***GELİN FİLMİ BAŞA SARALIM!***
Gelin filmi başa saralım, bakalım gerçekler nasılmış ve aslında kim mağdur olmuş görelim.
Kadın müdür yardımcısı okula atanır ve doğal olarak ona idare odalarından biri tahsis edilir ve oraya yerleşir. Ancak müdür yardımcısı arkadaş, içinden okul öncesi öğretmen tuvaletlerine geçişin de bulunduğu ortak alanı kendisine ayırır, anahtarını değiştirir, kanepe vs. koyarak ilave bir dinlenme mekanı oluşturur. 

EBS: "On iki yıllık zorunlu eğitimi masaya yatırma zamanı geldi" EBS: "On iki yıllık zorunlu eğitimi masaya yatırma zamanı geldi"


Okul müdürü, defalarca sözlü uyarılarına rağmen alanı boşaltmayan müdür yardımcısına önce bir şahit huzurunda tebligat yapar, olumsuz cevap alınca tutanak tutar. Devamında resmi yazı yazar ancak yine emrini dinletemez.


Okullar açılır, öğretmenler gelir, okul öncesi öğretmenleri tuvaletleri kullanamaz ve problemin çözülmesini isterler. Okul müdürü ilk hafta olduğu için yoğundur ve artık hizmetliye kapıyı bir şekilde açmasını söyler. 


Sonunda hizmetli işin erbabı bir çilingir değildir ve tornavida, çekiç kullanır. Bütün bu probleme sebep olan müdür yardımcısı, kamu alanında video çekimine başlar. Sesler üzerine müdür olay yerine gelir ve bu esnada hizmetli sinirle kapıya tekme atar, ancak müdür yardımcısı amacına ulaşmış, video kayda geçmiştir.


Olay 11 Eylül’de yaşanır ve video 19 Eylül’de basına verilir. Basının özel gayreti sonucu okul müdürü açığa alınır, hakkında soruşturma açılır. Müdür yardımcısı ise evine yakın ve çok daha merkezi bir okula görevlendirilir. Müdür yardımcısı mutludur, amacına ulaşmış, sendikasına müthiş bir iş çıkarmış, Eğitim Bir Sen üyesi bir İmam Hatip müdürünü harcamış ve karşılığında ödüllendirilmiştir. 


Yetmemiş gibi linç kampanyasına bugün de devam edilmiştir. Neymiş bakanlık paraları hakkında kapı kırmaktan, öğrencilerin kıyafetine karışmaktan soruşturma açılan müdüre para ödülü vermeye harcıyormuş! Yuh olsun sizin haberciliğinize, yuh olsun sizin sendikacılığınıza ve insanlığınıza.
Beyler, bu işler bu kadar ucuz değildir, sabrımızın da bir sınırı vardır. Bursa’da linç kampanyası adet haline getirilmiş, daha önce de Haydar AKIN arkadaşımıza aynı kumpas kurulmuştu. Münferit olaylar üzerinden gidilerek bir bardak suda fırtına koparılacaksa bazıları insan içine çıkamaz hale gelir bilesiniz.
Şimdi düzelterek devam edelim isteseniz:


Okulun ortak alanını kilidini değiştirerek kendine tahsis etmek suçtur.
Amirin sözlü ve yazılı emrini dinlememek suçtur.
Kamu kurumunda izinsiz video çekmek ve yayınlamak suçtur.
Ödül listeleri bir önceki yıla ait performansa aittir, işlemleri aylar öncesinden tamamlanmıştır. 
Hukukta masumiyet karinesi vardır ve mevzuatımızda, hakkında soruşturma açılan müdüre ödül verilmez diye bir hüküm yoktur.
Bütün bu bilgiler ışığında hakkın yerini bulması için herkesin basında çıkan haberlerle değil fiillerine karşılık gelen maddelerle işlem görmesi gerekir. Müdür yardımcısı, müdür ve kapıyı kıran hizmetli üçlüsünde en masumu müdürken, müdür olduğu ve bütün bu işlerin koordinasyonundan sorumlu olduğu için en mağdur olan olmuştur.


Bursa’daki bütün müdür yardımcıları, bu olaydaki arkadaşımız gibi kendine oda tahsis etse, müdürü dinlemese, video çekip yayınlasa, müfettişler de gidip müdürleri açığa alsa okullar ne hale gelir.
Burada asıl mağdur olan onlarcası hafızlık öğrencisi olan öğrenciler ve okul müdürü Ergin Kaya Kırbıyık’tır. Bu kasıtlı ve stüdyoda üretilmiş kasıtlı haberlere rağbet edilmesin, okul müdürü görevine dönsün ve hak yerini bulsun. 


Takipteyiz ve üyemiz okul müdürünün yanındayız. Bu arada NOW HABER sigortasız çalıştırılan işçiye çok üzülmüş, çok dürüst haberci bunlar bence!
Talat Yavuz 
Eğitim-Bir-Sen Genel Sekreteri

Editör: Serhat SALİMOĞLU