KILIK KIYAFET YÖNETMELİĞİ TAM ŞEKİLLENMELİ..

Abone Ol

MEB’de yönetmelik değiştirmek gibi, her iş bu kadar kolay olsa. Demokratikleşme paketinden çıkan başörtüsü takabilme serbestliği kararı 08.10.2013 tarihi itibariyle resmileşti. Anlaşılan bürokratlarımız, geciken bu değişikliği yeni bir metin yazmak yerine var olan metindeki birkaç cümleyi çıkartarak, gecikmeyi telafi etmek istercesine aceleyle yapmışlardır. Ülke gündeminden düşmeyen bu sorunun halledilmesi yerinde olmuştur. Yönetmelik değişikliği ile serbestlik geldiyse herkese serbestlik olmalı. Başörtüsü takma ihtiyacı duyanlar inancından dolayıdır diye desteklenirken, başörtüsü takmayanların inançsızlığı diye varsayım çıkartılamaz. Değişim rüzgârları herkesin zihninde, gönlünde fırtınaya dönüşmeden esmeli. Yasaklara karşıyız. Lakin top yekûn karşıyız. Din, dil, ırk, cinsiyet ayrımı yapılmadan yasakların üstüne çizgi çekmeliyiz. Toplum normlarını dikkate alarak herkes adına yasakçı zihniyetlere dur demeliyiz. Yasak olan ya da yasak olmayan uygulamalar belli kriterlere dayandırılınca ayrışma ve ötekileştirme o zaman başlıyor.

Bu ülkede bir şeyleri değiştirmek için uzun mücadeleler vermek, bedeller ödemek gelenekselleşti. Zamanında atılması gereken adımlar geciktirilince, çözümlerde eksik çıkabiliyor. Kılık kıyafet yönetmeliğindeki değişim istemi sadece başörtüsüne endeksli değildi. Evet, başörtüsü öncelikli olarak ele alındı ve desteklendi ama tüm kesimleri kapsayacak düzenleme eksik kaldı. Halen pantolonun kumaş tipi, bluzun kollusu kolsuzu, ayakkabı sandaletti gibi kısıtlayıcı ibareler geçerliliğini korumaktadır. Birkaç cümleyi çıkarmakla şekillenen yönetmelik, başı sonu pek de belli olmayan, havada kalan bir görüntü vermektedir. Hele ki erkek memurlar için, noktası virgülüne dokunulmadan aynı metin geçerli kılınmıştır. Oysa bayan arkadaşları için ne kadar da emek verip destek olmuşlardı. Onlar da ümit içindeyken sukut-u hayale uğradılar. Kıyafetteki serbestlik hakkından, eşitlik adına onlarda faydalanmalı. Kıyafeti özgürleştirirken, kıyafetimizle bütünleşen dış görünüşümüzün, mesleki misyon ve vizyonumuza uygun olması ya da oldurulması önemlidir. Kırmızı saç, mavi sakal görmek, minnacık etekler giymek gibi bir derdimiz de yok sanırım. Memurların dış görünüşünü belirleyici ince ayarlar, hem bireysel hem toplumsal yaşam alanımızı yok saymadan mesleki değerlerimizle özdeşleşecek boyutta olacaktır zaten.

Yarım iş, hiç yapılmamış iş gibidir. Yönetmelik üzerinde tekrardan çalışılmalı, herkesi kapsayan daha net bir metin hazırlanmalıdır.

Bir işi ya tam yapmalı. Demem o ki, mutlaka tam olmalı. Bakanlığımıza ve memurlarımıza yakışır bir düzenleme ortaya çıkmalı.

 

 

 

Neşe VURAL