasında bulundu. Hatice AKSOY