HAYALLERİMİZ ONLARIN HAYALLERİNDEN ÖTEDE OLMALI
2007 yılından bir haber:” Avrupalı bilim adamları ve mühendisler, bir gök taşından (asteroid) Dünya'ya parça ve numune getirecek bir uzay aracı projesi üzerinde çalışıyor. Britanya'nın Astrium ve Almanya'nın OHB uydu firmalarının ortaklaşa çalıştığı projede, küçük bir gök taşına gönderilecek aracın, bu gök cisminde sondaj ve tahlil yapması planlanıyor. 2014'te Dünya'ya 675 milyon km uzaktaki bir kuyruklu yıldıza toplam 6,5 milyar km yol kat ettikten sonra yaklaşacak. Bu gök cismiyle yan yana hareket edecek ve ayrıntılı görüntülerini Dünya'ya geçecek Rosetta uydu aracı, daha sonra kuyruklu yıldızın yüzeyine kimyasal analiz yapması için buzdolabı büyüklüğünde bir robot indirmeye çalışacak. “
Sonuç: 12 Kasım 2014 insanlık tarihinin dönüm noktalarından biri olarak kayda geçti: İnsan, ilk kez bir kuyruklu yıldıza robot indirdi!
2007 yılındaki bu haberi neden paylaştım? Çünkü biz daha günümüzde kendi silahlarımızı üretme noktasında emeklerken yabancı ülkeler o yıllarda neleri hedefliyor, neler başarıyor? Hemen yanımızdaki Afrin operasyonunda yerli ve milli silahların/teknolojinin önemi o kadar ön plana çıktı ki, biz bir yandan mevcut silahları yeniden üretme telaşındayken bir yandan da kimsede olmayan yeni teknolojileri üretmeliyiz. En azından bunu hedeflemeli, ajandamızın bir köşesine not almalıyız.
Hayallerimiz onların hayallerinden ötede olmalı.
Dünyanın gördüğü her büyük başarı, önce bir hayaldi, en büyük çınar bir tohumda, en büyük kuş bir yumurtada gizliydi.
Elbette ki bu işler ekonomiye dayalı ama bu aynı zamanda kendi kendini çeviren bir yatırım. Başlangıçta Ar-Ge çalışmalarına çok para gitse de sonrasında bunu misliyle çıkarabiliyorsunuz. Bakınız S400 savunma sistemini Rusya’dan 2 milyar dolardan fazla bir paraya aldığımız söyleniyor.
Nasa yıllık milyarlarca dolar harcama yapmasına rağmen yaptığı buluşlarla ülke ekonomisine ciddi katkılarda bulunuyor. Mamografi, mikroçipler, kablosuz aletler, uydu televizyonu, teflon gibi birçok buluş hayatımızın vazgeçilmez bir parçası.
Önceliğimiz elimizde olmayan teknolojinin temini olmalı tabi ki ancak bir yandan hayallerimizi sınırlamamalı, geleceğin teknolojilerine de yatırım yapmalıyız. Şu anda dünya basınınında konuşulan, üzerinde çalışma yapılan buluşlar arasında; silahtan çıktıktan sonra yönünü değiştirebilen, köşeleri dönebilen, hedefe kilitlenen mermi, Düşmanın fark edemeyeceği böcek görünümlü robot patlayıcılar, hedefi ışığın hızını ve gücünü kullanarak vuran lazer silahları, mermisini sesten 7 kat fazla hızla hedefine yollayan elektromanyetik silahlar, HAARP Teknolojisi ( Amerikanın en ünlü jeofizikçilerinden birine göre bu teknoloji iklimleri değiştirmeye, ozon tabakası ile oynamaya, deprem oluşturmaya da yarıyor)
Bunu yapacak hem kaynağa hem de insan gücüne sahibiz. Beyin göçü nedeniyle dünyanın dört bir yanına en kritik görevlere birçok insanımızı kaptırmışız. Doğru motivasyonla bu yetişmiş beyinlerimizi ülkemize tekrar kazandırabilirsek ve gereken imkânları sunarsak teknolojide çağ atlamamız hiç uzak değil.
Bakınız ürettiğimiz insansız hava araçlarına…
Lütfen youtube’a “ 2005 Ekim: Selçuk Bayraktar Mini İHA Uçuş Demosu kapanış konuşması” yazın ve çıkan videoyu çocuklarınıza, ailenize, çevrenizdeki herkese izletin.
Selçuk Bayraktar o dönemde Amerika'nın en prestijli mühendislik okullarından olan MIT'de (Massachusetts Institute of Technology) doktora çalışması kapsamında agresif manevra kabiliyetine sahip helikopterlerin uçuş kontrol sistemlerini geliştirmekteydi. 2005 Ekim ayında TAI tesislerinde gerçekleştirilen mini İHA uçuş gösterimi için Türkiye'de bulunan Selçuk Bayraktar başarıyla tamamlanan uçuşların hemen akabinde yaptığı duygusal konuşmada “ Amerika’da Boing, Lockheedmartin gibi büyük firmaların Cruse sistemlerini de biz yapıyoruz. Türkiye’ de bu sistem desteklenirse 5 yıl içerisinde insansız hava aracına kavuşur.” diyordu. Bu konuşmayı yaptığında yıl 2005’ti. Videoyu izlerseniz elindeki RC kumandalı basit bir model uçaktır. Yıl 2018. Ülkemiz Bayraktar’ a inandı ve yatırım yaptı. Dünyada İHA ve SİHA üreten 6 ülkeden biriyiz şu an.
Gençlerimize güvenelim. Gençliğe ve eğitime doğru yatırım yapalım, onlara dava ve dert verelim başka bir şeye gerek yok. Bizim en büyük zenginliğimiz yer üstü ya da yer altı zenginliklerimiz değil gençlerimizdir.