(AFRİN SAADET VE HOCALAR)

          Kafalar biraz karışmaya başladı. İyidir…

          Karışamayan kafa ya boştur, ya gailesizdir. Hele de şu günlerde. Ekonomi kendisinden beklenen tepkileri veremezken. Siyaset askeri işleri doğal olarak dizayn ederken, Kıbrıs çıkarmasından sonra en büyük askeri operasyon yapılırken…

          Burnumuzun dibinde beslenip büyütülmüş Pkk terör örgütüne emanet edilmiş olan Afrin operasyonu, komutanlarına, askerlerine ve en başta da Sayın Cumhurbaşkanına dualar eden ve cemaatten amin toplayan Hocalar dile düştü.

          Türkiye’de islami siyasetin kurucusu durumunda ki parti milletin hiç te anlamayacağı bir tonda inatla Ak Parti eleştirileri yapmaya devam ederken Cumhur ittifakına acilen katılması gerektiği baskılarına anlaşılmaz (!?) bir direnç gösteriyor.

          Kafalar çok karışık. Hükümetin on yedi yıla yaklaşan iktidarının en tatlı günleri sona ererken bir çok şey yapılamamamış, başarılamamış veya haksızlık etmeyelim tamamlanamamış ve yarım kalmışlık hissi oluşturuyor içimizde.

          Yüzde on yedilerle kurdukları kısa ömürlü azınlık hükumetinde ülkemizin anasını ağlatanları unutmamışken bu hissiyatı yaşayışımız şaşırtıyor. Yıllardır çok iyi hizmetler üretmiş olan hükümetimiz biraz soluklanmak ister gibi etrafına bakmaya başladı sanki yahu yorulduk dercesine.

          Kafalar çok karışık; bir yandan cihat kavramı müfredata girdi diye sevinenler ve büyük endişeler (!) yaşayanlar var iken, fiilen Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı ile dünyaya cihat eğitimi verirken diğer yandan bir valinin önsöz yazdığı cinsellik ve ahlaksızlık içeren kitap bomba gibi gündeme düşüyor.

          Eli - Ayağı tutan, imkanı olan herkes Türkiye’nin meydanlarına çıkıp, Kilis’e gidip özelikle de Şehit yakınları; biz de buradayız diyerek, askere ve kurtarılan bölgelere yardım, kurban getirip ‘’ Vatan Sağolsun ‘’ diyenler ; tek millet tek bayrak tek devlet tek vatan diye seslerini duyururken ; 8 Mart kadınlar günü dolayısıyla sokaklara çıkan ve kadını ve erkeği Kapitalist tanıma göre şekillendirmek isteyen insanlar düşüyor ekranlara…

          Eğitim’in ekonomik ve bilimsel olarak ulaşmasını istediğimiz iyi hedeflerine doğru geliştirmek adına dünya kadar harcama ve emek dökülürken, bir yandan dindar nesiller yetiştirme hedefine odaklanmış iken; bir başka taraftan öğrenci tacizleri ile ilgili haberler gündeme düşüyor. Çocuk istismarı konusunda en ağır cezanın uygulanması için çalışmalar yürütülürken her kesim destek verir çünkü popülerdir ama ahlaki eğitim söz konusu olunca bir kesim ‘’ Zorunlu din dersi kaldırılsın '' der(!) 

          Bir başka alanda yazarlar iktidar imkanları ile bozulmadan yakınırken; zamanın mücahitleri devletin dayatma noktalarından hareketle Cuma namazı sonrası geç dönen personele bu veya başka bir rejim ritüeli ihmali bahanesiyle ceza verir ve maiyetinde ki insanlara bu günlerin 28 şubatını yaşatırken kafalar karışıyor doğal olarak… Ve hem de herkes Allah Rızası (!) için çalışabiliyor nasıl oluyorsa. Hem devletten maaş alıp hem işini sadece insan olduğu için gereken özenle yapmaktan kaçınıp hem de İslam tüccarlığı yapmaya utanmayanların varlığı kafa karıştırıyor…

