Emekli de olsak serde eğitimcilik var, e birde 20 yıllık eğitim sendikası başkanlığı olunca sorunlardan ve sorulardan kopmak, kaçmak, kurtulmak mümkün değil.

Belki telefonlarım eskisi gibi 7/24 açık değil ama neticede bir vesile karşılaşıyor, konuşuyor, dertleşiyorsunuz.

Hala bir dokunduğum eğitimciden bin dert dinliyorum.

Ve bakıyorum ki, evet genel ve çözümü böyle giderse yıllar alacak sorunlar çok ama bunun yanında yerel ve dahası ilimize özel sorunlar bitmiyor.

Eğer sorunlar özelse, bu ilin eğitim çalışanları bir başka ilin eğitim çalışanlarına göre farklı sorunlar yaşıyorsa, bu mutlaka Vilayet ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü kaynaklıdır.

Bu ilin evet bir valisi hem de ünlü ve medyatik bir valisi vardır var olmasına da, maalesef son 2 yıldır bu ilin bir Milli Eğitim Müdürü yoktur.

Ben henüz karşılaşmadım. 3/4 kere işim düştü müdür hep izinde...

Dahası mutat protokol törenleri dışında görmem gereken yerlerde de hiç karşılaşmadım.

Acaba bende mi var bir tuhaflık diyorum, eğitimci arkadaşlara soruyorum; Çoğu il milli eğitim müdürünün adını bile bilmiyor, resmini gösterseniz tanımıyor.

Beyler!

Eğitim-öğretim anlamında plaka numarası etrafında dönüp dolaşan, başarı sıralamasında komşu illere göre nal toplayan bir ilin milli eğitim müdürü böyle olmamalı.

Aksine cevval, tuttuğunu koparan, bastığı yeri titreten, adından söz ettiren, meslektaşlarınca tanınan, bilinen, sayılan ve sevilen ama en önemlisi de eğitim çalışanlarına güven veren, onlara arkalarında olduğunu hissettiren bir il milli eğitim müdürü olmalı.

Disiplin Kurulu toplantılarına katılan arkadaşlara özellikle sordum. Dediler ki, kurulun ekabir üyelerinin ağzına bakıyor, özellikle kurulun başkanlığını yapan vali yardımcısının tavrına göre hareket ediyor ve kesinlikle kendi personeli lehine oy kullanmıyor.

Bir önceki il milli eğitim müdürü... Hadi adını da vereyim; Selim Yavuz Sandıkçı...

Kılı kırk yarar, her şeyi en ince detayına kadar inceler, personelini savunur, gerektiğinde vali yardımcısının verdiği karara muhalefet eder ve şerh düşerdi.

Ben o milli eğitim müdürü ile sabah 10.00 da başlayıp akşam üstü saat 16.00 da ancak sonlandırılan tek bir personelin dosyasını bilirim.

Ama şimdi nerde, en hayati konulu dosyalar bile 5/10 dakika içerisinde karara bağlanıyor ve tamamı personel aleyhine sonuçlanıyor.

Şimdi ben bunları niye yazıyorum?

En son açığa alınan 4 okul müdürü için.

Eğer bu ilin bir milli eğitim müdürü olsaydı, o dört okul müdürü bu duruma düşmez, düşürülmezdi.

Boru değil bu, 4 tane üstelik en başarılı okulların müdürleri bunlar...

Eğer vilayet, siyaset ve il milli eğitim müdürlüğü etmez ama hadi etti diyelim, yahu bu ilin eğitim seviyesi neden yerlerde sürünüyor diye sormaya ve bir komisyon kurmaya kalksa, ilk soracağı ve komisyona alacağı müdürlerdir bunlar.

Lakin bunlar ne yapıyor?

Bu başarılı okul müdürlerini açığa alıyor.

Sebep?

Kaynak kitap aldırmışlar...

Bu kaynak kitaplar, illegal mi? Hayır.

Aksine her biri Milli Eğitim Bakanlığı onaylı ve tavsiye edilen kitaplar.

Dolasıyla sorulacak soru şudur;

Yahu devlet bedava kitap veriyorken, siz niye ilave kitap aldırıp velilere ek külfet yüklüyorsunuz bakalım?

İşte bu sorunun cevabı ve hesabı kolaydır;

Birincisi; Okulların açılmasının üzerinden 1 ay geçti ama devletin bedava dağıttığı kitaplar henüz gelmedi. Gelenlerin bir kısmı da Fetö bağlantısı sebebiyle toplatıldı. Yani, kitap yok Sayın Vali, Sayın Müdür, kitap yok...

İkincisi; evet, dağıtımı tamamlandı, daha okulun ilk günü öğrencilere teslim edildi diyelim, ya içerik? Az çok eğitimden anlayan herkes iyi bilir ki devletin bedava dağıttığı kitaplar ucuz etin yahnisine benzer. Eksiktir, yetersizdir, yanlıştır.

Bedava kitaplar, evet müfredata uygundur ama bu ülkede yapılan organize sınavlarda hiç bir işinize yaramaz. Müfredata uygundur amma uyguladığınız sınav sisteminizle uzaktan yakından alakası yoktur.

Dolayısıyla bunları bilen veliler, kaynak kitap için öğretmenleri ve okul idarelerini baskı altına alıyor, tazyik ve teşvik ediyor, haklı olarak...

Siz onları dinlemiyor, onlarla ilgilenmiyor ama çocuğunun hangi okulda, kaçıncı sınıfta okuduğunu bile bilmeyen, ilgisiz bir velinin ihbarı ile soruşturma açtırıp bu başarılı okul müdürlerini görevden alıyorsunuz.

Soruşturmanın selameti gerekçesiyle açığa alınmaları da oldukça ilginç...

Taciz yok, tecavüz yok, istismar yok, personelle kavga vesaire yok, yolsuzluk yok, suçun devam etme ettirilme olasılığı da yok...

Altı üstü 'vay neden kaynak kitap aldırdınız' türünden ve zaten soruşturması nerden baksanız 1 günde tamamlanması gereken bir suçlama ki ortada karartılacak bir delil de yok.

Niye açığa alıyorsunuz bu insanları?

Bu insanları neden böyle rezil durumlara düşürüyorsunuz?

Niye terörist muamelesi yapıyorsunuz?

Bu insanların mesleki karizmalarını çizmek bize, size, devlete, millete ne kazandıracak ve daha önemlisi neler kaybettirecektir, hiç düşündünüz mü?

Ayıptır...

Yazıktır...

Şu işlerinizi doğru yapsanız da, ben de emekliliğin tadını çıkarsam olmaz mı?

Erol AFŞAR

Ajanskamu /www.ajanskamu.net