Yine ve yeniden Milletimiz için önemli bir köşebaşında bulunuyoruz.
Cumhurbaşkanımız bu yazının yazıldığı saatlerde anayasa paketini onaylamadılar ama onaylandıktan sonra referandum süreci başlayacak. sosyal medyada iki kesim var. Evet ve Hayır cephesi. Hayır cephesinin en büyük korkusu Tek adam korkusu. aslında paketi okumadıkları bu korkuyla ortaya çıkıyor. aklıselim ile okusalar aslında şu anki sistemden daha demokratik olduğunu görecekler. Ve biraz akılları olsa her seçimde zaten tek başına iktidar olan Ak parti ve RTE 'den kurtulmanın tek yolunun (!) bu paket olduğunu görürlerdi. Öyl ya en fazla 2 dönem seçilebilecek. bir dönemi geçti bile Eğer seçilirse yada aday olursa 2019 seçimlerinde seçilecek ve 2024 yılında artık siyasetten ayrılacak. aksi durumda yine veyine Başbakan olur ve o istemeden ayrılmaz. Tek adam korkuları ile ilgili hayır cephesinin hoşuna gitmeyecek bir yazı alıntılamak istiyorum. Zeki Bayraktar yazısında :
"Diyorlar ki; ‘Bak gördünüz mü, ABD başkanı Trump ‘Müslümanlar ülkeme giremez’ diye ferman buyurdu, ama mahkeme buna dur dedi, ya bizde de seçilen başkan böyle bir ferman buyurursa ve mahkeme de bağımsız olmazsa ne olacak?’
*Evet, ne kötü bir ferman değil mi? Ama biz daha ne fermanlar gördük bu ülkede!*
.
Vaktiyle bir Cumhurbaşkanı şöyle ferman buyurmuştu mesela; ’Başörtülü kızlar Arabistana’a gitsin, burada okuyamazlar’
Ve o sizin bağımsız olduğunu iddia ettiğiniz -aman ha! bu bağımsızlıkları bozulmasın’ dediğiniz mahkemelerin hiçbiri, bu fermana dur demedi. Tam tersine ‘evet evet, başörtülüler bu ülkede okuyamazlar, gitsinler’ dedi.
Ve okuyamadılar. Kendi ülkeleri zindan oldu gencecik kızlarımıza.
Trump ’yabancı başörtülüler ülkeme girmesin’ dedi, bizimkisi ‘başörtülüler bu ülkeden gitsin’ diyor. Hangisi daha kötü?
.
*Demek ‘ya başkan ferman buyurursa’ öyle mi? Biz daha ne fermanlar gördük bu ülkede!*
Vaktiyle bir başbakan, milletin seçtiği başörtülü vekil için ‘bu kadına haddini bildirin’ diye ferman buyurmuştu mesela. Tayfasındakiler de ‘dışarı, dışarı, dışarı’ naralarıyla o kadına haddini bildirmiş, meclisi dar etmişlerdi. Milleti, milletin meclisinden kovmuşlardı.
Ve o sizin bağımsız olduğunu iddia ettiğiniz -aman ha! bu bağımsızlıkları bozulmasın’ dediğiniz mahkemelerin hiçbiri, bu fermana da dur dememişti. Tam tersine ‘evet evet, bu kadına haddi bildirilmeli, meclisten, hatta ülkeden kovulmalı’ demişti.
.
*Demek ‘ya başkan ferman buyurursa’ öyle mi? Bizde daha ne fermanlar gördük bu ülkede!*
E-ferman gördük mesela. Vaktiyle bir genelkurmay başkanı e-ferman ile ‘eşi başörtülü biri cumhurbaşkanı olamaz!’ diye ferman buyurmuştu.
Ve o sizin bağımsız olduğunu iddia ettiğiniz -aman ha! bu bağımsızlıkları bozulmasın’ dediğiniz Yüksek mahkeme de – bu fermana dur demek şöyle dursun- anında bu fermanı tasdik etmiş ve ‘evet evet, Cumhurbaşkanı olamaz, 367 şart’ demişti.
.
*İşte böyle… Biz daha ne fermanlar gördük bu ülkede!* Ama vaktiyle bu fermanlara alkış tutanlar şimdi ‘ya böyle fermanlar görürsek…’ diyorlar.
Haklılar. Görmemeliyiz. Peki bunun için ne yapmalıyız? Temel haklarımızı anayasal güvence altına almalıyız. Nitekim referanduma sunulan pakette tüm temel haklar anayasal güvence altına alınmakta ve Cumhurbaşkanının temel haklar alanında kararname çıkaramayacağı net olarak ifade edilmektedir. Paketin ilgili maddesi (m.104) şöyledir;
.
‘Madde 104: Cumhurbaşkanı, yürütme yetkisine ilişkin konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarabilir. Anayasanın ikinci kısmının birinci ve ikinci bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleriyle dördüncü bölümde yer alan siyasi haklar ve ödevler Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile düzenlenemez. Anayasada münhasıran kanunla düzenlenmesi öngörülen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz. Kanunda açıkça düzenlenen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz. Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile kanunlarda farklı hükümler bulunması halinde kanun hükümleri uygulanır. Türkiye Büyük Millet Meclisinin aynı konuda kanun çıkarması durumunda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi hükümsüz hale gelir.
.
Demek ki neymiş? Cumhurbaşkanı temel haklar konusunda ferman buyuramazmış. Sadece yürütme ile ilgili kararname çıkarabilirmiş. Hakkında kanun olan konularda kararname çıkaramaz ve çıkardığı kararnamelerde de kanunlara aykırı hüküm bulunamazmış.