BU GEMİ BATARSA HEPİMİZ BATARIZ

Abone Ol

Siyasi rant peşinde olan birkaç siyasi partinin anlayamayacağı büyük hesaplar dönüyor. Bazıları Recep Tayyip Erdoğan ismine karşı ciddi bir hazımsızlık içine girmiş olsa da, asıl hazımsızlığın bu ülke için olduğu bir gerçek.
İsimlerin gelip geçici olduğunu tarih bize her defasında fısıldadı. Fatihler, Yavuzlar, Kanuniler ve sonrasında Atatürkler, Menderesler, Erbakanlar hep geldi ve geçti.
Tarih onların yaptıklarını bir bir not ederken şahıslar üstü bir durum olan ülkenin ismi hepsine eşlik etti, etmeye de devam ediyor.
Son kale diyoruz, son cephe diyoruz. Bugün oynanan oyunların asıl sebebi Erdoğan değil, Türkiyedir.
Bunu anlamak istemeyenler sergilenenlere göz yummaktalar. En sağ kesimden biri de olsa, en son kesimden biri de olsa başarıya kilitlenmiş bir devlet varsa şer odağının her zaman ilgisini çeker.
15 Temmuz hain işgal girişimi ile birlikte istediğini elde edemeyenler ekonomi anlamında ciddi kıyımlara başladılar, başlayacaklar.
Avrupa’nın göbeğinde dizilere fon ayıran fetö örgütünün yaptığı algı çalışmaları her ne kadar durdurulamasa da yapılanların genel anlamda ülkeyi hedefe aldığı ayan beyan ortadadır.
Bu ülkeyi iktidar partisinin inancıyla değerlendirmek haksızlık olur. Bu iktidar her kesimden oy alarak buralara gelmiştir. Birileri çıkıp AK PARTİ bizimdir dediğinde Ak Partinin herkese mal olduğunu ve her kesimin olduğunu unutmamalıdır.
Siyasi rant peşinde koşanlar koltuklarının derdine düşmüş, devlet müessesesi Avrupa’da tartışmaya açılmış, bu tartışmanın karşısında duran ise sadece iktidar partisi olmuş. Bu memleketin sınırları içinde yaşayan bir çok insan ‘Şu ülke bölünse , bir savaşta yenilse, terör tırmansa, ekonomi batsa da "Erdoğan ülkeyi ne hale getirdi" diyebilsek diye bekliyor.
Fakat başlarını kaldırıp ülkesiz kalan Suriyelileri görmüyor, Mısır’da yaşanılanlara aklı ermiyor. Bu gemi batarsa bizlerde batarız diyemiyor. Ben duyguları onları insan üstü bir hale dönüştürmüş olmalı ki batan gemiden bir şekilde kurtulacaklarını düşünüyorlar.
Bu memleket bu millete altın tepside verilmediği gibi altın tepsiyle de alınmaz. Fakat her ülkenin çürümüşleri olacaktır. Önemli olan çürümüş olanların azlığı, taze yetişenlerin çokluğudur.