15 Temmuz Darbesinin Geleceğini Haber Verene Gazeteci Yine Uyardı
Bir “İlahtır, ilah değildir” tartışması sürüp gidiyor.
Söylememiş kız böyle bir laf. “Bu bir kıyamdır” demiş o kadar. Kalanı işgüzar polis memurlarının işi. Onlar da ifade zaptına sanki alenen söylemiş gibi geçirmişler. Emine Şahin bunu mahkemede düzeltti ama yine de tutuklandı.
Mesele o değil. Emine Şahin “Atatürk ilah değil” demediği hâlde söylemiş gibi lafı alıp Twitter’dan hashtag yapan hesap Florida’dan bir FETÖ’cü. Bu konuda en çok paylaşım yapan da yurt dışındaki FETÖ’cü gerçek ve fake hesaplar.
İlginç değil mi?
Bakın teker teker heybelerinde ne varsa döküp saçıyorlar ortaya. Amaç toplumdaki fay hatlarını kırmak, travmatik dönüşümlere yol açabilecek kırılmalara sebep olmak. Sözün özü FETÖ’nün uyuyan hücreleri tarafından desteklenecek Kemalist bir askerî darbeye zemin hazırlamak.
Nedir o fay hatları?
1-Suriyeliler. Önce başını İYİ Partililerin çektiği Suriyelilere yönelik iftiralar başlatıldı.
2-Ülkede yaşanan her olumsuz olayın faturasını iktidara çıkarmak için özel yayın politikaları oluşturdular. Bakınız; Fox tv ana haber bülteni, Sözcü, Cumhuriyet vb.
3-Daha vurucu ve ayrıştırıcı işlere ihtiyaç duyulmuş olmalı ki 6 sene önce kapatılmış olan Öğrenci Andı dosyası Danıştay eliyle açıldı. Hukuk perişanlığı bir gerekçeyle ülkede bayat bir mesele yeniden alevlendirildi.
4-CHP’li Öztürk Yılmaz “Türkçe ezan neden olmuyor” diye tutturdu. Kılıçdaroğlu mütedeyyin kesimden oy almayı kafasına koyduğu için Öztürk Yılmaz’ı ihraç etti.
5-Derken 10 Kasım provokasyonları geldi. Çarşaflı genç kız Emine Şahin’in ardından bir başka çarşaflı kadın elinde baltayla kendisini bekleyen DHA muhabirinin çekimleriyle İstanbul’da, bir genç adam da Adıyaman’da Atatürk heykellerine saldırdılar.
6-Millî Eğitim Bakanlığının Öğrenci Andı kararına yaptığı itirazın giriş bölümünde yer alan ifadeler “Gel beni ve iktidarı buradan alabildiğine vur” davetinden başka bir şey değildi.
7-Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın Kadir Mısıroğlu’nu ziyareti ise gerekli malzemeyi bol bol verdi.
Tüm bu sıraladıklarımızdan eğer bir ders çıkarılmıyor ve bu olayların sistematik biçimde ülkemizdeki 15 Temmuz ruhunu karartmayı, Türkiye’nin birliğine kastettiği anlaşılmayıp gerekli önlemler alınamıyorsa söyleyeceğim şudur:
2016 yılının Mart ve Nisan aylarında yazıp uyardım dinlemediniz. Bir defa daha fenersiz yakalanırsanız siz değil sadece, tüm millet perişan olacak.