Ajankamu'nun sosyal sorunlara duyarlığının bir ifadesi olarak sunduğu bu köşede 14/09/2014 tarihinde "Okul Servis Araçlarını Kim Denetleyecek" başlıklı bir yazı kaleme almıştım. O yazıda okul servis araçlarının denetimsizliğini konu edinmiş ve bu gün başımıza gelen hususlara dikkat çekmiştim. O yazı da aynen şöyle demiştik.
"Manisa'nın Soma ilçesinde, 301 işçinin hayatını kaybettiği maden faciasının şokunu atlatmadan daha; İstanbul'da 10 işçinin hayatını kaybettiği, bir gökdelen inşaatının 32. katından yere çakılan asansör faciası ile sarsıldık.
Her iki olayda da, olayın oluş şekli ve sorumlularının bulunması için uzmanlardan oluşan ekipler oluşturulmuş ve vakanın üzerine titizlikle gidildiği ve sorumluların cezalandırılacağı söylenerek kamu vicdanı rahatlatılmaya çalışılmıştır.
İnsan unsurunun olduğu her yerde hata, kusur, kabahat vb. durumlardan kaynaklı kazaların olması muhtemeldir. Kaza ihtimalini en aza indirmek için, çalışanların eğitimi yanında denetimin mekanizmasının işletilmesi ve bu durumun yasal alt yapısının oluşturulması gerekir. Devlet olarak kötü alışkanlıklarımızdan biri de, son derece iyi tasarlanmış, en ince ayrıntısına kadar düşünülmüş yönetmelikler çıkarttığımız halde bu yönetmeliklerin uygulanmasını yeterince sağlayamamaktır.
Soma ve asansör facialarının oluşundan önce yapılanlar elbette ki facialar sonrası yapılanlardan çok daha önemlidir. Denetim, eğitim ve mevzuat boyutunda gerekli çalışmalar yapılsa idi belki de bu facialar olmayacaktı.
Kamuoyunu bilgilendirmeyi son derece gerekli gördüğüm bir hususu burada paylaşalım da, etkili ve yetkili kişiler bir facia daha olmadan, umalım ki, gerekli önlemleri alsınlar. Son ders zilinin çalmasından önce, birçok okul servis aracının okulların önüne sıralandığını sizler de görmüşsünüzdür. Bu araçların bir çoğunun Okul Servis Araçları Hizmet Yönetmeliğinin 4. maddesinde belirtilen standartlarda olmadığı, öğrencilerin inmesine ve binmesine yardımcı olacak personelinin bulunmadığı, ruhsatlarında belirtilen sayının nerede ise iki katı öğrenci alarak taşıma yaptıklarına şahit olmuşsunuzdur. Anılan yönetmelikte şikayetlerin, trafik zabıtasınca değerlendirileceği belirtilmektedir. Toplumumuzda şikayet kültürü oluşmadığı için resmi kurumların harekete geçmesi mümkün olmayacağı açıktır.
Bu yönetmeliğin 12. maddesinde “Bakanlık (Ulaştırma Bakanlığı kastediliyor.) yapacağı denetimleri, kendi personelinin yanı sıra, valilikler, kolluk kuvvetleri (polis, zabıta, jandarma) ve yetkili kıldığı diğer kamu kurum ve kuruluşlarının personeli aracılığıyla yapar. Denetimle ilgili olarak bu kuruluşlar Bakanlıkla her zaman işbirliği içinde olmak ve Bakanlık talimatlarını yerine getirmek zorundadır. Çalışma şartları yönünden Milli Eğitim Bakanlığı ve diğer ilgili kuruluşlar da mevzuatları çerçevesinde her türlü denetimi yaparlar.” denilmektedir. Çok merak ediyoruz, bu güne kadar Ulaştırma Bakanlığı okul servis araçları ile ilgili sistemli bir denetim çalışması yapmış veya yaptırmış mı? Emin olun ki yapmamış ve yaptırmamıştır. Yapsaydı bunun reklamını mutlaka yapardı.
Okullar Milli Eğitimin Denetimi altında olsa da, okul servis araçlarının kiralanmasında okulun bir dahli yoktur. Okul yönetiminin okul servis araçlarını denetleme ve eksikliklerini tamamlatma diye bir görevi de yoktur. Dolayısı ile Milli Eğitimin rutin denetimi dışındadır. Yetkili Ulaştırma Bakanlığı ise olaya ulaşamamıştır.
Bu konuda önlem almak için, öğrenci taşıma ücretini aşağı çekmek uğruna 14 kişilik araçla 25 kişi taşıyan okul servis aracına göz yuman velinin şikayeti mi beklenecek? Yoksa, her zaman olduğu gibi, bir kaza olacak, beş on öğrenci ölecek, ağıtlar yakılacak, kamu oyunu teskin için birkaç ay sıkı denetim yapılacak ve her şey eski haline mi dönecek."
Okul servis aracında bir öğrencinin unutulması ve ölümü ardından servis şoförlerinin rant uğruna birbirini kurşunlaması olayları haklılığımızı ortaya çıkardı. Denetimin önemi bir kez daha anlaşıldı.
Okul yönetimlerinin öğrenci taşımacılığı yapan firmalarla para ilşkisi içinde olduğu, bunun bereberinde bir çok probleme kaynaklık etmeside ayrı bir durum olarak karşımıza çıkıyor.
Milli Eğitim Bakanlığı okul servis araçlarını, iş yükünden bunalmış okul müdürlerine mi denetletecek. Bizzat MEB Müsteşarı denetim karmaşasından bahsetti. Aslına bakacak olursanız Milli Eğitim bakımından sorun yok. Çünkü illerdeki maarif müfettişlerinin denetim yetkisini kaldırarak kendi açısından denetim sorununu çözmüş oldu.