Kınıyoruz da Ne Oluyor?

Abone Ol

Veli öğretmeni darp ediyor, biz kınıyoruz.  Suriyeli hamile kadın, gündüz sokak ortasında taciz ediliyor, biz kınıyoruz. Öğrenci, müdürü öldürüyor, biz yine kınıyoruz. Peki, bu kınadıklarımız ve yetkililer ne yapıyor acaba? Sadece kınadığımızı ve unuttuğumuzu bildikleri için rahatlarını hiç bozmuyorlar. Hatta bu olayları yapanlar, bizi sokağa dökmeyi başardıkları için mutlaka farklı bir haz duyuyorlardır.

Kınamak yetmiyor, birkaç adım daha atmalıyız. Birilerine de birkaç adım attırmalıyız. ABD’de gördüğümüz, otomatik silahlarla, okul baskınları ve çoklu ölüm olayları yaşanmadan aklımızı başımıza almalıyız. Tehlike geliyor ve büyüyerek geliyor.

İzmir’de öğrencisi tarafından vurulan müdür yaralı olarak kurtulsaydı, eminim ki birileri onu suçlar ve akıl verirdi. Şimdi de böyle düşünenler vardır ancak olay ölümle sonuçlandığı için konuşmaya utanıyorlardır şimdilik. Bir hafta sonra başlarlar yine, gençlere şöyle davranmak lazım, okuldan uzaklaştırmak yerine okulda tutmak lazım hikâyelerine.

Basının, öğretmenlerle ilgili haberleri veriş şeklini acilen değiştirmesi gerekir. Veli ile öğretmen karşı karşıya gelince, mutlaka yanlış yapan öğretmendir diye bakılıyor. Sanki öğretmenlere karşı diğer bütün meslek mensuplarında, okul yıllarından kalan bir eziklik var.

Bakanlığın, artık şu ALO 147 şikayet hattını, Salı gününe bırakmadan kaldırması gerekir. Her önüne gelenin, ilgili ilgisiz bütün konularda öğretmenleri şikâyet edebilmesinin eğitime ne katkısı olmuştur, bu konuyu kim araştırmıştır, kim rapor etmiştir, sonuçları nedir ki bu uygulama devam ediyor.

Her yıl yüzlerce eğitimci saldırıya uğruyor, hiçbir şey olmamış gibi en ufak bir adım atılmıyor. Sadece nasihat ediliyor. Bazı konularda gösterilen aşırı hassasiyeti görünce, aynı duyarlılık neden öğretmene gösterilmiyor diye hayıflanıyorum. Kapalı yerde sigara içme yasağı kadar, bir öğretmenin yaralanması, öldürülmesi insanlarımızı ilgilendirmiyor. Ne kadar acı bir durum aslında. Saldırıya uğrayan öğretmen şikayetçi olmazsa zaten işlem yapılmıyor, şikayetçi olsa arkasından olacakları herkes tahmin edebilir. Bari sigara yasağı için uygulanan cezayı uygulayın.

Uzun lafı kısası acilen önlem alınmalıdır. Alo 147’yi kaldırın. Rehber öğretmenlere nöbeti kaldırın, çalışma saatlerini, zamana değil öğrencilerin okulda kaldığı süreye göre esnek düzenleyin. Eğitimciye hatta devlet memuruna şiddete verilen cezaları, taciz cezalarına eşitleyin. Mahkemeleri bu konuda hızlandırın. Önleyici uygulamalar başlatın. Şiddete uğrayan eğitimciye tayin hakkı verin…

Okullara güvenlik elamanı veremiyorsanız bari her okulun giriş kapısına bir korkuluk koyun, en azından tarafınız belli olsun.

Talat YAVUZ

Eğitim Bir Sen İstanbul 4 No’lu Şube Başkanı