Tercih danışmanlığı, LGS (Liselere Geçiş Sınavı) ve YKS (Yükseköğretim Kurumları Sınavı) süreci içinde önemli bir eğitsel rehberlik hizmeti olarak değerlendirilir. Tercih danışmanlığında; MEB/ÖSYM kılavuzları dikkate alınarak, lise ya da üniversite adaylarının  doğru bir tercih sıralaması yapmasında destek vermek esastır.

 

Tercih danışmanlığının, öğrencilerle son derece kapsamlı bir diğer profesyonel hizmet olan kariyer danışmanlığı sürecini bir arada yöneten psikolojik danışman/rehber öğretmenlerle sürdürülmesi talep edilmektedir.  Bu sebeple henüz tercih dönemi tarihleri dahi belirsizken, isteklerine bakılmaksızın psikolojik danışman ve rehber öğretmenler yazılarak tercih komisyonları oluşturulmaktadır. 

 

Tercih komisyonları oluşturulurken gönüllülük ilkesinin aranmaması, mağduriyetlere sebep olmaktadır. Ayrıca tercih dönemleri geldiğinde, psikolojik danışman/rehber öğretmenlerin özlük haklarını hiçe sayan kılavuzlarla işin içinden çıkılmaya çalışılması, konuyla ilgili altyapının henüz oluşturulmadığını göstermektedir. Bunun yanında gönüllülüğü aranmadan komisyonlarda görevlendirilen birçok uzman; görevini çok zor şartlarda yerine getirmek zorunda bırakılmaktadır. 

 

Konuya hukuki çerçevede baktığımızda insan hakları açısından usulsüzlüğün oluştuğu görülmektedir. Tercih danışmanlığı görevlendirmelerinde gönüllülük ilkesinin aranmaması, direkt biçimde cebri veya mecburi çalıştırılmanın konusudur. Zorla çalıştırılma; gerek ülkemizde gerekse dünya genelinde resmi belgelerle yasaklanmıştır. Uluslararası Çalışma Örgütü’nün 29 numaralı ‘Zorla Çalıştırma Sözleşmesi’nde öğretmenler cebri ve zorla çalıştırılmadan muaf tutulmuştur. T.C. Anayasası'nın 18. maddesinde ise angarya yasaklanmıştır.  Konunun bir diğer boyutu ise tercih danışmanlığı için görevlendirilen personelin özlük haklarıdır.  Devlet Memurları Kanunu’ nda öğretmenlerin yaz tatili boyunca izinli oldukları açıkça beyan edilmiştir. 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’na eklenen 50/A maddesi ile ise, bu ve benzeri görevlendirmelere kapı aralamıştır. İlgili maddede rehber öğretmen/psikolojik danışmanların tercih dönemlerinde görevlendirilebileceği, ancak  MEB Psikolojik Danışma ve Rehberlik Hizmetleri Yönetmeliğinde tanımlandığı gibi, görevlendirme yapılsa dahi tatillerinin 1 aydan az olamayacağı belirtilmiştir. 222 Sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu’nda ‘Öğretmenler yaz tatili içinde aralıksız iki ay izinlidir’ denilmektedir ve  çok çeşitli sözleşmelerle kanunda öğretmenin yaz tatilinin mecburi çalıştırma ile bölünemeyeceği açıktır. Dolayısıyla da psikolojik danışman/rehber öğretmenlere tatil dönemlerinde gönüllülük ilkesi aranmaksızın tercih danışmanlığı görevinin verilmesi, yasalarla güvence altına alınan dinlenme haklarının gasp edilmesidir. 

 

Tercih danışmanlığı tarihlerinin belirli bir süre önceden açıklanmaması da mağduriyetleri beraberinde getirmektedir. Yaz tatilinin ortasında yapılacak olan tercih dönemi öğretmen arkadaşlarımızın tatilinin bölünmesine sebep olacak ve öğretmen arkadaşlarımızı sıkıntıya sokacaktır. Tercih dönemlerinin ne zaman yapılacağı eğitim öğretim süreci içerisinde belirlenmesi öğretmenlerin tatil planlarını ona göre yapmalarını sağlayacaktır. Yaz döneminde hastalık, evlilik, doğum gibi hallerde de psikolojik danışman/rehber öğretmenlerin ani biçimde ilan edilen takvime göre göreve çağrıldığı durumlar sıklıkla yaşanmaktadır. Tüm bu bilgiler ışığında,tercih dönemi görevlendirmelerinin,  bir insan ve özlük hakları sorunu yarattığı açıktır.

 

Eğitim ve Bilim Gücü Dayanışma Sendikası olarak tercih dönemi danışmanlığı için Bakanlığın net bir takvim açıklaması, tercih danışmanlığının yaz başında veya sonunda planlanması, tercih danışmanlığı görevinin gönüllü öğretmenler arasından seçilmesi, tercih danışmanlığı için şehir değiştirmek zorunda kalacaklar için yolluk ve yevmiye ödenmesi konusunda gerekli mevzuat değişikliğinin yapılması hususunda Milli Eğitim Bakanlığına resmi talepte bulunduk. 

 

İlyas SARALOĞLU 

Eğitim ve Bilim Gücü Dayanışma Sendikası ( Eğitim Gücü Sen)

Genel Başkan Yardımcısı (Hukuk ve Mevzuat)