Değerler kişilerin manevi yönünü temsil etmektedir. Sevgi, saygı,sorumluluk, adalet, yardımseverlik,doğruluk-dürüstlük, güven, özgüven, hoşgörü, alçakgönüllülük, empati, kanaatkarlık, çalışkanlık, sabır gibi insani değerlerimiz var. Son yıllarda bu değerlerdeki aşınmalar dikkat çekmektedir.Değerlerimiz aşındıkça toplumdaki problemlerde artmakta insanlar güven bunalımına sürüklenmektedir.Kişiler arası güven kalmayınca mesafeler artmakta insan insandan kaçar olmaktadır.Dünya bir paylaşım kavgasına sürüklenmektedir. Aslında dünyada hepimize yetecek kadar yiyecek,giyecek,barınacak imkan var.
2016 yılı itibari ile İngiliz yardım kuruluşu Oxfam 62 "süper zenginin" servetlerinin dünya nüfusunun yarısından daha fazla olduğunu duyurdu.Oxfam'ın raporuna göre, gelir dağılımındaki eşitsizlik gittikçe artıyor.Zenginlerle fakirler arasındaki gelir eşitsizliğinin artarak devam ettiğini belirten Oxfam, 2016 yılında dünyanın yüzde 1'lik nüfusuna denk gelen 70 milyon kişinin dünyanın geri kalan yüzde 99'undan (Yaklaşık 7 milyar insan) daha fazla servete sahip olacağını açıkladı. Oxfam'ın raporuna göre 62 "süper zenginin" toplam serveti, dünyanın nüfusunun en fakir olan yarısından daha fazla olduğu belirtildi. Bir yıl önce, dünya nüfusunun en fakir olan yarısının serveti, 80 "süper zenginin" servetine denk geliyordu.
Ekonomik adaleti sağlayamayan dünya sosyal adaleti de sağlayamadı.Dünya her geçen gün terörüze edilerek değişik alanlarda çatışma, savaş ve kavgalara yol açılmaktadır.En önemli kurum olması gereken aileler parçalanmaya devam ediyor.Her parçalanan aile toplumda derin çatlaklara sebep oluyor.Aile ortamında yetişemeyen çocuklar sevgi evlerinde devletin korumasına geçiyor.Koruma evlerindeki insan kalitesininde düşük olması nedeniyle istismarlar olmakta bu ise yeni sorunları tetiklemektedir.Ülkerlerde hapishane, huzuevleri ve çocuk bakım evlerinin sayıları her geçen gün artmakta dünya güvenlik merkezli bir gezegene dönüşmektedir.
İnsan maddi ve manevi gıdalarını alması gereken bir varlıktır.Gıdalar yönünden yetersiz beslenen bir kişi belli rahatsızlıklara maruz kalmaktadır.Bu ise biyolojimizi bozmakta hayatımızı zorlaştırmaktadır.Manevi yönden yeterli biçimde yetişmeyen kişilerin hayatla olan bağları da zayıf olmaktadır.Yüreğinde sevgi taşımayan birisinin insalığa karşı hangi sorumsuzluklarını tahmin bile edemeyiz.Sevgi diğer değerlerimizi doğuran bir özelliğe sahiptir.Kainatı yaratan sevgi hamuruyla varlığı yoktan var etmiştir.Bu ışığın her yere ulaşası için bizde gayret etmeliyiz.
Bir gün, Insan virgülü kaybetti ; o zaman zor ve uzun cümlelerden korkar oldu ve basit ifadeler kullanmaya başladı; cümleleri basitlesince, düşünceleri de basitleşti. Sonra ünlem işaretini kaybetti; alçak bir sesle ve ses tonunu hiç değiştirmeden konuşmaya başladı. Artık ne bir şeye kızıyor ne de bir şeye seviniyordu. Hiç bir şey onda en ufak heyecan uyandırmıyordu.Bir süre sonrada soru işaretini kaybetti ve artık soru sormaz oldu. Hiç bir şey onu ilgilendirmiyordu; ne evren, ne dünya, ne de kendi apartmanı umurundaydı. Bir kaç yıl sonra, iki nokta üst üste işaretini kaybetti ve olayların nedenlerini başkalarına açıklamaktan vazgeçti.Ömrünün sonuna doğru elinde sadece tırnak işaretleri kaldı. Kendine özgü tek düşüncesi yoktu, yalnız başkalarının düşüncelerini aktarıyordu. Düşünmeyi unuttu ve böylece son noktaya ulaştı…(1ilhamifindik@gmail.com)