Eğitim-Bir-Sen İstanbul 4 Nolu Şube Başkanı Bilal Duran ''Devlet bürokrasisi, yapılan her hayırlı çalışmayı desteklemelidir. Toplumun hayrına çalışan sivil toplum kuruluşlarının sayısı daha da artmalıdır. Yapılan hayırlı çalışmalara at gözlüğü ile bakan, çamur at izi kalsın mantığıyla onlarca olumsuzluk üreten algılara hiçbirimiz teslim olmamalıyız. Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in açıklaması sonrası belki de bazı kendini aydın ya da sanatçı olarak niteleyen kişi ve gruplar yine garip açıklamalar ve çağdaşlık vurgusu ile bazı yeni kurguların aktörü olmak için yola çıkacak olabilirler.'' dedi.

SİVİL TOPLUM NEYE HİZMET EDER?

Sivil toplum, toplum içerisinden inisiyatif alarak birçok konuda kamuoyunun farkındalığını arttırmayı amaçlar.  Oda, dernek, vakıf, sendika gibi sivil toplum kuruluşları eğitimden ekonomiye, kültürel hayattan sosyal yaşama kadar onlarca mevzunun bizzat içerisinde hatta belirleyicisi durumda dahi olabilir. Sivil toplum çalışmaları planlanırken milli menfaatlerin, halkın beklentilerinin ifade edebileceği ortamlar göz önünde bulundurulur.

Türkiye sivil toplum çalışmaları açısından son yıllarda epey mesafe katetmiş önemli gelişmelere imza atmıştır. Yalnız geçmişimiz de onlarca olumsuz süreç de yaşanmıştır. Gelin bunları birkaç örnekle anlatmaya çalışalım;

28 Şubat’ta 5’li çete, yıkım ekibi, beş kafadarlar gibi ifadelerle adlandırılan STK’lar devletin bölünmez bütünlüğü ve millet iradesine operasyon yapmak üzerine kurgulanmıştır,

Kamusal alan yalanı üzerine kurgulanmış çağdaş olduğunu ifade eden bazı dernek ve vakıflar özellikle başörtüsü yasağının yılmaz savunuculuğunu yıllarca yürütmüş kamusal alan ifadesi arkasına sığınarak insanların özgürlük alanını kısıtlama yönünde algı yürütmüştür,

2007 yılında Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi yine benzer STK’lar Türkiye’nin farklı yerlerinde mitingler organize ederek demokrasinin bir gereği olan süreçleri manipüle etme adına farklı yollara tevessül etmişlerdir,

Gezi Parkı sürecinde, sivil inisiyatif olduğunu ifade eden bazı kuruluşlar halkı galeyana getirerek kaldırım taşı fırlatmayı, dükkân camı kırmayı, kamu malına zarar vermeyi sivil eylem kılıfına büründürmüş, milyonlarca lira kamu zararına sebep olmuşlardır,

Terör örgütlerine destek vermek ve insan kaynağı oluşturmak amacıyla kurulan sivil toplum kuruluşları da gençlerimizi bataklığa doğru sürükleme görevini severek ve isteyerek ifa ettiklerini hepimiz gözlemliyoruz,

Bu sivil toplum görünüşlü kuruluşlara benzer onlarca örneği bir çırpıda hepimiz sayabiliriz aslında. Peki ya hakikaten sivil toplum mekanizmasını doğru işleten, milletin hayrına işler üreten sivil kuruluşlarımız;

Sendikanın Bakanlık Bürokratlarına Pahalı Kol Saati Hediye Ettiği Ortaya Çıktı Sendikanın Bakanlık Bürokratlarına Pahalı Kol Saati Hediye Ettiği Ortaya Çıktı

Onların da sayısı günümüzde azımsanmayacak derecede artmış durumda. Eğitimden çalışma hayatına, barınma imkanlarından manevi rehberlik faaliyetlerine kadar yüzlerce hayırlı hizmete vesile olan sivil toplum kuruluşlarımız var. 6 Şubat’ta yaşadığımız afette bile sivil toplum kuruluşlarımızın katkısı ve desteği herkes tarafından takdir edilmektedir.

Tam da bu noktada geçtiğimiz hafta Millî Eğitim Bakanlığı bütçesi Meclis’te görüşülürken sivil toplum kuruluşları ile yapılan protokoller tartışma konusu oldu. Tartışmada Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, hayırlı hizmetlere katkı sağlayan tüm STK’lar ile yapılan protokollerin devam edeceğini ifade ederken bunların sayısının da artacağını belirtti. Bu tavır takdiri ve tebriği sonuna kadar hak ediyor.

Devlet bürokrasisi, yapılan her hayırlı çalışmayı desteklemelidir. Toplumun hayrına çalışan sivil toplum kuruluşlarının sayısı daha da artmalıdır. Yapılan hayırlı çalışmalara at gözlüğü ile bakan, çamur at izi kalsın mantığıyla onlarca olumsuzluk üreten algılara hiçbirimiz teslim olmamalıyız. Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in açıklaması sonrası belki de bazı kendini aydın ya da sanatçı olarak niteleyen kişi ve gruplar yine garip açıklamalar ve çağdaşlık vurgusu ile bazı yeni kurguların aktörü olmak için yola çıkacak olabilirler.

Bu noktada hepimizin üzerine düşen hayırlı hizmetler ürettiğini düşündüğümüz sivil toplum kuruluşlarının nitelik ve niceliğini arttırarak yoluna devam etmesine katkı sağlamak, toplumun değer yargılarından uzak bazı elitist ve jakoben sivil toplum kuruluşu görünümlü kuruluşların da topluma vereceği zararın önüne geçmek adına inisiyatif almak olmalıdır…

#MeseleYusufTekinDeğil

Bilal DURAN

Eğitim-Bir-Sen İstanbul 4 No’lu Şube Başkanı