          Her tarafta imam hatip liseleri açılıyor ne gerek var diye en önde ki ve iktidarın nimetlerinden en çok yararlananlar sözüm ona akıllıca eleştiri üreten büyük bir standart sapma yaşarken ve çalıştığı kurumda canını dişine takanlara yine aynı türden zavallılar tarafından engeller çıkarılırken… Yirmi yıllık çalışma hayatında var olamamış zavallıların eline geçen güç, imkan ve benzeri ile imtihanında kaybetmeye mahkum oluşuna tanık olunurken…

          Kendisine gelen ihtiyaç sahibine ‘’ Allah versin ‘’ diyenlerin yerini ‘’kardeşim Devlet versin ‘’ git devlet baksın sana söyleyenler aldıysa ve fedakar anne - öğretmen - komşu vb. tüm kavramların cenaze namazı büyük bir huşu ve katılımla gerçekleştiriliyor ise hem de herkes aynı şikayetleri dile getirip bu dejenerasyon değirmeninde ki öğütülen kavramların imhası için herkes su taşıyorsa kafalar karışmış demektir.

          ‘’ Lime Tegulune mala tefalun’’ yapmadığınız şeyleri neden söylüyorsunuz diye buyurulan ayetler kuru bir tekrardan öteye geçemiyorsa ve Ülkenin siyasi yapısı islami hassasiyet üzere bir yapının emanetinde iken din ve ilgili kavramlar dürtülerek irdeleniyorsa; ayet müfessiri olmaya soyunmuş ve var olan ayet ve hadisleri toplumun gözü önünde hafifseyen islamcı yazarlar söz konusu ise…

          Toplum olarak tüm bireylerin aklı çok kestiği ve çok büyük bir siyasi deha olduğu için gördükleri tehlikeleri (!) görmediği için Cumhur İttifakına katılma konusunda ayak sürüyen Saadet Partisi ve Temel Karamollaoğlu’nun müslüman, insan ve hatta siyasetçi olmak için sair 81 Milyondan izin alması gerektiği ve hatta onların bu izni pek te vermeyecekleri bir durum olduğu söz konusu iken…

          Hem de '' Temel Karamollaoğlu sen nereden çıktın '' (?) diye sorulurken Rahmetli Erbakan’ın kemiklerini sızlattığı için ağır hakaretlere uğramasının en doğal bir durum olduğu kimi troller vasıtasıyla gündeme taşınırken, Süleyman Soylu’nun istifası sözlerine ‘’ Ülkeyi biz yönetiyoruz Troller değil ‘’ diye cevap veren Sayın Cumhurbaşkanının bu durumu görmezden gelişine rağmen kafalar karışık olabilir öyle değil mi?

          Ülkede sadece Saadet’in kafası net sanırsınız. Israrla neyin ne için yapıldığı veya yapılmaması gerektiği için nefes tüketirken karşıdakilerin ısrarla dinlemeyip '’Sen Cumhur ittifakında var mısın yok musun ‘’ ona cevap ver diye dayatmasına maruz kalışı söz konusu maalesef. Bu arada onların duruşunun dikkate değer olduğunu ve ittifak içinde olamalarının doğru olacağını düşünenlerdenim. Bu fikri ve dini merkezli ayrışmanın özellikle tırmandırılmasında 2019 seçimleri de dahil bir çok hedefin olduğunu düşünüyorum.

          Sadece İslam ve Türkiye düşmanlarının kafası karışık değil bir de. Bizi alimiyle, cahiliyle, yöneteni ve yönetileniyle bir birimize katmayı, karıştırmayı ve her zaman kafamızın karışık olmasını başarabilen dahili ve harici bedhahlarımızın kafası hiç mi hiç karışmıyor. Eyvah ben de farkında olmadan M. Kemal’den alıntı yaptım. Ama neyse sol iktidar olursa işime yarar. En iyisi ellemeyelim orada kalsın.

          Allah’tan ümidi kesip Batı’ya bağlayanlara karşı siyasi mücadeleyi kazananların iktidarında onların altta kalanları ya da evlatları yani yetiştirdikleri yeni nesiller ‘’ Allah’tan ümidi kesmiş ve yüksek makamlardan istimdat eder ve korkar hale gelmiş’’ olması üzerine söyleyecek tüm cümleler boştur.

          Rivayet olunur ki twit silme ve hesap kapatmalar bile varmış mesela. Sanmam mutlaka eksik bir bilgi vardır bu tür haberlerde !?

          Vesselam

          Cevat YEK

          11.03.2018 12:55