Her yıl ekim ayında saatler bir saat geri alınırdı.Bu yıl bu uygulama rafa kaktı.İkili öğretim yapan okulların öğrencileri ve velileri karanlıkta başlayan ve gece biten eğitime isyan ediyor.Yaz saati neydi, nereden çıktı? Yaz saati uygulaması herhangi bir ülkede veya bölgede gün ışığından, sabahları daha az, öğleden sonra daha çok yararlanmak üzere, periyodik olarak, saatlerin belirli bir miktarda değiştirilmesidir.Genellikle, bu uygulama kapsamında saatler ilkbahar başlangıcında bir saat ileri, sonbaharda ise bir saat geri alınır. Çağdaş yaz saati uygulaması ilk defa 1895 yılında Yeni Zelandalı bir böcekbilimci olan George Vernon Hudson tarafından önerildi.O günden sonra birçok ülke bu uygulamayı benimseyerek kullanmaya başladı.Bununla birlikte, yaz saati uygulamaları ülkeler arasında farklılık gösterebilir.
Yaz saati uygulaması tartışmalıdır.Gün ışığından daha çok yararlanmak için gündüz saatlerine bir saat eklenmesi satış, spor ve iş saatlerine bağlı çeşitli etkinlikleri olumlu yönde etkilerken tarım, gece eğlenceleri gibi güneş ışığıyla beraber biten etkinliklere olumsuz etki yapar. Öte yandan, öğle saatlerine bir saat daha eklemek, trafik kazalarından kaynaklanan ölüm oranlarını da azaltmaktadır.Ne var ki, uygulamanın sağlık ve suç oranları üzerindeki etkisi daha az belirgindir. Her ne kadar uygulamanın ilk hedeflerinden biri akşam saatlerindeki aydınlatma enerjisi tüketimini kısmak olsa da, günümüzde çağdaş ısıtıcı ve serinletici cihazların yaygınlaşmasıyla birlikte bu amacından sapmaya başladı. Öyle ki, 20. yüzyıl başlarında elektrik temel olarak aydınlatmada kullanılıyordu. Teknolojik gelişmeler yeni elektrik kullanım alanları yaratınca buradan elde edilen tasarruf azaldı. Bu bakımdan bu uygulamanın kullanılması çelişkili ve tutarsız bir hâl almaya başladı.
YSU'da ara sıra meydana gelen kaymalar başka zorlukları da beraberinde getirir. Bundan dolayı, zaman kaydetmede ve görüşmelerle yolculukların ayarlanmasında, faturalandırma, arşivcilik gibi işlerde, tıbbi cihazların ve iş makinelerinin kullanımı ile uyku düzeninde sorunlar meydana gelir. Yazılımlar genellikle bilgisayarların saatlerini otomatik olarak ayarlar. Ne var ki, bunun sınırları vardır ve özellikle YSU kuralları değiştiğinde hata olasılığı artar.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı uygulamanın 2013 yılından itibaren kaldırılması için harekete geçti. Planlara göre Bakanlar Kurulu'na gönderilecek yeni kanun tasarısı ile Ekim ayında son kez kış saatine geçilmiş olacak ve böylece 2013 yılın Mart ayından itibaren sürekli yaz saatinde ve GMT +3 zaman diliminde kalınarak, uygulama son bulacaktı.Fakat iş dünyasından gelen tepkiler üzerine bu tasarıdan vazgeçilmiş ve yaz saati uygulaması günümüzde sürmektedir. 08/09/2016 tarihli 29825 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 07/09/2016 tarihli 2016/9154 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesine göre Türkiye'de yaz saati kalıcı hale getirilmiştir. 2016 yılı sonu itibariyle uygulama son bulmuştur.
Yaz saati uygulaması ile birlikte ikili eğitim yapan okullardan özellikle ortaokullar sabah derse saat 07’de başlayıp akşam saat 18:30 bitirmektedir.Güneşin geç doğup erken battığı kış aylarında okullar sabah karanlıkta açılmakta, akşam ise karanlıkta kapanmaktadır.Bu her iki durumda velileri ve okulda görev yapan herkesi tedirgin etmektedir.Sabah köpeklerin sokaklarda gezdiği saatte öğlencilerin sokakta olması, öğretmenlerin derslerine yetişebilmek için evlerinden çok erken çıkması kahvaltı kültürünü ortadan kaldırmaktadır.Okullarda resmen ilk saatlerde ve son saatlerde ders yapmak imkansızlaşmaktadır.Günde 40 dakikalık 14 ders yapılan bir okulda idareci olmak ve ortalama 12 saat çalışmak hiçte adil ve insaflıca değildir.
Son yıllarda eğitimde özellikle de donatım imkanlarının artırılmasında, derslik sayılarının çoğaltılmasında oldukça önemli yol katedilmiştir.Ancak ders kitaplarının kullanışlılığı ve müfredatın hafifletilmesi konusunda yapılacak çok önemli işler sırasını beklemektedir.Hem çok ders yapmak çok şey öğrettiğimiz anlamına gelmez.Dünyada bilgiye ulaşmak artık çok kolaydır.Esas olan bilginin beceriye, becerinin alışkanlığa dönüşmesidir.Daha da esaslısı dünyanın halifesi sayılan insanın ürettiği maddeyi aşıp mana aleminde ahlakın kuralları içerisinde insanlığa faydalı hale dönüşmesidir. Dünya üretiyor, kullanıyor, tüketiyor.Zengin çok daha zengin fakir ise ezilmeye mahkum yaşıyor.Öyle bir eğitim sistemi ve örnek bir hayat üretmeliyiz ki her can dünyalık her şeyden istifade edebilsin.Güçlü olanlar değil haklı olanların hakim olduğu bir düzen olsun.Değilse saatleri ayarlama enstitüsünde olan bitenler hiç ilgilendirmez.Okulların karanlıkta eğitim yapmaması için büyüklerin neyi beklediğini sormamız gerekiyor.Büyük şehirlerde sabah akşam trafik felç oluyor.Büyükler lütfen acil çözüm.Aileler tedirgin, öğretmenler kaygılı, ya gözleri görüp yüreği dayanamayanlar ne yapsın? (1ilhamifindik@gmail.com)