YAVUZ açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
Ülkemiz dünyayı sarsan devasa problemlerle boğuşmuş, salgınla, ekonomik saldırılarla, savaşlar ve terör belasıyla ateş çemberine dönen bölgemizde ayakta kalmış ve çok önemli bir seçimi geride bırakarak yeni bir yüzyılın hazırlıklarına başlamışken, tek hüneri din karşıtlığı ve değer düşmanlığı olan bir sendika “uyarıyoruz” diyerek güya eylemlilik süreci başlatmış.
Günümüzde örgütlü bir yapının sendika olarak anılabilmesi için, o örgütün her şeyden önce en temel insan haklarına saygı duyması gerekir. Din ve inanç özgürlüğü, dinini öğrenme, öğretme, yaşama ve gelecek nesillere aktarma özgürlüğü, bütün ihmallere rağmen dünyada saygı duyulan bir özgürlüktür.
Bir sendikanın söylemlerinde tutarlılığı ise karşı görüştekilere duyduğu saygı ile ölçülür. Attığınız her adımda, aldığınız her kararda referansınız din ve değer karşıtlığı ise siz sendika değil engizisyon mahkemesi olabilirsiniz.
Siz hayali birilerini uyaradurun, asıl biz size duymak istemediğiniz şu gerçekleri hatırlatalım. Siz bir sendika olamazsınız. Siz, sizin gibi düşünmeyenlerin değil haklarını, özgürlüklerini savunmak, onların adeta bu ülkeden kovulmasını istersiniz. Bilim der cehaleti, özgürlük der tutsaklığı, barış der terörü desteklesiniz.
Biz sizi, Diyarbakır annelerini ziyaret eden üyelerinizi sendikanızdan ihraç ettiğiniz gün tanımıştık. Aslında siz yaptıklarınızla beşli çetenin bugünkü izdüşümü oldunuz. Zamanın darbeci paşaları size ve sizin zihniyetinizdekilere, “ırgat” dediği gün tabelanız inmiş ve işiniz bitmişti. Hatırlatalım siz bir sendika değil, sendikal hakları başka emeller için kullanan, başkalaşmış, taşlaşmış, kökü dışarda marjinal yapılarsınız.
Sizin bu topraklarda hiçbir zaman kökünüz, karşılığınız ve tarafınız olmadı. Milletimiz sizi, laikliğin en katı hali ile uygulandığı ve zulme dönüştürüldüğü günlerden hatırlıyor. Çıkacağınız sokaklarda eğitimi yarım kalmış öğrencilerin, görevine son verilmiş öğretmenlerin, çocukları dağa kaçırılmış annelerin ahı sizi karşılayacak.
Sokağa çıktığınızda bir yıldır tehdit ettiğiniz memurlar, şefler, şube müdürleri, okul müdürleri ve öğretmenler; hazırladığınız ve elinizde kalan atama listelerini size soracaklar, ne diyeceksiniz? Aybüke öğretmenin annesi, Necmettin öğretmenin babasıyla karşılaştığınızda nereye saklanacaksınız? Sahi siz hangi ülkenin eğitimcilerini, okulunu, öğrencisini savunuyorsunuz?
Tehditle değil teklifle, sapkınlıklarla değil fıtrata uygun söylemlerle, üretilmiş değil gerçek gündemlerle biz var oldukça siz eriyecek ve tekrar ilkel halinize döneceksiniz. Konjonktür sendikası olarak şımarık ve taşkınlıklarınızla hafızalarda silinmez bir siciliniz oluştu ve siz artık bu ayıpla yaşamaya mahkum oldunuz.
Hatırlatalım siz bir sendika değil kurgulanmış operasyonel yapılarsınız. Yerli değil ithalsiniz. Bilimsel değil dogmatiksiniz. Velhasıl siz sendika değil başka bir şeysiniz.
Talat YAVUZ
Eğitim-Bir-Sen Genel Sekreteri