Cehaletle olan savaşı devlet olarak ta millet olarak ta insanlık olarak ta kaybediyoruz. Kaybettiğimiz için dünyada güven kalmadı, huzur kalmadı.Huzur kaçınca dünyalar dar gelmeye başladı.Batmaya başlayan gemiden her seferde bir şeyleri atarlarmış, ta ki gemi su alıp bir an önce batmasın.Gemi batarken de kavga etmenin alemi yok.Haklı olmakta, doğru olmakta, kazanmakta tufanla beraber anlamsızlaşacak.Bütün bunları bile bile insanlık ailesi kardeş kavgasını yürütmeye, kendince rakip görüklerini alt etmeye çalışıyor. Güreşçinin tuş etmesi, boksörün nakavt etmesi, sporcunun mağlup etmesi anlaşılır da insanın insanı terletmesi belki anlaşılır ancak, kanını ve göz yaşını dökmesini nasıl izah edeceğiz?
Ülkelerin geçmişi kazananların yazdığı tarih üzerinden geleceğimiz olan kuşaklara aktarılır.Bu aktarımda tarihi bir ders alınacak alan görmek yerine tarafgirlik kurgulanarak geleceğe aktarmak, intikam duygularını körükleyerek öğretilirse çatışma alanları hazır demektir.Sizde bu çatışma alanları üzerinden yeni kavgalar çıkarabilirsiniz.Toplumun sinir uçlarına dokunur, sık sık yeni kavgalar üretme, yeni yaralanmalar oluşturabilirsiniz.Böylece toplumda kavgaların birisi bitmeden birisi başlar. Öfkelenmeden neredeyse günlerimiz geçmiyor.Her yeni gelişmeyi lehimizde ya da aleyhimizde görüp değerlendirme tedirginlik oluşturuyor.Kısır tartışmalar üzerinden birbirimizi tüketiyoruz.
Dünya da eğitim sistemleriyle bu toplu katliamlar devam ediyor.Okulları kaldırsak ve insanlığı yalnızca kendi kendilerine bıraksak bu kadar bozulmayacağını düşünüyorum. Milyonlarca masum sistem çarkı içinde ezilerek, büzülerek yok olup gidiyor.Öyle anlamsız işleri eğitim diye sunuyoruz ki öğretmemiz gereken ne varsa öğretiyoruz, ya da öğretmeyi öncelememiz gereken her meseleyi öteleyip duruyoruz.Okullarda dersliklerde günde en az üç,beş farklı dersten öğretim yapmaya çalışıyoruz.O kadar çok şey öğretmeye çalışmakla aslında hiç bir şey öğretemediğimizi göremiyoruz.Okulda bulundukları sürelerin çok olması verimi artırmıyor tersine azaltıyor.Kalabalıkların sayısı çok, aklı yoktur sözü bizi teskin etmiyor.
Milli Eğitim Bakanlığımız, dört yıl önce zorunlu eğitim 12 yıla çıkardı, binaları çoğalttı, derslikleri etkileşimli tahtalarla donattı, İnternet ile ders yapılan yerlere dönüştürdü.Ancak öğrencilerin yüklerini taşınabilir olmaktan bir türlü çıkaramadı.Çantalar gerçekten çok ağır, derslerin süresi gerçekten çok fazla, alan seçimleri liselerde yapılıyor, çok geç bir uygulama olduğunu her kafası çalışan söylüyor.Gönül mesleği olan öğretmenlik yalnızca geçim sağlamak için olmamalıdır. Öğretmenler “iki günü bir olan zarardadır” hadisini hayatına şiar etmesi gereken bir meslek icra ediyorlar.Geleceğimize koydukları her taşın her yönden sağlıklı olması ve atılan her adımın isabetli atılması elzemdir.
Gök kubbe üzerimizde durdukça günümüzün neler getireceğini iyi düşünmeliyiz.Bilgi vermek yetmez, bilginin işlenmesi, üretilmesi, yeniden yoğrulması ve hayatın şartlarına göre güncellenmesi gerekliliktir.Derste öğrettiğimizi hayatta uygulatma mecburiyetimiz var.Az olsun öğrettiğimiz önemli değil, önemli olan öğrenilenlerin hazmedilmesi, ihtiyaç olan yerlerde kullanılması ve sürekli değişim ve dönüşüm esnekliğinin sağlanmasıdır.Bütün bunlar için öğretmen önce kendisi öğrenip uygulama yapacak, özümseyecek,yeni şeyleri öğrencilerine taşıyacak.Talep oluşmadan hazırlığını yapacak.Talebe talep ettiğinde al gülüm ver gülüm yapacak.Etkileşimli tahtaları kurduk, İnternet bağladık, ancak öğretmenlerimiz girip kullanmıyorsa sonuç almamız imkansızlaşır. Napolyonun komutanına savaşı neden kaybettiğini sorduğunda komutanın cevabı 99 sebebi var.Say dediğinde barutumuz bitti bir, deyince gerisini saymaya gerek yok der. Eğitimde başarısızlığın sebebi sorulursa sanırım en önemli aktör öğretmenler olacaktır.Yaklaşık dokuz yüz bine yakın eğitimci var.Bunlar asli işlerini profesyonelce yapmalı, yöneticileri tarafından daha iyi motive edilmeli,öğretmen derse daha iyi hazırlanmalı,öğrencisinden en az bir adım önde olmalı ve mesleki tükenmişlik yaşayan, görevinde başarısız olanlar bu meslekten acilen uzaklaştırılmalıdır.Eğitimde feda edilecek bir fert yoktur.Ne dersiniz? (1ilhamifindik@gmail.com)