Toplumsal cinsiyet eşitliği çerçevesinde yürütülen birtakım projeler, toplum, aile, eğitim, çocuklar ve ülkemin istiklali söz konusunda olduğunda ne denli gözü kara ve titiz olduğumu bilen bilir.
Yılın büyük bir kısmını çocuklar ve gençler için yazılmış kitapları okuyarak geçiren bir yazarım. Ders kitaplarında yer alan FETÖ propagandalarını deşifre etmeseydim kimsenin umurunda değildi. Bizim medyanın zaten eğitim, çocuklar ve aile gibi bir derdinin olmadığını biliyorum.
Medya eğitime ilgisiz
Bu fakir, ders kitaplarında yer alan FETÖ propagandalarını deşifre ederken büyük gazetelerimiz ve yazarları ders kitaplarını övüyordu.
Bereket versin Milat Gazetesi var. Yaptığı haberlerle bu alandaki boşluğu ciddi anlamda dolduruyor.
Takip edenler hatırlayacaktır 6.11.2017 tarihinde yine bu köşede “Nötr Cinsiyet, Üç Ebeveynli Çocuklar ve MEB” başlıklı bir yazı kaleme almıştım. Bu endişe verici proje, elbette MEB’in icat ettiği bir proje değildi.
ETCEP Projesi
2014-2016 yıllarında devam eden ve dönem itibariyle ilgili bürokratların övgüyle bahsettiği bir projeydi bu. Öyle ki dönemin MEB yetkilileri, Türkiye’de ilk uygulama örneği olan bu projenin hayata geçirilmesine öncü olmaktan gurur duyduklarını ifade ediyorlardı.
Bu programla birlikte binden fazla maarif müfettişi, idareci ve öğretmen, toplumsal cinsiyet eşitliği ile ilgili eğitim aldı. Ayrıca, 542 kadın idareci ve öğretmene yönelik de liderlik eğitimleri gerçekleştirildi.
296 uzmanın katkı verdiği projeye, 10 proje ilindeki pilot okullardan yaklaşık 6000 öğretmen ve 12 binden fazla öğrenci katıldı. Proje ise 2016 yılında bitti.
Türkçe ders kitabında bir görselde yer alan ailedeki kişilerin erkek mi yoksa kadın mı olduğunu bir türlü anlayamadığımız bir karikatürden yola çıkarak bu projenin detaylarını yazmıştım.
Biten proje yeniden gündeme geldi
Üzülerek ifade etmeliyim ki yazı o günlerde pek de ilgi çekmedi. Bugünlerde toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda topyekûn tepki gösteren arkadaşlarımız sanırım o günlerde mevzuyu pek tehlikeli bulmamışlardı. Neden bugün tepki gösterdiklerini de anlatacağım.
Evvela bu tür projelerin küresel ölçekli projeler olduğunun bilinmesi gerekiyor. Örneğin dünya nüfusunun azaltılması, insan türünün farklılaştırılması, dijital dünya projesi/Blokchain teknolojisi ve sessiz silahlar olarak bilinen bir takım somut projelerden elde ettiğimiz veriler göstermektedir ki insan fıtratına ve doğrudan aileye yönelik ciddi bir saldırı söz konusu.
Bu çerçevede önlem almak, tepki göstermek ve yetkilileri uyarmak kadar daha vicdani ne olabilir.
Düşünün, 2015 yılında Fransa’da bir mahkeme daha önce erkek olan bir vatandaşın kimliğine ilk defa “Nötr cinsiyet” yazılmasına karar verdi. Ukrayna'da üç ebeveynli bir çocuk dünyaya geldi.
Daha da vahimi diziler, sinemalar, kitaplar, subliminal mesajlarla yüklü yönlendirme haberleri ile ünlülerin “Yeni birliktelik formuna uygun” ilişkileri, özendirici bir dille medya üzerinden topluma taşınarak her türlü çarpık ilişki zihinlerde meşrulaştırılmaya çalışıyor.
Keza “İstanbul Anlaşması” çerçevesinde “Kadının beyanı esastır” türünden maddelerle aile yapımız ciddi yaralar alıyor. Evet, tüm bunları oturup konuşabilmeliyiz. Tepkimizi de ortaya koymalıyız. En önemlisi de bilinçlenmeliyiz. Bu mevzunun bir avuç insanın gündeminde olduğunu da unutmayalım.
Fatura neden Ziya Selçuk’a kesilmek isteniyor?
Benim itirazım odur ki; gerek ETCEP projesi gerekse mevzubahis ettiğimiz bu tür meseleler nedense son günlerde yeni Milli Eğitim Bakanı’na mal edilerek gündeme getiriliyor. Projeyi bizzat hayata sokan yetkililerden kimse bahsetmiyor. Sanırsınız bu küresel projenin mimarı Ziya Selçuk.
Bu konuda hassas olan samimi insanları tenzih ederim lakin ortada ciddi bir haksızlık/ahlaksızlık söz konusu.
Benzer bir hadise Cahit Zarifoğlu’nun kitabıyla da gündeme gelmişti/getirilmişti. Bakanlık, ETCEP projesiyle alakalı bir basın açıklaması yapmasına rağmen mevzu her geçen gün harlandırılıyor.
Gizli bir el, Ziya Selçuk’a ve Cumhurbaşkanımıza operasyon çektiriyor. Nedense operasyon çektirenlerin gündeminde ETCEP yok! Ve nedense bu mevzular, Ziya Selçuk’un “Liyakat esaslı yeni bir sistem inşa edeceğiz” demesinden hemen sonra patlak verdi. Sanırım birileri, kurdukları saltanatın yıkılmasından korkuyor.